|
Libya, Doğu Akdeniz ve Yunanistan gerilimine dair son durum raporu

Geçen hafta Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin Antalya’nın Kaş ilçesinin karşısındaki Meis Adası’nın bulunduğu bölgede arama-tarama faaliyetine girişeceğinin duyurulmasının ardından Yunanistan’ın “Oralar bize ait” diyerek çıngar çıkartması üzerine yeni bir gerilim patlak vermişti.

Atina’nın biraz da Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un fitillemesiyle Avrupa’yı Türkiye’ye karşı ayağa kaldırmaya çalışması üzerine Almanya Başbakanı Merkel Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak gerilimi yatıştırmak adına araştırma faaliyetlerinin ertelenmesini talep etmişti.

Erdoğan o görüşmede bağlayıcı bir taahhütte bulunmadı ama gelinen nokta itibarıyla Ankara’da krizin bir çatışma ortamına sürüklenmeden ‘diplomatik yöntemlerle’ yönetilmesi anlamında bir iradenin ortaya çıktığı anlaşılıyor.

Dün CNN Türk televizyonunda soruları cevaplayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Oruç Reis’in arama-tarama çalışmalarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yapıcı olan taraf biz olalım” diyerek bir talimat verdiğini ve faaliyetlere bir süreliğine ara verildiğini söyledi.

Kalın ayrıca, Yunanistan ile masaya oturmaya hazır olduklarını söyleyerek, “Biz bütün konuları ön koşulsuz konuşmaya hazırız” dedi.

İbrahim Kalın’ın aynı programda dile getirdiği gibi Yunanistan’la yaşanan bu gerilimin arka planında kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge ile ilgili boşluklar bulunuyor.

Bu açıklamalar, bir öngörüde bulunma bakımından Meis Adası özelinde patlayan bu son gerilimin, Türkiye ile Yunanistan arasında fiili bir çatışma ortamına sürüklenmeden yatışma eğilimine gireceğini göstermesi bakımından önem taşıyor.

LİBYA’DA FİİLİ SÜKUNET HALİ DEVAM EDER Mİ?

Gelelim Libya dosyasına...

BM tarafından tanınan, Türkiye tarafından desteklenen Ulusal Mutabakat Hükümeti ile darbeci Hafter güçleri arasındaki mücadele Sirte-Cufra hattında düğümlenmiş durumda.

Bir süredir bu hatta ‘fiili çatışmasızlık’ ifadesiyle tanımlayabileceğimiz bir sükunet hali yaşanıyor.

Üzerinde anlaşılmış bir ateşkes yok ama fiili bir sükunet hali var.

Peki bu durumu neye bağlayabiliriz?

Sanıyorum iki tarafın da bu bölgedeki muhtemel bir kapışmanın maliyetinden emin olamamaları gibi bir durum söz konusu.

Geçen hafta El Cezire televizyonunda katıldığım Libya konulu bir yayında, Rusya’dan programa katılan bir uluslararası ilişkiler profesörü ilginç bir tez ortaya atmıştı.

Rus profesör, Moskova’nın Libya’da bir taraf olarak değil, taraflar arasında arabulucu olmaya çalışan bir rolle hareket ettiğini iddia edince, bu teze hemen itiraz ettim.

Wagner grubunun Hafter güçlerinin saflarında neler yaptığına dair küçük birkaç hatırlatmada bulunarak.

Bu ilginç anekdotu paylaşmamın nedeni şu:

Rusya, Libya meselesinde sahada Hafter’e açıkça destek vermesine rağmen, iş masaya gelince gerçekten de Rus profesörün dediği gibi arabulucuymuş rollerine soyunarak hareket ediyor.

Rusların Libya’daki gerçek rolü bu mu?

Tabii ki değil.

Bu anekdotu paylaştıktan sonra Libya’daki fiili sükunet hali devam eder mi sorusuna gelelim.

Geçen hafta Ankara’ya Rusya’dan bakan yardımcısı başkanlığında bir heyet gelmiş, yapılan görüşmelerin ardından, okuyanlara “top çevrilmiş galiba” dedirten bir ortak metin yayınlanmıştı.

İlgili çevrelere sordum, “Evet öyle” dediler.

Yani Libya özelinde Rusya ile bir anlaşma yok.

Ya ne var?

Bir ortak çalışma grubu kurulup görüşmelerin Moskova’da devamı yönünde karşılıklı bir irade beyanı var.

Ancak bu durumu da hepten önemsiz görmemek gerekir.

Neden derseniz, diyalog kanallarının açık tutulması, müzakerelerin devamı yönünde karşılıklı iradenin bulunması, yukarıda sözünü ettiğimiz fiili sükunet halinin bozulmaması yönünde bir sonuç üretebiliyor.

En azından bugüne kadar bu böyle oldu.

Tabii mevcut durumda zaman kimin lehine, hangi tarafın aleyhine işliyor diye bir soru sorduğumuzda, böyle bir sorunun muğlak bir cevabının olduğunu da hatırdan çıkarmamak lazım.

#Libya
#Rusya
#Doğu Akdeniz
#Yunanistan
4 yıl önce
Libya, Doğu Akdeniz ve Yunanistan gerilimine dair son durum raporu
‘1 gün savaşı’…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...