|
“Mısır halkını Yunanistan’ın yanına yerleştirmek söz konusu değil”

Bu ay başında, Mısır yönetiminin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama faaliyetleri için çıktığı ihalede, Türkiye’nin kıta sahanlığına saygı gösteren bir tutum sergilemesi, Ankara/Kahire hattında bir hareketliliğe yol açmıştı.

Geçen hafta, bu köşede,
“Mısır’la ilişkiler normalleşiyor mu”
sorusu üzerinden Ankara’nın nabzını aktarmaya çalışmıştık.

Onun üzerine yeni gelişmeler de yaşandı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katar dönüşü uçakta yaptığı açıklamada,
“Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı”
dedi.
Cuma günü gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise, Mısır’la sağlanan temasla ilgili olarak
“Zaten en üst seviyenin bir altında devam ediyordu”
ifadesini kullandı.
Bir süredir Mısırla ilgili ılımlı mesajlar verdiği bilinen Erdoğan’ın son açıklamasında da
‘yumuşak bir tonda’
konuşması dikkat çekiciydi:
“Mısır’la istihbari, diplomatik ve ekonomik olarak işbirliği sürecimiz devam ediyordu. Sıkıntı söz konusu değil. Bunu en üst düzeyde değil de, bir tık altında devam ediyor. Gönlümüz ister ki Mısır’la olan bu süreci çok daha güçlü devam ettirelim. Bu istihbari, diplomatik ve siyasi görüşmeler netice verici olduktan sonra bunu daha ileri taşırız. Mısır halkıyla Türk milletinin ayrı olması söz konusu değil.”
MISIR İSTİHBARATI: TEMASLAR BAŞLANGIÇ AŞAMASINDA

Erdoğan’ın da işaret ettiği gibi Ankara/Kahire arasındaki ilişkileri normalleştirmek için ilk defa bir temas sağlanmış değil.

Görüşmeler yapılıyordu.

Hem istihbarat yetkilileri arasında, hem de diplomatik düzeyde.

Göründüğü kadarıyla, bu görüşmeleri somut adımlarla ileriye taşıma ve ilişkileri normalleştirme anlamında uygun bir zemin ortaya çıkmış durumda

Yeni olan durum bu.

Kahire’nin Doğu Akdeniz’de arama faaliyetleri yaparken, Türkiye’nin kıta sahanlığına uygun düşecek yerden bir sınır çizmesi, Ankara’da bir jest olarak algılanmış olmalı ki, bu şekilde yeni gelişmelerin önü açılmış oluyor.

Ankara’dan Kahire’ye giden üst düzey mesajların ardından Mısır makamlarının nabzını Reuters’ın geçtiği bir haber üzerinden aldık.

Habere göre, Mısırlı istihbarat kaynakları, şöyle bilgiler vermiş:

“Perşembe günü Türk istihbaratından bir telefon aldık. Türkiye, Kahire ile ekonomik, siyasi ve diplomatik olarak işbirliğinin görüşülmesi için bir toplantı istiyor. Mısırlı yetkililer, telefonu olumlu karşıladılar. En yakında zamanda Türkiye’ye cevap verilecek. Temaslar şu an için başlangıç aşamasında.”
TÜRKİYE’NİN MISIR VE KÖRFEZ’LE İLİŞKİLERİNİN BOZULMASI YUNANİSTAN’A YARADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır’la ilgili soruya verdiği cevabın içinde Yunanistan’dan bir bahis açıp dikkat çekici sözler sarf ederken, hem Mısır, hem de Körfez ülkeleriyle ilişkileri gerilimli alandan çıkarma çabalarının temel bir gerekçesine atıf yapıyor gibiydi.

Şimdi de o sözlere bakalım:

“Mısır halkını Yunanistan’ın yanına yerleştirmek söz konusu değil. Olması gereken yerde görmek isteriz. Suudi Arabistan’ın Yunanistan ile ortak tatbikata girmesi de bizi üzmüştür. Biz Suudi Arabistan’ı da böyle bir kararda görmek istemezdik. Bunu da görüşeceğiz, bu böyle olmamalıydı diye düşünüyoruz.”

Erdoğan, Suudi Arabistan’ın F-15 tipi savaş uçaklarını Girit Adası’ndaki tatbikata göndermesine atıf yapıyor.

Ama mesele bundan ibaret değil.

Atina yönetiminin, Suudi Arabistan dışında, hem Mısır’la, hem de Birleşik Arap Emirlikleri ile
‘sıkı fıkı’
olduğu bir dönemden geçiyoruz.

Karşılıklı ziyaretler yapılıyor, askeri işbirliği anlaşmaları derinleştiriliyor.

Tabii bütün bu trafiğin Ankara’ya nazire yaparcasına geliştiğini de akıldan çıkarmamak gerekir.

Yani Yunanistan, Türkiye’nin Mısır’la ve Körfez ülkeleriyle arasının bozulmasını kendi lehine bir fırsata dönüştürme çabası içinde.

Bunun için epeyce mesafe de kat ettiler doğrusu.

Ama Mısır’ın Türkiye’nin Kıta Sahanlığına uygun şekilde hareket edeceğine dair bir sinyal vermesi, onları da ciddi anlamda telaşlandırmış durumda.

Türkiye’nin bıraktığı boşluğu doldururken yaşadıkları sevinç, yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakabilir.

Ankara, Mısır’la eşzamanlı olarak Körfez ülkeleriyle ilişkileri düzeltmek için de bir irade ortaya koymuş durumda.

Bir süredir yaşanan ‘
sessizliği
’ hayra yormak mümkün mü?

Evet, mümkün.

Erdoğan’ın sözlerinden, Mısır’la yakınlaşma çabalarının arka planındaki en önemli gerekçenin, Yunanistan’ın daha fazla mevzi kazanmasına engel olmak olduğu anlaşılıyor.

Ancak, bu ülkelerdeki yönetimlerin ne kadar güvenilir oldukları sorusu, ihtiyatlı davranmayı da zorunlu hale getiriyor.

#Mısır
#Yunanistan
3 yıl önce
“Mısır halkını Yunanistan’ın yanına yerleştirmek söz konusu değil”
İslam Zirvesi’nde Türkiye’nin dönem başkanlığı ne anlama geliyor?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak