|
Alçak mektuba yüksek cevap

Akıla sahip oldukları halde bilemeyenler, duydukları halde duyamayanlar, gördükleri halde göremeyenler için, ola ki “fethe uğramalarına” vesile olur umuduyla bir daha tekrarlayalım:

1
-
DEAŞ
,
Amerika
tarafından
, başta İslamofobya’nın azgınlaştırılmasında kullanılmak üzere, çok boyutlu amaçlar gözetilerek
kurulmuş bir terör örgütüdür
.
2
-Amerika’nın DEAŞ vesilesiyle
Suriye
’de oluşturduğu varlık, tamamen
İsrail’in güvenliğini sağlamaya
mahsus bir varlıktır.
3
-Amerika, Suriye’deki İsrail esaslı varlığını, PKK / PYD / YPG üzerinden bir
devletle
pekiştirmek ve daha başından binlerce uçak ve TIR dolusu silah ve mühimmatla takviye ettiği bu örgütleri İsrail’in sevk ve idaresine teslim etmek istemiş, Rusya dahil olmak üzere, birer eyalet hükmündeki Arap devletleriyle, AB ülkelerini buna razı etmiştir.
4
-
İsrail esaslı
ve onun gibi yeni bir terör devletinin kurulmasına itiraz eden tek ülke
Türkiye
olmuştur.
5
-Türkiye, öncelikle PKK / PYD / YPG terör örgütlerinin, sınır boyundaki fiili saldırılarını bitirmek ve orta vadede bu örgüler üzerinden Suriye’nin kuzeyinde İsrail esaslı bir devletin kurulmasını önlemek maksadıyla yaptığı
Zeytin Dalı
ve
Fırat Kalkanı
harekatlarını
Barış Pınarı Harekatı
’yla tamamlamak zorunda bırakılmıştır.
6
-
Trump
, Türkiye’yi
ikna edemeyen
bir yönetimin başı olarak, Amerikan müesses nizamı tarafından
sorgulamaya
başlanmış, Türkiye’yi birkaç hamlede bitirecek ağır ekonomik ve siyasi yaptırımlara başvurması konusunda ağır baskı altına alınmıştır.
7
-Son resimden görünen odur ki,
Trump İsrail’e hizmette
beceriksiz kalmanın da ötesinde, dünya üzerinde hemen her dediğini güç kullanarak yaptırmakla maruf Amerikan müessses nizamının
karizmasını
zedelemiştir. NATO üyesi de olduğu halde Türkiye’yi ikna edemeyen, Suriye’de boşalttığı alanları
Rusya’nın doldurmasına
neden olan Trump, son durum itibariyle İsrail’den, kendi partidaşlarından ve muhaliflerinden
şamar üstüne şamar
yemektedir.

Bu şamarların etkisiyle yazıldığı çok belli olan mektup konusuna geçmeden önce şu hususu hatırlatmamızda yarar var:

Suriye’den hatta daha öncesinde Amerikan işgaline uğrayan
Irak
’tan kaynaklanan her meselede Türkiye
derde
, Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya vd. ise sıkça
çıkar muhasebesi
yapmaya maruz kalmışlardır.
Bu nedenle Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’yla verdiği mücadelenin doğru anlaşılması elzemdir; zira Türkiye, sınır boyundaki bir
terör derdinden
köklü olarak kurtulmaya çalışırken, bölgede yer alan ya da yer almadıkları halde Türkiye’nin barış gayretlerine karşı olan ülkeler,
çıkar gazeli okumaları
cihetinden, tali bir meseleye tabidirler.
Trump’ın akıl ve izan sahibi her
Amerikalıyı da utanca boğan
, seviyesiz, nezaketsiz, yönetici ahlakından, siyasi edepten yoksun, küstah, kaba, densiz ve dengesiz bir üslupla yazılmış olan mektubunu önce bu açıdan ele almak gerekir.

Zira, Türkiye’nin derdi olan mesele, Trump için sonunda kazanç umut ettiği bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Mektubundaki ciddiyetsizlik, söz konusu oyun ve eğlenceden beslenen şımarıklığın, mantık yitiminin, üslup fahişeliğinin ürünüdür.

Süper gücün başında olmakla dünyada istediği her yerde oyun oynayabileceğini, eğlence tertip edebileceğini sanan Trump’ın, yukarıda zikrettiğimiz nedenlerle İsrail’den, partidaşlarından ve muhaliflerinden yediği şamarın, oyun ve eğlencesinin peşinden gelmesi, belli ki Trump’ın aklını başından almıştır.

Savaş
devletlerarasında olur,
ateşkes
bu türden savaşlara mahsustur. Terör örgütleriyle
mücadele
edilir; bu mücadelede bir ateşkes söz konusu olamaz; mücadele ancak terör örgütünün ricatıyla ya da harekat sahasını terk etmesiyle son bulur.
Bu teamüllerin asine, Türkiye’yi terör örgütüyle anlaşmaya zorlayan Trump’ın, gerek içerik gerekse üslup yönünden
alçaklığı
sabit olan mektubuna Başkanımızca verilen
yüksek
cevap ise, o mektubun çöpe atılması ve Barış Pınarı Harekatı’nın derhal başlatılmasıdır.

Başkan Erdoğan, bu satırları yazdığım esnada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’le görüşüyor ama mektuba ilişkin yeni haberler de bilgi kirliliğini artırarak sürüyor; Pence görüşmesi öncesinde onunla ileteceği tekliflerin benimsenmesini sağlamak kastıyla mektubu bizzat Trump sızdırdı diyenler de var, görüşmenin olumsuz bitmesini sağlamak isteyenlerce sızdırıldığını ileri sürenler de.

Mektubun kimin tarafından sızdırıldığını bilmek mektubun alçaklığını ortadan kaldırmıyor ve daha baştan
niyetleri kirli
olanlarla
temiz bir sonucun
hasıl edilemeyeceği biliniyor.
#ABD
#YPG
#İsrail
#Rusya
#Donald Trump
5 years ago
Alçak mektuba yüksek cevap
Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-2
MHP'nin serencamı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’