|
Koronadan sonra ekonomilerin durumu ne olacak?

Hafta sonu Kanal 7’de yaptığımız programda Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’a, “Koronadan sonra dünyanın hali ne olur” diye sordum.

“Dünyada şu anda 255 trilyon dolar borç var” dedi.

“Avrupa’da neredeyse Avrupa Birliği ülkelerinin tamamı Almanya’ya karşı büyük borç içinde” dedi.

“Yapılan tahminler gösteriyor ki, 2020 yılı itibarıyla dünya ekonomisi yüzde 5-5,5 arasında küçülecek. İspanya, İtalya gibi ülkelerde bu küçülme oranlarının yüzde 10’lara varacağı tahmin ediliyor” dedi.

Korona yokken 2020’nin ‘resesyon/durgunluk’ yılı olacağına dair kehanetler yapılıyordu zaten.

Resesyon soğuk bir kelime gibi duruyor.

Türkçeye durgunluk olarak çevriliyor ama ben üstüne bir tercüme daha yapayım.

Resesyon demek, üretimsizlik demek, küçülme demek, en nihayetinde de işsizlik, darboğaz ve kriz demek.

ABD örneği karşımızda duruyor.

Korona nedeniyle ekonomi ‘durgunlaşınca’ birkaç hafta içerisinde 22 milyon kişi işsiz kaldı.

Şu anda dünyanın her tarafından ekonomiler devlet eliyle sübvanse ediliyor. Merkez Bankaları para basıyor, Merkez Bankaları’nın para basmasını normal zamanlarda ‘facia’ olarak gören serbest piyasa ekonomistleri, şimdilerde bundan başka çare yok diye görüş beyan ediyorlar.

Piyasalar şimdilik, ‘V’ biçiminde sert iniş ve sert çıkışla, işlerin yoluna gireceği umuduna yatırım yapıyor.

Koronanın nerede duracağı net değil ama başka türlü bir senaryoyu kimse aklının ucundan bile geçirmek istemiyor.

TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLAR

Bu aralar, ülkeleri yönetenlerin aldıkları tutumlar da testten geçiyor.

Bir tarafta, özellikle Avrupa ülkelerinde olduğu gibi halklarına kötümserlik pompalayarak gerilim ortamını tetikleyen tutumlarla karşılaştık.

Öbür tarafta Brezilya’daki Jair Bolsonaro gibi ‘kafasının bir tahtası noksan’ isimlerce yönetilen ve salgın dünyayı olduğu gibi kendi ülkesini de perişan ederken hiçbir şey yokmuş gibi davrananlar var.

Biz de ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, işin ciddiyetini görüp buna göre pozisyon alan ama aynı zamanda ileriye dönük umut mesajlarıyla topluma iyimserlik havası yayan bir profil sunuyor.

Erdoğan, Mart ayında Kovid-19 odaklı konuşmalarının ilkinde, “21’inci yüzyıl Türkiye’nin asrı olacak” demişti.

Önceki gün Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı konuşmada ise, “Kriz sonrası yeniden yapılanacak dünyada ülkemizin 2023 hedeflerinin ötesinde bir konuma ulaşabileceğine yürekten inanıyorum” dedi.

Belli ki, bu dönemin dünya genelinde ciddi altüst oluşlara yol açacağı, Türkiye’nin ise, krizleri fırsata dönüştürerek aradan sıyrılacağı yönünde bir beklenti ve bir hedef söz konusu.

Korona sonrası, dünyada yaşanacak olan ekonomik daralmadan Türkiye’nin etkilenmemesi beklenemez.

Türkiye dışa açık bir ekonomiye sahip olduğu için turizm ve ihracatta ortaya çıkacak kayıpların bir maliyet üreteceği ortada.

Avantajlar da var tabi.

Petrol fiyatlarının düşük seviyelerde seyretmesi, özel sektörün yüksek borçluluğuna rağmen, kamu borçlarının güven verici bir oranda olması avantaj olarak görülüyor.

Orta vadede Çin’e karşı gelişen güvensizlik nedeniyle tedarik zincirlerinin değişmesi ve öyle bir ortamda Türkiye’ye şans doğacağı değerlendirmesi de yapılıyor.

  • Hayır yapmak isteyenler bu yöntemi örnek alsın
  • Geçenlerde bir haber olarak önüme düştü.
  • Eğitimci Osman Karaaslan, “İhtiyacı olan arasın” diyerek kendi cep telefonunu basınla paylaşmış.
  • Altına da şöyle bir mesaj iliştirmiş:
  • “Eğer bir işiniz yoksa ve kimseden yardım alamıyorsanız, yemeğiniz bitiyorsa, lütfen akşamları aç yatmayın! Ya da yardım bekleyen bildiğiniz birileri varsa lütfen bana bildirin. Telefonlarınızı bekliyorum.”
  • Haberi görünce çok hoşuma gitti.
  • “Hayırseverlikte yeni bir tarz bu” diye düşündüm.
  • ‘Beyan esaslı’ yardım talepleri için kendi cep telefonunu topluma açma.
  • Osman beyle tanışırız, yaptığı iş ilgimi çekince kendisine “Kaç kişi aradı” diye sordum.
  • “Üç dört gün içerisinde 400 kişiyi geçti” dedi.
  • Ekipler oluşturmuş, gelen telefonlar üzerinden ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamaya başlamış.
  • Çok ilginç anekdotlar da var tabi.
  • Ankara Çamlıdere’den emekli, yaşlı bir amca haberi görünce Karaarslan’ı aramış.
  • “Emekli maaşım bitti, 100 lira gönderir misin” diye rica etmiş. Ona 200 lira göndermiş.
  • Çamlıdereli amca o kadar mutlu olmuş ki, bu işler geçtikten sonra senin için kuzu keseceğim diye vaatte bulunmuş.
  • Eryaman’dan 70 yaşında bir teyze aramış, “dişim ağrıyor, beni dişçiye götürür müsün” diye rica etmiş.
  • Arada bir de “Helal olsun” demek için, teşekkür etmek için, ya da kendi durumu iyi olup böyle bir hayır yöntemine katkı vermek için arayanlar olmuş.
  • Osman bey, “Bu iş benim için tam bir hayat dersi oldu.” diyor.
  • Yöntem benim de çok hoşuma gitti.
  • Düşünen olursa, buradan aracı olmuş olalım.
#Kanal 7
#Osman Karaaslan
#Yardım
#Koronavirüs
#Resesyon
4 yıl önce
Koronadan sonra ekonomilerin durumu ne olacak?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi