Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 milletvekili seçimlerinde ezici bir çoğunlukla iktidara gelmesinden sonra, 16 Haziran 1950 tarihinde, Türkçe ezan okunmasını zorunlu kılan kanunu ortadan kaldırmasıyla 17 Haziran’da Ezan-ı Muhammedi yeniden okunmaya başladı. Ezanın asli hüviyetine kavuşturulması münasebetiyle Üstat Bediüzzaman Said Nursi’nin Başbakan Adnan Menderes’e şöyle söylediği nakledilir: “Ezan-ı Muhammedi’yi serbest bırakmakla 10 yıl kazandın; Ayasofya’yı aç, ebediyeti kazan!”

Ayasofya’nın açılmasının yolunu döşeyen isimli, isimsiz mücadelecilere, hukuki kararın verilmesinin yolunu açanlara, kararın verilmesinde emeği ve gayreti geçen herkese ne mutlu! Ebediyeti kazanmış olmak her türlü tebrikin ötesinde bir takdiri hak ediyor.

Ayasofya ayakta kaldıkça onların adı da tarihte ve gönüllerde yaşayacaktır.

Ayasofya’nın yeni fetihlere kapı olmasını diliyorum.

Hayırlı olsun!

***

Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması İstanbul’un yeniden fethedilmesine denk bir olaydır. Bağımsızlığın ve özgürlüğün reddi ve cerhi gayrikabili inkâr bir üslupla bir kez daha, ilanıdır.

***

Sıra Mescid-i Aksa’da diyenler var. Doğrudur. Ancak:

Mekke fethedilmeden Kudüs fethedilemez!

***

Ayasofya’nın açılmasını öncesinde ve sonrasında içine sindiremeyenler abuk sabuk mülahazalarla karşı koymaya çalıştı. Her şeyi metalaştıran kafa yapısı oradan gelecek birkaç kuruş turist gelirini hesaplıyor. Onlara göre Ayasofya’nın hiçbir sembolik ve manevi değeri yok, orası para yumurtlayan taş yığını...

***

Ayasofya açıldı, bütün bu ipe sapa gelmez mülahazaları, artı, her türlü iç ve dış sorunu berhava etti, her türlü kısır mülahazayı bertaraf ederek dünyanın gündemine aslanlar gibi oturdu.

Bir kere daha, hayırlı olsun…