|
Bir Zafer Anıtı: İstanbul Havalimanı

Henüz adı belli değilken, “yeni hava limanı” inşaatı sürerken, yanından birkaç defa geçtim.

Her seferinde devasa şantiyeye hayranlıkla bakardım.

Aklımdan “inşallah bu büyük projenin her aşamasını titizlikle çekiyorlardır da sonrasında iftiharla seyretme imkânı buluruz” diye geçirmekteydim.

Malûm, bizim pazarlama yönümüz biraz zayıf.

Elin oğlu, yaptığı her işin sunumuna ve ambalajına da çok kafa yoruyor, fazlasıyla emek harcıyor. Bizim bu tavrımızın temelinde “önemli olan özdür” anlayışı var galiba. Hani, altın çamura da düşse değer kaybetmez düşüncesi…

Bu sebeple bazı şeyleri, gazete kâğıdına sarıp vermişliğimiz vardır.

Hâlbuki şık bir paket içinde, değeri daha düşük bir ürün bile göze hoş gelir.

*

Yapılan büyük işlerin çekimlerini aksatmadan tamamlamak, sonunda belgeselini hazırlamak, onlar için olmazsa olmaz.

Bizim içinse olsa da olur, olmasa da… İdi. Yakın zamana kadar bunun çok örneklerini gördük.

Derler ya bir tavuk yumurtladıktan sonra bütün mahalleyi velveleye verir, haberdar eder. Beri yanda bir kısrak, muhteşem bir tay dünyaya getirir de kimsenin ruhu duymaz. Asilce bir tavır elbette. Velveleye lüzum yok. Biz hep at gibi davrandık.

Fakat böylesine büyük işlerin belgeselini hazırlama konusunda ağırdan almamak lâzım artık.

Bu defa ihmal edilmemiş ve başından son aşamaya kadar çekimler yapılmış, bir belgesel hazırlanmış. Türkiye’yi havacılıkta zirveye taşıyan İstanbul Havalimanı’nın planlamadan inşaat sürecine, inşaat operasyona geçişini anlatan, 56 dakikalık bir yapım.

*

Tarihimizin en büyük projesi olan İstanbul Havalimanı’nın, fikir aşamasından tam kapasiteyle operasyona başladığı döneme kadar geçen süreci anlatan “Bir Zafer Anıtı: İstanbul Havalimanı” belgeseli Pazar günü izleyiciyle buluştu.

Belgeselde, Türkiye’nin havacılık sektöründeki iddiasını ortaya koyan İstanbul Havalimanı projesinin yapımındaki tüm detaylar, en ince ayrıntısına kadar aktarıldı.

Senaryosunu yazan Aybars Bora Kahyaoğlu ile görüştük ve belgesel hakkında başlangıcından itibaren merak ettiklerimizi sorduk, anlattı…

*

Projenin yapım kararıyla birlikte çekimler başladı. Farklı ekiplerin katılımıyla tüm süreç kayıt altına alındı. Belgeselde her aşamayı görmek mümkün.

“Daha uzun tutulsaydı, birkaç bölüm hazırlansaydı, daha iyi olmaz mıydı?”

İnsanlar çok uzun işleri artık seyretmiyor, ama önümüzdeki aylarda daha ayrıntılı seri hâlinde versiyonları çıkabilir. Bu televizyon yayınına uygun bir heyecan ve anlatıma göre yapıldı. Yani tüm çalışanlarla birlikte, içindeymiş gibi aynı süreci, aynı heyecanı yaşamak mümkün olacak diye umuyoruz izlerken.

“Pek çok bilgi ve görüntü içinden, hangilerini eleyeceğinize karar vermek kolay olmasa gerek…”

Evet çok fazla görüntü arşivi vardı. Bu bir zafer anıtıysa, bu işin kahramanları var. Onları takip ederek hikâyelendirdik. Aştıkları engelleri, onlarla birlikte izleyicinin de aşmasını istedik. Dolayısıyla yapımın doğal hikâyesi, görüntü seçiminde rehber oldu.

Ayrıntı pek çok elbette.

*

1857 günlük çalışmanın ürünü... 20 kamerayla, 100 farklı noktadan 3 yıllık görüntü… 61 ay boyunca her detayın kayıt altına alındığı belgesel için toplamda 40 terabayt veri kayda alınmış. 230 saati aşan görüntü kaydedilmiş. Yapım aşamasında ise 100’ün üzerinde kişi emek vermiş.

Normal şartlarda 10 yıl süreceği aktarılırken, İstanbul Havalimanı’nın 42 ay gibi rekor bir sürede bitirildiğine dikkat çekiliyor. İstanbul Havalimanı’nın, çağdaşlık ile fonksiyonelliği bir arada ele aldığı, özgün bir tasarıma sahip olduğu vurgulanırken, havalimanı terminalinin mimari anlamda ilhamını İstanbul’un kültürel mirasından aldığı da aktarılıyor belgeselde.

*

İstanbul cami ve hamamlarındaki kubbelerin ve daha birçok tarihi yapının zenginliği, ince ince işlenmiş.

Türk-İslam mimarisine ait motifler projeye güzellik, doku ve derinlik katmış.

Hava trafik kontrol kulesi, İstanbul’un simgesi haline gelen ve Türk-İslam tarihinde kültürel öneme sahip lale figüründen esinlenen çizgilere sahip. Terminal çatılarında da Mimar Sinan’ın tasarımlarına göndermeler bulunuyor. Kullanılan malzemelerin çoğunlukla yerli olması da önemli bir husus.

Türk mühendisliğinin, güçlü ekonomimizin ve en önemlisi Türk insanın azminin eseri olan dünyanın en büyük ve en modern havalimanı hepimizin göğsünü kabartıyor. Emeği geçenleri kutlarız.

#Havalimanı
#Ekonomi
#Mühendis
4 yıl önce
Bir Zafer Anıtı: İstanbul Havalimanı
Boş zamanlarında okuyanlara kitap tavsiyesi
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim