Mustafa Fayda Hocama, uyarı kipindeki bu açıklaması için şükranlarımı arz ediyorum.
Bunun sebepleri üzerinde fazlaca zihin yormamıza gerek yoktur, zira tarihi Peygamber Efendimiz’le birlikte başlayan (ve din olarak kökü vahiyle Hanifliğe bağlanan) İslam içinde, Peygamber Efendimiz’in yaşadıkları devir bile kendi mübarek adlarına mahsus tarih kaydıyla tesmiye edilmez. Onun tarihinin adı, kısaca Siyer’dir.
Peki ne oldu da, bizler, bidayetinde milletlerin ve hakimlerin hayatına mahsus olan tarih terimini babamızdan bir mirasmışçasına yükleniverdik?
Bunun cevabı da basittir. İslam Sanatı gibi sorunlu bir terimi, sanki hiç sorunlu değilmiş gibi dilimize dolamamıza neden olan şey, aynıyla buna da neden olmuştur: Dilinizi kaybetmeye görünüz, dininizi ve onun içinde şekillenen ilimlerinizi, tanımlarınızı, ıstılahlarınızı... da kaybetmeye başlarsınız.
Bunu unutmamamız gerektiğini belirterek, İrfan Aycan ve kıymetli çalışma arkadaşlarına hazırladıkları eser nedeniyle bir kez daha teşekkür etmeliyim.
Zira eser, önemli tartışmaları da açabiliyorsa eserdir!