|
Söz ola, bitire savaşı

Hz. Ömer, mescitte gördüğü bir grubun kim olduklarını merak eder. İbadetle meşgul olan bu kişilere sorar:

“Siz kimsiniz, burada ne yapıyorsunuz?”

“Bizler mütevekkilleriz. Allah’a ibadetle meşgulüz.”

“Peki, sizin geçiminizi kim temin ediyor?”

“Biz kendimizi ibadete verdiğimiz için, yakınlarımızın ve diğer Müslümanların ikram ve sadakalarıyla geçiniyoruz.”

Hz. Ömer bu cevabı beğenmez ve şöyle söyler:

“Öyleyse siz mütevekkil değil, müteekkilsiniz. Yani hazır yiyicilersiniz.”

Büyük İskender (MÖ 356-MÖ 323) Kral Topal Filip’in oğlu, Aristo’nun öğrencisi. Filip kızının düğününde öldürülünce, İskender tâcı giyer. Büyük idealleri vardır: Yunan sitelerini birleştirmek, Perslerden intikam almak ve bütün dünyaya hâkim olmak. Pers krallığına son vermeden önce arkasını sağlama almak için Fenike ve Mısır’ı topraklarına katar.

Pers imparatoru Darius’un barış teklifi caziptir. İran topraklarının yarısı ve kızıyla evlilik. İskender reddeder. Arkadaşı Parmanios, “Ben İskender olsaydım kabul ederdim” deyince, o da şöyle cevap verir: “Ben Parmanios olsaydım, kabul ederdim.”

*

Büyük İskender, Gavgamela savaşında Pers imparatorluğunu yerle bir eder. Ardından Hindistan’ı alır. O kadar büyük hedefleri vardır ki artık ordusu ona ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Askerleri artık vatanı özlemiş, dönmek istemektedirler.

İskender, Yunan, Anadolu, İran, Mezopotamya, Mısır ve Hint medeniyetlerini Helen şemsiyesi altında karıştırıp kaynaştıracaktır ve böylece insanlık ileri gidecektir. İskender’in adını taşıyan şehirler, bu ideali canlı tutan merkezler olacaktır.

Ancak İskender yalnızlaştıkça içkiye sığınacak, hem iradesini hem de muhakemesini kaybedecektir. Sarhoşken en yakın dostlarının ölüm emrini verdiğini hatırlamayacaktır.

Rivayete göre Hint ikliminde yakalandığı sıtma benzeri bir hastalıktan, bir başka rivayete göre çoğalan düşmanlarının entrikaları sebebiyle genç yaşta ölür.

*

Galile’nin kulaklarını gören biri ona sormuş:

“Üstad, kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?”

Galile “Doğru” demiş, “benim kulaklarım insan için biraz büyük, fakat senin kulakların bir eşek için fazla küçük.”

*

Bir bilgeye sormuşlar:

“Yoksulluk ömür boyu sürer mi?”

“Hayır” diye cevap vermiş, “Yoksulluk kırk gündür. Sonrasında alışılır.”

*

Hastalık sebebiyle gözlerini kaybetmiş biri, “Bende dünyayı görecek göz mü kaldı?” diye hâlinden şikâyet edince, şair Seyrânî şöyle söylemiş:

“Hiç üzülme dostum, zaten dünyada da bakılacak yüz kalmadı.”

*

Bir filozofa “Dünyada en zor şey nedir?” diye sormuşlar.

“Söz” diye cevap vermiş.

“Çünkü anlamak da zordur, anlatmak da…”

*

Konfüçyüs, bir arkadaşına bilginin önemini şöyle anlatır:

Sende bir yumurta var, bende de bir yumurta. Sen yumurtanı bana verdin, bendekini aldın.

Sende yine bir yumurta, bende yine bir yumurta. Durum değişmedi.

Fakat sende bir bilgi var, bende bir bilgi. İkimiz de bilgilerimizi birbirimize verdik. Sende iki bilgi, bende iki bilgi oldu.

*

Bir bilgeye sormuşlar:

“Kral için cesaret mi daha önemlidir, adalet mi?”

Cevabı tereddütsüz şu olmuş:

“Adalet olursa, cesarete gerek kalmaz.”

*

Tales’e dünyada devamlı olan şey nedir diye sorarlar.

“Ümit” der. “Çünkü hayatta bizi en son bırakan odur.”

#Hz.Ömer
#Büyük İskender
#Mezopotamya
4 yıl önce
Söz ola, bitire savaşı
İnsani değerler ve insan hakları
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim