|
Sanattan anlamayan konuşmasın

İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan, birkaç gün önce ABD’de bir eserini sergiledi.

Koli bandıyla duvara yapıştırılmış bir muz.

Eser, bu.

Galeriye gelen ziyaretçiler duvardaki muzu görünce, ister istemez bir gülümsemeyle yaklaşıyorlardı.

Sanatçı bu eser için bir yıl düşünmüş.

Mümkündür; iki yıl düşünseydi, belki de iki muz yapıştıracaktı.

Ya da koli bandını tek parça değil de iki parça halinde kullanırdı.

Yahut hiç değişiklik olmadan yine aynı şekilde sergilerdi.

İşin bu tarafı onun sanat anlayışıyla alakalı. Sayılara fazla takılmamak gerekir.

***

Eserine ‘Komedyen’ ismini vermiş. Anlamlı bir isim hakikaten.

Komedyenin işi, güldürmek olduğuna göre maksat hâsıl olmuş demektir.

Ha bir de güldürürken düşündürmek var, derler; doğrudur muhakkak.

Kim o çalışmayı görüp de düşünmedi ki.

Biz ekrandan gördüğümüz halde hem düşündük, hem gülümsedik.

***

O eserin iyi bir fiyattan satıldığına da şahit olduk.

Bir sanatsever (yahut muz sever biri) o çalışmaya 120 bin dolar verdi.

Dünyada pek çok insanın oturduğu evin değeri o kadar etmiyor.

“Sanat aşkı” insana neler yaptırırmış, onu da gördük, idrak ettik.

Galerilerde malûm, satılan eserler hemen kaldırılmıyor, sergilenmeye devam ediyor son güne kadar.

Eserin müşteriye teslim edilmesi, sergi kapandıktan sonra.

Kenarına iliştirilen “Satıldı” etiketi, işte bunu anlatır.

Aynı sanat anlayışına sahip, parası pulu olan diğer insanlar o etiketi görünce, “Tüh” derler, “yazık olmuş, bizden erken davranan biri çıkmış…”

***

Komedyen adlı o çalışmayı izlemeye gelen bazı sanatseverler, yanlarında getirdikleri muzları, duvara bantla tutturulmuş olan 120 bin dolarlık muzun yanında soyup yemeye ve o sırada fotoğraf ve video çekmeye çalıştılar.

Çalıştırlar deyişim, galerideki görevlilerin onları engellemeye kalkışması sebebiyle değil. Kimse karışmadı onlara.

Ne yazık ki bir komedyen geldi, diğer izleyiciler gibi çalışmayı seyrederken, kendini tutamadı, gitti bandı söktü, muzu aldı, soydu ve yedi.

Diğer seyircilerin “Yazık oldu esere” türünden tepki vermelerine fırsat doğmadan, yerine yeni bir muz asıldı.

Böylece eser hiçbir zarar görmemiş oldu. Olay ne karakola yansıdı, ne mahkemeye.

***

Bu sanat faaliyetinin bütün dünya bültenlerinde kendine yer bulması, epeyce ilgi görmesine yol açtı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi bu çalışmadan ciddi ölçüde etkilenmiş olmalı ki, sosyal medya hesabından şehrin ünlü kestane şekerinin duvara bantlanmış hâlini fotoğraf olarak paylaştı.

Altında ise anlamlı bir mesaj vardı:

“Biz sevdiklerimizi ziyarete giderken bu sanat eserini hediye olarak götürürüz. Çünkü gönül almaya paha biçilemez.”

Vallahi doğru.

***

Diğer belediyeler durur mu?

Onlar da kolları sıvadı ve İznik Belediye Başkanı, meşhur üzüm ve zeytine dikkat çekti.

“İznik’in zeytini, üzümü lezzetli olur, toprağı bereketli olur, sanat eseri dediğin böyle olur” dedi.

Yenişehir Belediye Başkanı, “Asıl Kara Murat benim” der gibi “Yenişehir biberi acı olur, toprağı bereketli olur, sanat eseri dediğin böyle olur” ifadelerini kullandı.

Orhangazi Belediyesi de atıldı ve tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Biz daha iyisini yetiştirene kadar, en iyisi tabii ki ‘Orhangazi Zeytini…’ Kimileri eser diyor, bize göre ise şaheser.”

Gemlik’tense hiç ses çıkmadı. Onlar “Mal kendi konuşur” anlayışıyla reklâma ihtiyaç duymamış galiba.

***

Biz, boş bir çerçevenin bile çok yüksek fiyattan satıldığı bir ülkeyiz.

Bu itibarla, her türlü sanat eserinin değerini iyi biliriz. Bir muz nedir ki?

Şimdi İzmit’te pişmaniye, Malatya’da kayısı, Trabzon’da hamsi, Diyarbakır’da karpuz, Amasya’da elma, Rize’de çay, Kayseri’de pastırma başta olmak üzere, bütün şehirlerimizde duvara bantla yapıştırılmış eserleri bekliyoruz. Her ne kadar orijinallik ilk çalışmaya ait olsa da.

#Maurizio Cattelan
#ABD
#Bursa
#Yenişehir Belediyesi
4 yıl önce
Sanattan anlamayan konuşmasın
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset