|
Kemal Bey’e her kesimden tepki yağdı

Kemal Bey tek başına bir cevheristan.

Ne söylese olay.

Borcunu ödeyemeyen bir vatandaşın kendini Meclis önünde yakmak istemesini öyle bir değerlendirdi ki…

Evlere şenlik desek, az gelir.

Hem evlere, hem işyerlerine…

Hem evle iş arasındaki yollara, hem de boş arazilere etki edecek şöyle bir cümle kurdu:

“Niye Meclis önünde kendini yakmaya çalışıyorsun? Git sarayın önünde yak.”

*


Bu sözlerini kim duysa, meşrebince tepki gösterdi.

Vadi civarında dolaşırken, baktım her kafadan bir ses çıkıyor.

Kim ne söylediyse, tek tek not ettim.

Sözleri kaçırmamaya çalışarak not almaya çalışırken, Kemal Bey, Sezen esintisiyle, “Kendini yak, sarayı yak, her şeyi yak… Roma’yı bile yaksan fark etmez, hazırım bak…” diyecekti az daha.

Nasıl tuttu kendini, meraka teğet.

Demek her şeye rağmen, az da olsa bir kontrol mekanizması var.

Yoksa dilindeki vitesi boşa atacak, yokuş aşağı salıverecek.

“Dünya yansın, umurumda mı?” deyip kenara çekilecek, hiç tereddütsüz.

Bağlandığı yer ise malûm: “Yeter ki bu iktidarı devirelim.”

Neyse meyse.

Tahmin üzerine yürümek iyi olmaz.

İşimize bakalım ve sözümüzü yerine getirmek üzere, tepkilere geçelim…

*

Tuncay Kantarcı:

“Çapsız çapsız konuşma kardeşim.”

Zülfikâr Ağa:

“Yeziiit… Zülfikârı çektirme bana.”

Zaza:

“Ne diysin, ne diysin? Sen git tumanla derede çim. Seni hiç sevmiyim.”

Cevher:

“Dayii… Gundi bu gundi… Bildiğin gundi.”

İmdat:

“Gandi demişlerdi.”

Hüsnü:

“Beyefendi, sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu? Bir de bana deli diyorlar. Lütfen, istirham ederim.”

İbrahim:

“Kızım, sen her ihtimale karşı saraydan uzak dur. Meclis’e de yaklaşma. Seni de yakmasınlar.”

Ayının patronu:

“Demedim mi İbrahim? Bu adam her yeri yaktıracak diye? Sen tedbirini al İbrahim. Demedi deme.”

Davut Tataroğlu:

“Gazetede bunu küçük görün. Boş yere büyütmeyin.”

Lale Zara:

“Çözümlemeni sevdim Kemal arkadaş.”

Feller:

“Kemalciğim, inan ki beni hiç anlamıyorsun. Doğrusu ben de seni hiç anlamıyorum. Her defasında hayal kırıklığına uğratıyorsun. Ama ne güzel anlaşıyoruz değil mi? İşte ben bunu seviyorum. İzahı mümkün olmayan bir durum. Beni bu ülkeye bağlayan şeyin ne olduğunu sorsalar, cevap vermek yerine seni gösteririm. Biraz daha bekleyeceğim; çok değil, biraz daha.”

Memati:

“Sıkayım mı şunun kafasına?”

Cahit:

“Kime ne zaman sıkılacağına abi karar verir.”

Savcı Leyla:

“Bu sözlerin hesabını ben sorarım. Siz karışmayın, bana bırakın. Kanun var, nizam var.”

Hikmet:

“Senin ihtiyarlar ne diyor bu işe?”

Polat Alemdar:

“Allah’ım sabır ver.”

#Politika
#CHP
#Kemal Kılıçdaroğlu
6 yıl önce
Kemal Bey’e her kesimden tepki yağdı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset