|
Kılıçdaroğlu neden ‘seçildiğimde’ dedi? Gerçekten aday olmak mı istiyor? Dilinin altında ne var?
Türk Dil Kurumu sözlüğünde Farsça kökenli bir kelime olan ‘
peşrev
’ şöyle tarif ediliyor:
“Güreşe tutuşmadan önce pehlivanların ellerini birbirine ve uyluklarına vurarak ve hafifçe sıçrayarak yaptıkları gösteri.”

Muhalefet partilerinin ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarmak için kendi aralarında yürüttükleri örtülü rekabeti bugünlerde en iyi tarif edecek ifade bu olmalı.

İttifak yapmak istiyorlar ama aynı zamanda birbirlerine karşı rakip durumdalar.

Yani, karşılıklı
‘peşrev çekiyorlar.”

Normal işlemesi beklenen takvime göre bir sonraki Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri Haziran 2023’te yapılacak.

Bir önceki seçime göre 5 yıllık sürenin yarıdan fazlası geçmiş olmasına rağmen, zamanında yapılacak bir seçim için hala iki yıldan biraz daha fazla bir zaman kadar beklemek gerekecek.

Halk, 2014/2019 arasında çok fazla sandık başına gidildiği ve bir anlamda seçim yorgunu olduğu için erken seçim istemiyor.

Anketlerde yüzde 70 oranında bir kitle erken seçim olmaz ve olmamalı şeklinde görüş serdediyor.

Malum, seçim deyince işler güçler beklemeye alınıyor.

E, zaten pandemi yüzünden milyonların ekmek yediği hizmet ve turizm sektöründe durum böyle değil mi?

İktidar cephesi böyle bir ortamda seçim ister mi?

Toplum istemiyor ama istese bile, Cumhur İttifakı ve Ak Parti açısından, pandeminin de etkisiyle ekonomik şartların ciddi anlamda zorlaştığı bir ortamda erken seçime gitmek akıl kârı görünmüyor.

Geçenlerde büyük bir işletme sahibinden dinlediğime göre, hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 30’u kapanmak zorunda kalmış.

Bunun yanı sıra son günlerde, Ak Parti’de daha önce bakanlık yapan şu an milletvekili olan tecrübe sahibi iki ayrı isimden iki ayrı değerlendirme dinledim.

Birinci isim şöyle dedi:

“Bizim 2023 seçimleri için kampanya dönemini bekleme lüksümüz bulunmuyor. Son üç aya bırakılabilecek bir durum yok. İki yıl boyunca toplumun ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak bir yol haritası ile ilerlemeliyiz.

İkinci isim de benzer şeyler dile getirdi.

Aşılarla ilgili son haberler, pandemiden çıkış anlamında olumlu sinyaller veriyor.

Haziran ayında 20 yaş üstü herkesin ilk doz aşı imkânına kavuşabileceğini Sağlık Bakanı Fahrettin Koca müjdeledi.

Her şey yolunda giderse Türkiye, pandemiden en erken çıkan ülkeler arasına girebilir ve ekonomik anlamda da işlerin normalleşmesi, piyasaların canlanması için şartlar çok daha elverişli hale gelebilir.

Buna karşın muhalefet ve son gelişmelerle daha geniş olduğu anlaşılan iktidar karşıtı iç ve dış koalisyonun mevcut şartları fırsata dönüştürerek ülkeyi erken seçime zorlama çabası içine girdikleri anlaşılıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sonbaharda erken seçim çağrısını daha sık yapmaya başladı.

Niçin böyle yapıyor?

Herhalde ileride şartların kendileri açısından bugünkünden daha elverişli olmayabileceği endişesiyle bu çağrıları yapıyor.

O nedenle, kendi aralarındaki adaylık rekabeti de erken başlamış oldu.

Kılıçdaroğlu, son haftalarda gençlerin gönlüne girecek türden faaliyetler yürütüyor.

En son genç bir Youtuberın yayınına katıldı, sorularını cevapladı.

O programda ilginç bir şey de oldu ve Kılıçdaroğlu seçimlerle ilgili konuşurken “ben seçildiğimde“ ifadesini kullandı bu da, adaylık sinyali olarak yorumlandı.

Aynı programın devamında Kılıçdaroğlu’nun bu ifadesini fark eden izleyiciler
“Cumhurbaşkanlığı adayı sinyali mi?”
sorusunu sordu. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu
“Ben partim adına konuşuyorum, bireysel konuşmuyorum”
yorumunu yaptı.

Bunlar taktiksel hareketler de olabilir belki ama CHP Genel Başkanı’nın aday olmasına dönük işaretler bundan ibaret de değil

Kendisi ile birlikte yakın teşrik-i mesai içinde olan bir isim İzmir milletvekili ve Başdanışmanı Tuncay Özkan’ın sözleri mesela.

KRT televizyonunda Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili açıklamalar yapan Özkan,
“Cumhurbaşkanlığına aday olursa kazanır. Yüzde yüz kazanır. Her şeyin üzerine iddiaya girerim”
diye iddialı sözler sarf etti.

Belli ki aralarında önceden bir paslaşma olmuş.

Kılıçdaroğlu’nun ‘
seçildiğimde
’ sözleri ile, en yakın kurmayının
“Yüzde yüz kazanır”
demesinin aynı günlerde karşımıza çıkmasını hesapsız kitapsız açıklamalar olarak görmek biraz fazla saflık olur.

Bu bir taktik mi?

Öyle bir niyet olmadığı halde, asıl adayın yıpranmasını önlemek için manevra mı yapıyorlar, hem Kılıçdaroğlu’nun hem de Özkan’ın içini bilmediğimiz için bir şey diyemiyoruz.

Belki de Kemal Bey Ekrem İmamoğlu’na, Meral Akşener’e ve
“Aday ben olmalıyım”
yarışına giren herkese kızdığı için,
“Aday olma hakkı evvel emirde bana ait, size ne oluyor”
mesajı vermek istiyordur.
#Kılıçdaroğlu
#Seçim
#Cumhurbaşkanlığı
#Aday
3 yıl önce
Kılıçdaroğlu neden ‘seçildiğimde’ dedi? Gerçekten aday olmak mı istiyor? Dilinin altında ne var?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler