|
Hilâl ve yıldızı yere düşürmeyiz

Hocamızı kim sevmez? Yalnız bizde değil, pek çok ülkede ona sahip çıkanlar bile vardır. Çin dâhil.

Bir ara Yunan komşularımız da niyetlendi ama onlarda ‘hoca’ yok, ‘papaz’ var. Bir de Nasrettin ismini oturtacak yer bulmak zor.

Sekiz asır öncesinden bize seslenir ve hem yol gösterir, hem düşündürür, hem de güldürür.

Sadece güldüren tarafını görmek, tam anlayamamaktan olsa gerek.

Bütün dünya onun hatıralarını fıkra niyetine kullanır ama bir de çok sevenler vardır.

İTO Meclis üyesi Hüseyin Akarçeşme de onlardan biri. Ara sıra selâmlaşır, fıkralar paylaşırız.

*

Nasrettin Hocayı bir köye davet ederler. Vaaz için. Memnuniyetle kabul eder ama bir şartı olduğunu söyler. Başlamadan önce bir kese dolusu akçe ister. Köylüler aralarında denkleştirip tamam ederler, Hocaya verirler. Hocamız çok güzel bir vaaz verir, ardından namazı kıldırır, çıkışta akçe dolu keseyi iade eder.

Köylüler şaşırır. “Madem geri verecektin, niye istedin?”

“Para verdiğiniz için daha dikkatli dinlediniz. Bir de şu var ki insan cebinde para olunca daha bir güzel konuşuyor.”

*

Geçen gün Kemal Bey de çok güzel konuştu.

Herhâlde mâlî durumu şu sıra iyi. (Epeydir tazminat ödemediğinden olabilir.)

Dedi ki: “Dünyaya hükmetmek isteyen güçler, ateşi elleriyle tutmazlar.”

Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesini eleştirirken söyledi bu sözü.

“Birleşmiş Milletler var” dedi. “Biz niye ateşi elimizle tutalım dedi.”

Ne kadar doğru.

Hakikaten dünyaya hükmetmek isteyen güçler, ateşe ellerini sürmüyor.

Başka başka maşalar kullanıyorlar.

İsimleri değişiyor, cisimleri değişiyor, ama özü ve maksadı hep aynı.

*

İşte bizim farkımız burada.

Bizim dünyaya hükmetmek gibi bir niyetimiz yok.

Ne tarih boyunca emperyalist olduk, ne bugün öyle bir düşünce içindeyiz.

Önceliğimiz, hukuk çerçevesinde kendi haklarımızı korumak.

Yaptığımız anlaşmanın suya düşmesini istemiyoruz.

Toprağımız gibi kıymetli olan kendi sularımızdaki haklarımızın peşindeyiz.

Bu arada anlaşma yaptığımız Libya hükümetinin yardım isteğini de geri çevirmek, tam anlamıyla kendi ayağımıza kurşun sıkmak olurdu.

Bunun farkındayız.

Darbeci Hafter de bizimle baş edebileceğini sanıyorsa, bir şansını denesin.

Hiç sakıncası yok.

*

Hafter’e kucak açmadan önce, onu kimlerin desteklediğine bir bakın.

Bakmakla yetinmeyin, biraz da düşünün.

Mısır’da darbeci Sisi, BAE dedikleri ülke, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi…

Bunların her biriyle iyi geçinmemizi tavsiye edenlerin aklına şaşmayıp da ne yapalım?

Eset için de aynı tavsiyede bulunuyorlar.

Allah akıl fikir versin. Bir tutam da izan ve mantık iyi olur.

Hani düpedüz, apaçık, tastamam “Biz bu sevdadan vazgeçelim, Akdeniz’de gaz maz aramayalım” deseler, daha dürüstçe olacak.

Böyle dolanmaya ne hâcet?

*

Deniz yetki anlaşması olmasaydı, orada gaz bulunmasaydı bile biz o darbeci generali hizaya getirmeye çalışırdık.

Bir ortak tarihimiz var… Yok mu sayalım?

Libya bayrağına da bir bakmakta fayda var.

Ne görünüyor?

Hilâl ve yıldız.

Ne tesadüf mü diyeceğiz şimdi?

Biz hilâl ve yıldızı yere düşürmeyiz.

Her nerede olursa olsun.

Gücümüz yettiğince mücadele ederiz.

Anlamayan parmak kaldırsın.

#İTO
#Hafter
#Libya
#Anlaşma
#Para
4 yıl önce
Hilâl ve yıldızı yere düşürmeyiz
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi