|
“Ülkede hasta yoksa napacaz?”

Savaş Ay erken göçtü. Şu günleri görebilseydi…

Şapkasını takıp, elinde mikrofonla, yeni açılan Şehir Hastaneleri bahçesinde, koridorlarında, odalarında dolaşsaydı…

Temizliği, güzelliği kameraya anlatsaydı.

Hastanelerin geçmişteki haliyle bugünkü durumunu mukayese etseydi.

Kendi mühendislerimizin, teknik ekiplerin ürettikleri cihazları gösterseydi hepimize.

Emeği geçenlerle röportaj yaparak, nasıl başardıklarını ne kadar güzel anlatırdı.

Yerli ve millî üretimin önemini örnekleriyle, ayrıntısıyla dile getirmekten nasıl memnun olurdu kim bilir.

Böyle bir çekim yapmayı, en çok hak eden Savaş Ay’dı.

O mukayese en çok ona yakışırdı.

*

Şehir hastaneleri yapılırken karşı çıkan biri vardı.

“Yüksek maliyetle yapıldığını” söylemiş, “ülkede hasta yoksa napacaz?” demişti.

Ne güzel bir bakış açısı!

Dünyada bir örneğine daha rastlayamazsınız.

*

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkenin her tarafında şehir hastaneleri yükseliyor.

Adana, Mersin, Isparta, Yozgat, Kayseri, Manisa, Elazığ, Ankara Bilkent, Eskişehir, Bursa, Konya, Tekirdağ, Kütahya, Kocaeli, İstanbul Başakşehir, Ankara Etlik, Gaziantep, İzmir Bayraklı Şehir Hastanelerinin yarıdan çoğu hizmete girdi.

Diğerlerinin bir kısmı bu yıl içinde, kalanıysa önümüzdeki yıl tamamlanarak hizmete açılacak.

O eşsiz bakış açısına sahip kafaların, bu yapılanları takdir edeceğini, tebrik edeceğini beklersek, Büyük Sahra Çölünde belediye otobüsü bekler gibi, son nefesi verene kadar aynı yerde kalırız.

Takdirden tebrikten geçtik, teşekkür etse yeter.

Fakat ona bile eli varmaz, dili dönmez.

*

Eleştirmeye devam etse gerektir.

“Önce bu hastaneleri yapıyorlar… Çünkü biliyorlar ki milleti hasta edecekler…” diyebilir. Belki de bunu söylemiştir bile.

Bugüne kadar aklına gelmediyse, alsın buradan yürüsün.

Telif isteyecek değiliz.

*

Evvelce Sabiha Gökçen Havalimanı için de aynı mantıkla konuşmuştu.

“Uçak inmeyen yere havalimanı yapıyorlar.” Dediği dün gibi hatırımızda.

Sözlerini virgülüne dokunmadan hatırlayalım.

“Sabiha Gökçen Havaalanı… Uçak iniyor mu? Hayır… Kaç milyona mal oldu? Peki, uçağın inmediği yere havaalanı yapan başka bir ülke gördünüz mü siz? Bu ne demek biliyor musunuz arkadaşlar? Tuz Gölü’ne alabalık tesisi yapmaya benzer…”

*

Ne kadar haklı!

Bir yere havalimanı yapılacaksa, orada ciddi araştırmalar yapılmalı.

Önce bakacaksın…

Oraya inen uçakları göreceksin…

Havada dizilecekler…

Peş peşe inişe geçecekler.

Bazıları sırada yer bulabilmek için havada tur atacak.

Sırası gelince kuyruğa girecek…

İşte o zaman karar vereceksin.

Aha diyeceksin, işte buraya havalimanı yapılabilir… Uygun bir yer.

Bu kadar uçak iniyorsa, pist yapmaya değer.

Kule de yapılır, diğer tesisler de.

Böylece milletin parası çarçur edilmemiş olur.

*

Velhasıl, Savaş Ay çabucak ayrılmasaydı aramızdan, hem bu hastaneleri, hem havalimanlarını bir güzel anlatırdı.

Başakşehir’de dün açılan Şehir Hastanesi önünde onu elinde mikrofonla görmek hoş olmaz mıydı?

Hastane çevresindeki yolları belediyenin yapması gerektiği hâlde, hiç kılını kıpırdatmayışını ayrıntısıyla öğrenirdik.

Yollar yapılmayınca, hastanenin açılmayacağını zannedenlerin yüzlerindeki şaşkınlığı bile yakalardık.

#Hasta
#Koronavirüs
#Salgın
4 yıl önce
“Ülkede hasta yoksa napacaz?”
El Bab, hangi kapıları açacak?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak