|
A partisi, B partisi, hani bunun C partisi

Yağmur ıslatır, hamam terletir, iktidar yıpratır.

Aksini iddia edene rastlanmadı henüz.

Bir de karşısında yapamayacaklarını ve asla yapmayacaklarını vaat eden, hayal satan bir muhalefet varsa, yıpranma her yıl biraz daha artar.

Adam eski fotoğraflarına bakıp, hayıflanıyor.

On beş-yirmi yıl önce gençtik… Bunlar geldi ihtiyarladık diye yakınıyor.

Öteki ince hastalığa, beriki kalın hastalığa yakalanmış, sebep olarak iktidarı öne sürüyor.

İşini iyi yönetemediği ve har vurup harman savurduğu için iflas etmiş, hedef yine aynı.

Yine de yirmi yıl içinde bütün seçimlerden birinci çıkmış onların ‘bunlar’ dedikleri.

*

Yerel seçim, genel seçim, referandum diye on bir defa sandık milletin önüne gelmiş, hepsinde aynı sonuç. Yoksa on üç defa mıydı?

A partisi birinci, B partisi ikinci, C partisi üçüncü.

İlk sıradakinin aldığı oy, ikinci sıradakinin iki katı.

Yıllardır değişmedi.

Bu tablonun yaşandığı ve yirmi yıldır değişmediği ülke hangisidir, söylemeye gerek yok.

Partilerin de adını anmasak olur.

*

İki seneden az zaman kaldı, seçim yapılacak.

Muhalefet kanadı, adaylarının kim olacağına karar veremedi.

Çok kişinin ismi geçtiği için bir kişiyi seçmek zor.

Eski bakan, eski başbakan, eski cumhurbaşkanının bile adı geçti ki, o görevlere iktidarın adamı olarak seçilip gelmiş vaktiyle.

Hocaya sorsaydılar “Eski cumhurbaşkanlarını ne yaparlar?” diye…

O da şöyle cevap verirdi:

“Kırpıp, muhalefetin adayı yaparlar.”

*

Kırpsalar da kırpmasalar da muhalefet için büyük bir ayıp var burada.

Biz yüz yıllık parti olarak, aramızdan o göreve lâyık bir adam bulamadık.

Halktan yeterli oy alacak bir kişi bile yok içimizde.

Seçilip memleketin başına geçecek birini göremedik.

Olsaydı tereddütsüz çıkarır, öne sürerdik.

O yüzden iktidarın adamı olarak eski cumhurbaşkanı olan kişiyi aday yapmak istiyoruz.

O taraftan da oy alır diye ümit ediyoruz.

Böyle bir açıklaması var.

*

Kırpsalar da kırpmasalar da adı geçen kişi için de büyük bir ayıp var burada.

Onu da uzun uzun açıklamak gerekmesin.

Kabak gibi ortada çünkü sebepler, sonuçlar.

Yalnız, hangisinin ayıbı daha büyüktür, ona karar vermekte zorlanıyoruz.

Bu da bizim kusurumuz olarak kayıtlara geçsin.

*

Muhalefetin aday adayı çok, aday belli değil.

İçlerinden birinin ismi, yumurta kapıya dayanınca açıklanacak mecburen.

Ya da dışlarından biri.

Bugüne kadar ismi hiç geçmeyen, kimsenin ihtimal vermediği biri de olabilir.

Karar vericilere bağlı.

*

İhtimaller üzerinde kalem oynatıp duruyoruz ama…

Burada sözünü ettiğimiz ihtimalin çoktan geride kaldığını düşünenler bulunabilir.

Eski cumhurbaşkanının adaylığı önceki seçimde geçer gibi olmuş, sonra rafa kaldırılmıştı.

Artık öyle bir ihtimal yok diyebilirler.

Desinler. Sözün hesabını soran mı var?

O düşünce yanlış değil ama tekrar rafa uzanmak çok da zor sayılmaz.

Yeter ki mutabakat sağlansın.

*

Her kim seçilirse seçilsin, eski sisteme geçileceğine dair bir güvenceden söz edemeyiz.

Eline bir külah dondurma verip, yalamadan eve kadar git demek gibi bir şeyden bahsediliyor çünkü.

O kişi yetkilerini niye kullanmasın?

#Seçim
#Cumhurbaşkanlığı
#Muhalefet
3 yıl önce
A partisi, B partisi, hani bunun C partisi
Sezai Karakoç Muhsin Yazıcıoğlu"na ne dedi?
ABD yine şaşırtmadı!
"Son namaz!"
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek