|
‘Nas’ kelimesi nasıl ‘Nâs Sûresi’ oldu?

Dünyada her şey değişebilir ancak malum medyanın cehaleti asla değişmez! Cehaletlerini marifet bilerek manşetlerine taşımaları da yetmez, onu sakız gibi çiğneyerek godoş godoş konuşurlar, yazarlar, ekranlarda yorumlar yaparlar.

Örneğin, Arapça
belirlilik takısının
ilgili terkiplerdeki etkisini bilmezler ama “Esselamü-n-aleyküm” ya da “Selam-ü-aleyküm” ibaresini, muhataplarını küçümseme maksadıyla manşete çekerler.

Cuma namazının cemaatle kılındığını bilmezler ama toplu gösteri yapma, direniş gösterme ihsasıyla “Cuma namazını cemaatle kıldılar” diye zılgıt çekerler.

“Kurban Bayramı Hac vaktine denk geldiği için ulaşımda sıkıntı yaşanıyor” diye haber üretirler.

Cehaletlerinin o kadar çok örneği var ki, yazmakla bitmez!

İşin en ilginç yanı ise, cehaletleri hemen fâş olduğu halde, özür dilemezler, pişmanlık belirtmezler, sadece kötek yemiş bir tilki gibi kuyruklarını kıçlarına kıstırıp, yeni bir cehaleti sergileyinceye kadar sessizliği seçerler ve yine cehaletleriyle tekrar ortalığa çıkarlar.

Şimdi yine ortaya çıktılar.

Hem de katmerlenmiş bir cehalet üzerinden!

Malum
Merkez Bankası
’nın faizde yaptığı son indirim üzerinden bir tartışma yapılıyor.
Başkan Erdoğan
’ın söz konusu karardan önceki AK Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşma, ilgili tartışmaların merkezine yerleştiriliyor. Çünkü orada faizle ilgili dinî hükme atıfta bulunuyor.

Önce Başkan Erdoğan’ın kararlılık belirten ve dini atıf taşıyan o sözlerini hatırlatayım:

“Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. (...) Enflasyon nedir, yüksek faiz nedir bilmeyen ülkelerin çift haneli fiyat artışları ve bozulan dengeler karşısında şaşkına döndüğü bir dönemde elbette bizim bunun tamamen dışında kalmamız mümkün değil.

Fakat bizi diğer ülkelerden ayıran bir fark var. Onlar giderek sıkıntıya girerken biz ise önümüzdeki yıldan itibaren ferahlamaya başlayacağız. (...) Faizle ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız. Anlayan anlar, anlamayan anlamaz ama milletimizi faize ezdirmeyiz.

Bunu kabulleneceğiz. Bunun başka çıkışı olamaz. Salgın döneminde tüm ülkeler kepenkleri indirirken bizim yatırımlarımızı kesintisiz devam ettirmemiz bunun en somut örneğidir.

Hâlâ kalkıp da bu yolda, beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar kusura bakmasın. Bu yolda ben, faizi savunanla olamam, olmam. (...)

Bu görevde olduğum sürece, kusura bakmayın faizle mücadelemi sonuna kadar, enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. (...)

Şunu bilmemiz lazım, bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana- bana ne oluyor? Biz değerler silsilemiz içerisinde olaya buradan niye bakmıyoruz? Olaya buradan bakacağız, ona göre de adımımızı atacağız.”

Konu Başkan Erdoğan’ın faiz lobisine karşı kesin itirazı ve inancına göre davranma kararlılığı olunca, malum medyaya, onu tam da bunlardan vurabilecekleri bir malzeme gerekiyor.

Nitekim o malzeme çok gecikmeden, geçmişte AK Partili olup, şimdi lider kılıklı FETÖ beslemesi olarak hizmet veren birinden geliveriyor.

Onun “Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın partisinin dünkü grup toplantısında faizle mücadelede ‘Nas’ suresini örnek göstermesini” eleştirmesinden bahisle, Sözcü gazetesi
Nâs Sûresi
vurgulu olarak şu uzun manşeti üretiyor:

“Madem ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ o zaman... Faizi tümden sıfırlayın enflasyon da sıfırlansın elinizi tutan mı var? Erdoğan faizle mücadelede ‘Nas Suresi’ni örnek gösterdi. Buna göre faiz haram. O halde faizi sıfırlayın. Bakalım enflasyon düşüyor mu düşmüyor mu görelim...”

Ve yeni bir cehalet hareketi başlatılıyor:

Önce
cıfıt çukuru
-sözüm ona- sözlükçü sosyal medya Nâs Suresi cehaletini (bilahare tashih etmek üzere) pekiştiriyor.
Sonra
Halk TV
yorumcuları bu cehaleti bir güzel cilâlıyor.

Ardından, şerefsizliği tavan yapmış, sosyal medya bülbülü malum gazeteci dâhil oluyor cehalet yarışına. Başkan Erdoğan’ın sözlerini çarpıtarak, konuyu İslâm ekonomisinin İran’daki başarısızlığına dayıyor.

Peki, “Nâs Sûresi” ile Başkan Erdoğan’ın “nas”tan kastı nedir?

Şunca yıldır yazıyorum, bu vb. soruları, cahiller dışında herkes tarafından apaçık bilinmeleri bakımından cevaplayarak, kendi okurumu aptal saymaya kalkışmadım. Dolayısıyla şimdi de bu soruları cevaplamayacağım.

Ama ibreti âlem için, yukarıda da belirttiğim gibi bu vb. cehaletlerinden dolayı özür dilemeyi bilmeyip, kuçu kuçu bir kenara sinmeyi seçenleri ifşa etmek maksadıyla yazdım bunları.

Biraz da gülelim diye yazdım.

Bunca cahil şaklaban, gazeteci olarak ortalıkta dolaşırken, bana da gülmek düşer!

#Nas
#Nâs Sûresi
2 yıl önce
‘Nas’ kelimesi nasıl ‘Nâs Sûresi’ oldu?
‘1 gün savaşı’…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...