Hikâyeye göre patrik, Herakleios’un suretindeki bir gözün çıkarılmasına karşılık, Hz. Ebû Ubeyde’den iki şey istiyor: a-Halife Hz. Ömer’in suretinin yapılması, b-Sûretteki gözlerinden birinin mızrakla çıkarılması.
Ebû Ubeyde, mümkündür ki, o şartlarda kötü bir barışın bile savaştan daha iyi olacağını düşündüğü için bu iki hususu kabul etmekle, hem İslam’daki sûret yasağını ihlal etmiş, hem de Hıristiyanların Halife Hz. Ömer’e saygısızlığını sineye çekmiş gibi görünüyor.
Nitekim mezkûr karikatürlerin yenilerini yapma, Kur’an yakma, tesettürlü kadınlara saldırma, mescit kapılarına domuz kanı sürme vb. İslamofobik eylemlerin Müslümanları aciz bırakmaya, ricate zorlamaya, onurlarını zedelemeye ve bu yolla onları kafirlerin arzularına boyun büktürmeye yönelik eylemler olduğunu düşündüğümüzde, bunlarla tarihsel planda halifenin bir gözünü çıkarma imgesinin, halifenin şahsında Müslümanların katledilmesine bir gerekçe oluşturduğunu da fark ederiz.
Dolayısıyla bununla ortaya çıkan gerçek, İslamofobya’nın ahlaksız rövanşizminin Türklerle, Osmanlılarla sınırlı olmadığı, İslam’ın ilk devrine kadar geriye götürülebilecek korku esaslı imgelere tabi olduğudur.
Ne demişti atalarımız: Su uyur, bizim düşmanımız uyumaz!