|
İntihar: Bir umutsuzluk göstergesi

Son birkaç ayda medyaya intikal eden intihar vakaları bu olay üzerinde düşünmeyi gerektiriyor.

Vakalar sıklaşınca internet üzerinden kısa bir gezinti yapmak suretiyle 2019 yılında medyaya intikal etmiş 826 adet intihar vakası tespit ettim. Bu vakaların 64 adedi yurt dışında, 762si yurt içinde…

Bu rakamlar benim çok kısa gezintimden elde ettiğim veriler. Elbette kesin değil. Rakamların gerçeğe en yakın olanı TÜİK’te bulunabilir. O bile kesin olmaz. Çünkü tespitler resmiyete intikal etmiş vakalara dayandırılıyor.

Fakat eldeki rakamlar bile ürkütücü. Bu rakamlara göre ülkemizde 2019 yılında her gün 2,1 kişi canına kıyıyor…

İntiharlar tek bir sebeple açıklanamayacak kadar girift bireysel ve toplumsal sorunlar yumağını içerir.

İntiharı toplumsal düzlemde ele alan ilk düşünür Emile Durkheim’dır. Ona göre bireysel bir olay tekrarlanıyorsa o olay toplumsal boyut kazanmış olur.1897 yılında yayınladığı İntihar başlıklı kitabında olayı toplumsal boyutu ile inceliyor.

Yazar, intihar vakalarını temelde toplumsal açıdan şu üç kategoride ele alıyor: 1. Egoist (Bencil) intihar, 2. Altruist (özgeci) İntihar, 3. Anomik (Kuralsızlık) intihar…

Egoist (bencil) intiharlar genelde birey ile toplum arasındaki bağın gevşemesine bağlı olarak vuku buluyor. Örneğin yoksulluk çekerken, aç yaşarken kişi toplumdan ilgi görmüyor veya ilgi görmediğini düşünüyor. Keza aile bağlarının zayıflaması, kişinin toplum içinde himayesiz bırakılmış olduğu hissini uyandırıyor ve kişinin intihar etme eğilimini tetikliyor.

Altruist (özgeci, diğerkâm) intihar, başkası uğruna kendini feda eden kişinin eğilimini yansıtan intihar türü. Bir bakıma bencil intiharın zıddı da denebilir. İlkinde kişi kendini toplumdan kopmuş hissederken, özgecil intiharda kişi toplum kuralları uğruna kendini feda ediyor. Japonların harakiri eylemi bu tip intiharın tipik örneğidir.

Anomik (kuralsız) intihar, toplumsal krizlerin yaşandığı dönemlerde kişi geleceğine ilişkin güven kaybı yaşar, kişinin davranış kalıplarındaki istikrar bozulur; bu durumlar da kişinin canına kıyma güdüsünü kışkırtır… Başka bir söyleyişle toplumun istikrarsızlaşması, bireysel istikrarsızlaşmayı tetiklemektedir.

Sosyologlar bu üç intihar kategorisine gene Durkheim’dan hareketle bir dördüncüsünü ekliyor: fatalist (kaderci) intihar türü… Anomik intiharın zıddı olarak kabul ediliyor. Birey, toplumun katı kurallarının baskısı altında bunalıma giriyor. Durkheim bu tür intiharın örneğini köleler üzerinden veriyor.

Bu başlıklar mutlak bir sınırlamayı ifade etmiyor. Bir başlık altında öngörülen intihar türü, birey açısından diğer faktörlere de göndermede bulunabilir.

Durkheim her ne kadar intihar olgusunun salt bireysel mutsuzlukla açıklanamayacağını göstermeye çalışmışsa da, olay son tahlilde kişisel karar sonucu vuku bulmaktadır. Birey açısından bakıldığında olay, kişinin mutlak umutsuz hali olarak tezahür ediyor…

Son zamanlarda intihar vakalarının ülkemizde daha önce görülmemiş boyutta çoğalması sosyologların, psikologların, kriminologların ilgisini bekliyor diye düşünüyorum.

#İntihar
#Sosyoloji
#Vaka
#Psikoloji
#Durkheim
4 yıl önce
İntihar: Bir umutsuzluk göstergesi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset