|
Firavun Kompleksi

Hz. Musa, Tâhâ sûresinin 24-34. âyetlerinde geçen “Firavun’a git! O, gerçekten azdı!” meâlindeki ilahî emri aldığında, hemen buna karşılık Rabbimizden göğsünün genişletilmesini, işinin kolaylaştırmasını, diyeceklerinin iyi anlaşılması için dilindeki düğümün çözülmesini, Hz. Harun’un vezir edilmesiyle desteklenmesini talep eder ve bunların karşılanması halinde O’nu daha çok tespih ve zikretme vaadinde bulunur.

Hz. Harun’un vezirliğinden sonra bu emir, 40. âyette meâlen, “Firavun’a gidin!” şeklinde değiştirilir, Firavun’un hal bilgisi ise sabit bırakılır: “O, gerçekten azdı.”

Hz. Musa’nın kıssasını, Neml ve Kasas sûrelerindeki ilgili âyetler üzerinden karşılaştırmalı olarak yorumlayan Sâmarrâî, ilk sûredeki âyetlerde Hz. Musa’nın çocukluğundan itibaren tabi olduğu korku atmosferinin ikinci sûredeki âyetlere göre daha uzun süreli ve daha genel olduğunu belirterek, korku fenomenini onun zâtında semantik yönden inceler. (Kur’ân’ın Edebî Dili, çev.: Fatma S. Karamollaoğlu, İşaret Yay., İst. 2016).

Burada, korku fenomeni esasında Heidegger’in şu sözlerini –asıl bağlamından koparmama umuduyla– nakletmeliyim:

“Korkunun çeşitli yapı momentlerini ilgilendiren olanaklı modifikasyonlarını” altı hususta toplayan Heidegger, bunlara tabi olarak “Korkunun kendisi” der, “Tehditkâr olanın umurda olacak şekilde serbest bırakılışıdır. Yani önce gelecekteki bir kötülük (malum futurum) tespit edilir ve sonra bundan korkulur, diye bir şey yoktur. Ama korkmanın kendisi de yaklaşanı öncelikle tespit ediyor değildir. Bilakis onu korkunçluğu içinde önceden keşfetmektedir. Böylece korkma korkarak ve ona açıkça bakarak korkunçluğu ‘açık hale’ getirir. Bir-şey-için-bakış korkunç olanı görür çünkü korkunun bir-hal-içinde-bulunuşu içindedir. Bir-hal-içinde-bulunmadaki dünya-içinde-var olmanın uyku halindeki olanağı olarak korkma (‘korkutuculuk’), dünyayı peşinen öylesine açımlamıştır ki, böylece ondan hareketle korkunç olabilenler yaklaşabilmektedir. Yaklaşabilmenin kendisi, dünya-içinde-var olmanın özü itibariyle eksistensiyal mekansallığı tarafından serbest bırakılmıştır. Korku ne hakkında korkmaktır? Korkan var olanın yani Dasein’ın kendisi hakkında korkmaktır. Kendi varlığı içinde kendini mesele eden var olanlar korkabilir yalnızca. Korkmak bu var olanı tehlikeye düşmüşlüğü, bizatihi tevdi edilmişliği içinde açımlar.” (Varlık ve Zaman, çev.: Kaan Ökten, Alfa Yay., İst. 2018)

Bunlardan hareketle, Sâmarrâî‘nin Hz. Musa’nın zâtı için belirlediği korkuya tekrar döndüğümüzde, ondaki korkunun, Firavun’un “gerçek” vurgusuyla verilen “azış”ının sebebi olan kibrinden kaynaklandığını görürüz. Diğer bir ifadeyle, Firavun’un tek başına azgınlık hali değildir Hz. Musa’yı korkutan, asıl Firavun’u kuşatan kibrin bedellerinden biri olan azgınlıktır.

Hz. Musa, çocukluğundan Firavun’a gittiği o zamana kadar, ailesinin ve halkının Firavun’dan gördüğü mevcut zararın daha da atmasından korktuğu gibi, Firavun’un azgınlığının mevcut zararları da pekiştiren bir zulüm artışına dönüşmesinden de korkmaktadır. Rabbimizin, korkmaması için Hz. Musa’ya yaptığı çeşitli vaatler yerini buldukça Hz. Musa rahatlamaktadır; ancak yine de Firavun’un kibrindeki artış, korkunun kendisinde boşalttığı yere –onun vefatına kadar sürecek– bir endişe olarak dolmaktadır.

Firavun’un azgınlığında da azgın olmasının sebebi ise, Hz. Musa karşısında yaşadığı onca yenilgiye rağmen kibrinde sürekli bir artışın meydana gelmesidir. Örneğin, sihirbazlarının Hz. Musa’ya yenilmeleri onu Tanrının varlığı hakkında düşünmeye değil, kule yaptırarak onun katına çıkma inadına sevk eder.

Firavun’un kendisini eşsiz, benzersiz ve her şeyin üstünde görmesini, kısaca kibirlilik halini, –temsile uygunluğu bakımından, onun kendi ismiyle– Firavun Kompleksi olarak adlandırıyoruz.

Temsile uygunluğunu vurgulamamızın nedeni malumdur: Firavun tektir ama firavunluk (zulüm) fenomeni insanlık hayatına bitişiktir. Örneğin, dünün Firavun’u Firavun Kompleksi’nde kendisine denk iken, bugünün Rusya’sı, Çin’i, İngiltere’si, Amerika’sı birer firavundur ve dizginlenmesi son derece zor olan kibirleri bunların ilk ortak özelliğidir.

Nitekim ülke olarak son birkaç gündür, Firavun Kompleksi cümlesinden Amerikan kibrindeki azgınlaşmaya muhatap oluyoruz.

Mevcut dünyanın zulümde en azgın gücü olan ABD’nin kendi emirlerine boyun büktüremediği Türkiye’yi, elinin altında duran son büyücü FETÖ elebaşına kardeş olarak seçtiği Osman Kavala üzerinden tehdit etmesini de mezkûr Firavun Kompleksi üzerinden okumamız gerekiyor.

#Firavun
#Kompleks
#Hz. Musa
3 yıl önce
Firavun Kompleksi
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı