|
EPDK neden sadece İGDAŞ için soruşturma açtı? Gerekçe siyasi mi?

Malumunuz, geçen hafta İstanbul’dan ‘şişkin doğalgaz faturaları’ diye tabir edebileceğimiz bir konu gündeme düştü.

Faturaların zamanında kesilmemesi, 70/75 günlere kadar uzayan süreler ve nihayetinde İstanbulluların önüne düşen kabarık doğalgaz faturaları.

Devamında EPDK’nın İGDAŞ’la ilgili soruşturma başlatması ve belediyenin bu soruşturmayı ‘politik saiklerle’ izah etme çabası içine girip, işi “CHP’li olduğumuz için cezalandırılıyoruz” noktasına taşıması.

Önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun’un açıklamasını araya girmeden aktaralım:

“İGDAŞ’a açılan soruşturma “Tüketim bedelinden fazla kesilen fatura” için değil, süresiyle ilgilidir. Salgın sürecinde sayaç okuma işlemi doğal olarak bir aydan daha uzun bir süre almaktadır. Ülke genelinde de bu şekildedir. Ancak EPDK sadece İGDAŞ’a soruşturma açmıştır.”

İlk cümle el hak doğru.

Soruşturma tüketimden fazla fatura kesildiği için açılmış değil.

Ancak açıklamada dikkat ettiyseniz, faturaların kesiminin salgın nedeniyle geciktiği savunması yapıldıktan sonra, “Her yerde böyle olmasına rağmen İstanbul’un özel olarak seçilerek soruşturmaya muhatap kılındığı” anlamına gelen ifadeler kullanılıyor.

EPDK BAŞKANI YILMAZ: İSTANBUL DIŞINDAN ŞİKAYET GELMEDİ GELİRSE AYNISINI YAPARIZ

Peki acaba ‘işin gerçeği’ öyle mi?

Sadece İstanbul’da değil de bütün şehirlerde korona salgını nedeniyle fatura kesimleri gecikti mi?

İkinci bir soru daha:

Faturalar her yerde geç kesildiği halde EPDK sadece İstanbul için ve sadece İGDAŞ için mi harekete geçmiş oldu?

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ı aradım, bu soruları kendisine sordum.

Neden sadece İstanbul sorusuna Yılmaz, şu şekilde cevap verdi:

“Şikayetlerin hepsi İstanbul’dan geldi. Ben ayaklarımı yere sağlam basarım. Aynı şikayetler diğer illerden gelirse, onlarla ilgili de soruşturma açarım. Tarifesini yaptığımız bütün şirketlerin ödeme takvimlerini yapmak EPDK’nın yükümlülükleri arasındadır.”

Bu sözlerden ne anlaşılıyor?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aynı zamanda sağ kolu olan sözcüsünün iddia ettiği gibi;

1-İstanbul dışında 81 ilin herhangi bir yerinde faturaların gecikmesi söz konusu olmamış.

2-EPDK başka yerlerden değil de sadece İstanbul’dan yoğun şikayet aldığı için yükümlülükleri doğrultusunda İGDAŞ’la ilgili soruşturma sürecini başlatmış.

Peki, buraya kadar ‘kıssadan hisse’ anlamında karşımıza ne çıkıyor?

En azından şunu söyleyebiliyoruz:

Demek ki İstanbul belediyesi, İstanbullulara karşı sorumluluğunu yerine getiremediği bir konuyu ‘siyasi cezalandırma’ zeminine taşıyarak işin içinden sıyrılmak istemektedir.

Üzerinde durduğumuz konuyla ilgili olarak şöyle sorular da sorulabilir:

Mesela, korona salgını nedeniyle faturaların gecikmesini makul karşılamak gerekmez mi?

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ile bunu da konuştuk.

Şöyle dedi:

“Biz böyle bir zorluk durumuna karşı işin en başında neler yapılabileceğini söyledik. Eğer fatura kesiminde sıkıntı olacaksa 2018 ve 2019 faturalarının ortalamaları üzerinden ‘kıyasen fatura’ yöntemiyle faturaların vaktinde kesilmesine imkan sağladık.”

Diğer taraftan mevzuatta, doğalgaz faturalarının kaç günlük zaman diliminde kesilebileceğini öngören açık düzenlemeler var.

İGDAŞ’ın 70, 75 günlere varan gecikmiş faturaları yazılı metinde muhatabını yükümlü kılan süreleri çoktan aşmış durumda.

“SAYAÇ TERAZİDİR”

Meseleye uzaktan bakınca insanın aklına şöyle bir soru da geliyor:

“Önemli olan vatandaşa tükettiğinden fazla fatura çıkarmamak değil midir? Bu anlamda faturaların kesilmesi bir ay, bir buçuk ay gecikmişse bu çok önemli midir?”

EPDK Başkanı Yılmaz bu soruya “Evet önemlidir” diye cevap veriyor.

Sonra da sektörde yerleşik bir kural olduğu anlaşılan şöyle bir ifade kullanıyor:

“Sayaç terazidir.”

İstanbul’un doğalgazla buluştuğu günlerden bu yana ilk defa böyle bir şey oluyormuş.

“Sayaç terazidir” ifadesini insanların fatura kesen kurum/kuruluşlarla, en nihayetinde de devletle olan güven ilişkisi bağlamında düşününce yerli yerine oturuyor.

Zamanında kesilmemiş, gecikmiş faturalar insanların ödeme planlarını bozabileceği gibi, bundan daha önemlisi güven duygusuna zarar verebilir. Ayda 8 adet fatura ödeyen, bu ödemeleri otomatik ödemeye bağlamış biri olarak kendi kendime sordum ve şu hükme vardım. Evet, faturaların hangi aralıklarla kesildiğini önceden bilmek ve bu takvimin rutin dışına çıkmadığından emin olmak, fatura kesenlere karşı ‘güven’ duygusunun devamı açısından önem taşıyor.

Neden böyle oluyor sorusuna cevap teşkil etmesi bakımından son bir not aktarayım:

İstanbul belediyesi CHP’li bir yönetime geçtikten sonra İGDAŞ’ın yetişmiş kadroları görevden uzaklaştırılmış.

Kurumun hafızası dağıtılmış bir anlamda.

“İGDAŞ bir okuldu” deniyor. “60 kadar ilde doğalgaz dağıtım işlerini yürütenlerin hepsi İGDAŞ tecrübesiyle oralarda görev almışlardı” deniyor.

Kurum artık o okul olma vasfını kaybetti deniyor.

Siyasi gerekçeler aranacaksa biraz da buralarda aranmalı.

#İstanbul
#İGDAŞ
#EPDK
#CHP
4 yıl önce
EPDK neden sadece İGDAŞ için soruşturma açtı? Gerekçe siyasi mi?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset