|
Bataklık, savaş, ceza ve barış

Hep söylerim, problemi ortadan kaldırmak onu çözmek değildir.

İskender’in Gordion Düğümü’nü çözdüğüne ilişkin efsane böyledir.

Rivayete göre Gordion Düğümü’nü çözen kişi Asya’ya egemen olacaktır. Düğümün uçları içeride kaldığı için çözmenin imkânsız olduğunu fark eden İskender kılıcıyla bir vuruşta düğümü parçalar. Böylece kendine Asya’nın yolunu açar.

Olay, İskender’in yüzyıllardır başarısı kabul edilir. Ama gerçekten öyle midir?

İskender düğümü çözmüş müdür yoksa bir kurnazlık mı yapmıştır?

Açıklama lüzumsuz, cevap zaten sorunun içinde duruyor.

Burada bizim şimdiki konumuz açısından önemli saydığımız husus şudur: İskender, Asya’nın kapısını zora başvurarak da olsa açmayı başarmıştır. Dolayısıyla onun açısından maksat hâsıl olmuştur.

İmdi bu düğümün öteki yüzüne bakmayı deneyelim.

Carl Von Clausewitz’in: “Savaş büyük anlaşmazlıkların kan içinde çözümlenen bir çatışmasıdır ve sadece bu niteliği ile diğer çatışmalardan ayrılır. / Savaş, düşmanı irademizi kabule zorlamak için bir kuvvet kullanma eylemidir. / Savaş siyasetin başka yollardan devamıdır” biçiminde yaklaşımları var (Savaş Üzerine, çev. Şiar Yalçın, MAY Y. İst. 1975).

Bütün bu işimize yarayan cümlelerden sonra belki şöyle bağlayabiliriz: Savaş, diplomasinin iflas ettiği yerde başlar…

Taraflar arasında, ortada bir sorun var...

Taraflar sorunu çözmede uzlaşamıyor.

Taraflardan biri diyalog istiyor.

Diğer taraf diyaloga yanaşma yerine sınırlara asker gönderiyor. Silah yığıyor.

Diyalog teklifi ona kesmiyor. Anlaşmaya yanaşmıyor.

Üstelik taşıma su ile gözdağı vermeye kalkışıyor. Kendi gücünden çok başkasının himmetinden yardım umuyor.

Böyle bir durumda diyalogla sorunu çözümleyelim diyen tarafa hangi almaşık bırakılmış olur?

Masada usulet ve suhuletle çözmenin bütün yolları tıkanırsa sorun nasıl çözülecek? Nasıl çözümlenebilir?

Bu durumda İskender’in yöntemini uygulamak kaçınılmaz olur.

Ancak gözden kaçırılmaması gereken husus şudur: Burada zora başvurmak diplomasi alanını ilgilendiriyor.

Bir matematik problemini çözmede zora başvurmanın anlamı sıfırdır…

Sosyal problemlerin çözümü için de zora başvurmak çıkar yol sayılmaz.

İki kişiyi sallandır, gör, bir daha bu münasebetsizlik yapılır mı, önermesinin geçerliği yoktur. Yüzlerce yıldan bu yana binlerce insan sallandırıldı, çözüm sağlandı mı?

İdamın haklı olması için kısasa izin veren ve o düzeni hakkıyla uygulayan bir rejime ihtiyaç var.

Nasıl ki hırsızın bileğini kesmenin haklı olabilmesi için ilkin hırsızlığın ortamını ortadan kaldıran bir sosyal/hukukî düzene ihtiyaç varsa…

Başa dönersek, problemi ortadan kaldırmak onu çözmek değildir diyorduk.

Problemi ortadan kaldırmak için toplumsal ortamın o problemi doğuracak şartı bünyesinde barındırmaması gerekir.

Bataklığı kurutmadan sıtmayla baş edilememesi gibi…

#Problem
#Masa
#İdam
4 yıl önce
Bataklık, savaş, ceza ve barış
Kara dinlilerle milletin savaşı
Muhalefetin ‘Freedom House’ ile iş birliği
“Sonra senyör?”
Türkiye’de milliyetçiliğin serencâmına dâir notlar
Ne olacak bu anne babaların hali?