Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la yaptığı görüşmelerin hemen hepsi olay olmuştur.
Bu görüşmelerin doğasını şöyle bir cümle tarif edebilir:
Erdoğan’ın sözünü budaktan esirgemeden konuşması, Macron’un genellikle ezilerek savunma hamlelerine yönelmesi.
Milli Takım, Paris’teki rövanş maçında Fransız rakibini yenememişti ama sahadan çıkan beraberlik, Macron’a da işin tadını çıkarma şansı vermemişti.
Fransızlar, Suriye’de bir PKK devleti oluşumunun perde arkasındaki en güçlü destekçilerinden biriydi.
Macron, geçtiğimiz cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla aradı.
Bu görüşmenin içeriğine dair çok ilgi çekici bulduğum bir bölümünü aktarmak istiyorum.
Görüşmede söz Libya’dan açıldı ve bir yerde şu minvalde bir diyalog gelişti:
Macron’un bu diyaloğa konu ettiği mesele, Libya’daki meşru hükümetin başındaki Sarraj’ın Londra’da bir alışveriş merkezine girerken çekilmiş kısa bir görüntüsüydü.
Aslında, Sarraj’ın Londra’ya yaptığı ziyaretin asıl amacının Libya’daki durumla ilgili olarak İngiliz yönetiminden kendi lehine destek alma niyeti taşıdığını ortalama akıl sahibi herkes tahmin edebilir.
Tabii, bu hikâyenin bize anlattığı başka bir şey daha var.
O da şu:
Küçük doğrularla büyük yalanları harmanlayıp sunma alışkanlığının sadece bizim bu taraflarda değil, Elysee Sarayı’nda bile müşteri bulabildiğini göstermiş olması.
- Kasım Süleymani meselesine Ankara’nın bakışı
- İran’ın en güçlü komutanı olarak bilinen Kasım Süleymani’nin Bağdat Havaalanı’nda ABD Başkanı Trump’ın emriyle öldürülmesi sonrası Ankara’nın bu yeni gerilime nereden baktığını, nasıl bir yaklaşım içerisinde olduğunu araştırdım.
- Aldığım nabzı şöyle özetleyebilirim.
- * Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile yaptığı görüşmede Süleymani için‘şehit’ifadesini kullanmadı. Kullandığı ifade,“derin üzüntü”beyanından ibaret.
- * Dolayısıyla İran’ın Ankara Büyükelçiliği’nin bu yönde yaptığı açıklama gerçeği yansıtmıyor.
- * Süleymani’nin Sünni Müslümanları büyük bir zevkle katleden, eli kanlı bir adam olduğu, toplumun yüzde 80’inin böyle düşündüğü dile getiriliyor. Diğer yandan, bu saldırıyı Amerika’nın hangi niyetle yaptığı konusunda bir takım kuşkular var.
- * Resmi açıklamalara yansıdığı gibi, Irak’taki istikrarsızlığın derinleşmesi ve mezhep çatışmalarının yeniden köpürmesine dönük kaygılar öne çıkıyor.
- * Trump’ın“İran muharebe yaparak hiçbir şey kazanmadı/ Müzakere ederek hiçbir şey kaybetmedi”cümlesinin altı çizilerek, iki ülke arasındaki gerilimin yeni sıcak gelişmelere yol açabileceği değerlendiriliyor.
- * Erdoğan-Ruhani görüşmesine yansıdığı gibi, Tahran bu olay üzerinden Ankara’yı ABD’ye karşı ortak bir cephede buluşturmaya çalışıyor. Ancak, Ankara’nın İran diplomasisinin‘kurnazlığı’karşısında‘sütten ağzı çokça yandığı için’daha dikkatli bir tutum sergileniyor.