|
Korona vakaları neden tırmanışa geçti? Aşılar işe yaramıyor mu?

Uzun süredir pandemi ile alakalı yazmıyordum.

Ama artık, yeniden bu konuya odaklanma ihtiyacı hasıl olmuş durumda.

Neden derseniz, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan korona vakalarında yeniden ve alarm verici şekilde bir tırmanış var.

Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren uzun süre 5 bin, 6 bin seviyesinde seyreden vaka sayıları, son bir hafta 10 bin sınırının üzerinde seyretmeye başladı.

Aslında sadece bizde değil, Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde aynı durum söz konusu.

Dün, yazıya başlamadan önce ülkelerin günlük korona verilerini yansıtan ‘Worldmeters.info’ isimli sitedeki güncel verileri inceledim.

Kış aylarını yaşayan Güney Yarımküre ülkelerinde günlük ölüm sayılarının fazlalığı hemen dikkatimi çekti.

Güney Afrika Cumhuriyeti, Brezilya, Kolombiya, Arjantin gibi ülkeler, yüksek oranda koronaya bağlı ölüm sayıları bildirmişler.

Virüs, çoğunlukla ağızdan çıkan görünür/görünmez damlacıklarla yayıldığı için, aynı zamanda da soğuk hava ile arası iyi olduğu için, mevsime bağlı böyle bir durum söz konusu olabilir.

Tersinden bizim gibi Kuzey Yarımküre ülkeleri için de bir avantaj olarak düşünülebilir bu durum.

Buna rağmen, Türkiye dışında Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, yaz aylarını yaşayan ülkeler de, artan bir trend ile yüksek sayıda günlük vaka bildiriyorlar.

Ancak, aşılamada ciddi mesafe kat etmiş ülkelerde artan vaka sayılarına rağmen ölüm sayılarının ciddi anlamda düşük olması de dikkat çekiyor.

Pandeminin ilk aylarında en büyük kâbusu yaşayan İspanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerde günlük ölüm sayıları 30’ların altında seyrediyor.

Bu durum, aşıların, hastalığın ağır seyretmesini ve ölümleri azalttığının en net göstergesi.

PROF. MEHMET CEYHAN: YILBAŞINA KADAR YÜZDE 80 AŞILAMA YAPMALIYIZ

Şimdi bizim durumumuza gelelim.

Doğrusunu söylemek gerekirse toplumda yaygın anlamda bir ‘
bunalma
’ durumunun söz konusu olduğunu etrafına bakan herkes fark edebiliyor.

Bu bunalma hali nedeniyle en güçlü silahımız olan tedbirli olma durumunda gevşeme oldu.

Aşılamada, haziran ortasından itibaren hızlı bir ivme yakalamamıza rağmen, devamında aynı tempoyu sürdüremedik.

Aşı sırası geldiği halde, yaptırmayan 23 milyon kişi var.

Bu ciddi bir rakam.

Bu konularda görüşlerini almak için aradığım Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, sürecin yönetiminin kolay olmadığına değindikten sonra,
“Bir tarafta turizm var, ekonomi var ama bir taraftan da biraz daha kontrollü olmalıydık”
görüşünü dile getiriyor.

Ceyhan Hoca, birkaç ay öncesine kadar yüzde 70 aşılama oranını yakaladığımız takdirde toplumsal bağışıklığın kazanılabileceğini, salgının hayatımızdan çıkıp gideceğini dile getiriyordu.

Delta virüsü nedeniyle bu görüşünü güncellemiş.

Artık, yüzde 80’ı bulmamız gerektiğini düşünüyor.

Takvim olarak da yılbaşını işaret ediyor.

Haziran ayında aşı bolluğu ile talep yoğunluğunun kesiştiği günlerde, Türkiye rekorlar kırarak günlük aşılama yapmayı başardı.

Günlük bir buçuk milyonu bulan aşılamalar yapıldı.

Ancak, bu hız, devam eden günlerde aynı temposunu koruyamadı.

Prof. Ceyhan, son görüşmemizde, bir süre önce dile getirdiği görüşünü tekrarladı, günlük 500 bin, 600 bin civarında ortalama aşı yaptırabilirsek, istenilen hedefe ulaşabiliriz dedi.

AŞILAMADA HIZLI DAVRANMAK NEDEN ÖNEMLİ?

Aşılamada hız önemli.

Neden derseniz, her aşının bir koruyuculuk süresi var.

Belli bir süre geçtikten sonra yapılan aşının bu etkisi kaybolmaya başlıyor.

Üçüncü doz aşılamaya geçilmesinin temel gerekçesi de bu zaten.

Prof. Ceyhan, aşılamanın uzun sürmesi riskine işaret ederek
, “Bu böyle devam ederse ne olur ilk başta aşıladıklarınız antikorunu kaybeder, iş uzadıkça virüs hâlâ mevcutsa toplum da ağır geçirmeye başlar”
diyor.

Burası önemli.

Aşılamayı zamana yayarak sürdürmemiz halinde, karşımıza çıkacak olan durum şöyle olacak:

Aşı yaptıranlar, belli bir süre kendilerini büyük ölçüde koruma altına almış olacaklar.

Ancak, zaman geçtikçe salgın kontrol edilemediği sürece antikor seviyesi düşecek, aşının etkisi kaybolmaya başlayacak ve önceden aşı yaptıranlar için de yeniden yüksek risk durumu ortaya çıkacak.

Türkiye’de şubat ve mart aylarında aşı yaptıranlar bu anlamda şimdiden risk altına girmiş durumdalar.

Bu nedenle, hiç aşı yaptırmamış olanların ilk doz aşıyı yaptırmaları kadar, erken dönemde aşılananların, özellikle de sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü insanların üçüncü doz aşı için randevu almaları önem taşıyor.

İnşallah, yoğun kısıtlamaların olduğu dönemler yeniden başlamaz.

Bu böyle olmakla birlikte, herkesin aklında tutması gereken bir gerçek var:

Pandemiyi bizler doğru biçimde yönetemediğimiz takdirde, ipler onun eline geçiyor, o da kendi kurallarıyla ülkeleri, insanları yönetmeye başlıyor ve o zaman da işler çok daha zor hale geliyor.

#Koronavirüs
#Vaka
#Artış
#Aşı
3 yıl önce
Korona vakaları neden tırmanışa geçti? Aşılar işe yaramıyor mu?
Fetih’ten önce Bizans!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?