|
Sağanak altında

“Her şeyi onda buldum” diyebilmek ne güzel! Bunu söyleyen insanlar yaşamış yeryüzünde...

Kays... Namı diğer Mecnun...

Her şeyi onda, Leyla’da bulduğunu söylüyordu...

Ama neydi onun onda bulduğu?..

Büyük sır... Bunu Kays’ın kendi de bilmez...

Bunu Sartre gibi bir filozof bile bilemez. O da her şeyi Simone de Beauvoir’da bulduğunu söylüyordu. Ama iş açıklamaya gelince söyledikleri doyurucu görünmüyor. Ne diyor Fransız üstadımız: “Onda harika olan taraf, bir erkeğin zekâsına -konuşma tarzımdan hâlâ biraz köleci olduğumu anlarsınız- ve bir kadının duyarlılığına sahip olması. Bir başka deyişle, arzulayabileceğim her şeyi tam olarak onda buldum.”

Kandırıcı diyebilir misiniz bu açıklamaya?

Bir kadının duyarlığı ile bir erkeğin zekâsının bir insanda buluşmasını nadir görülen bir meziyet kabul etsek bile bu özelliği taşıyan herkes herkeste her şeyi onda bulduğunu ileri sürebilir mi?

Çünkü burada o iki meziyetin bir araya gelmesinin toplamından daha fazla bir şey var bulunuyor değil mi?

İnsanın her şeyi onda bulduğunu söyleyebilmesi için onunla bir ömür geçirmesi gerekir. Ancak ömür kelimesi göz korkutucu olmasın. Masal âşıklarını düşünün: onlar düşlerinde gördüğü sevgiliye âşık oluyor ve düşteki sevgilinin ardına düşüyordu... Ve o sevgilinin uğruna harcanan ömrü düşünün... Aslında o sevgili hiç de yakından tanınan biri değildir. Çoğunca uzaktan tanınan biri de değildir. O, düşte görülen biridir... Ne ki, dünya gözüyle görüldüğü anda da insana “hah, işte!” dedirten biridir... Böyleyken aynı zamanda insana her şeyi onda bulacağını umduran biridir de...

Sağanak halinde bir yağmurlu hava… Yerler, bizim büyük kentlerimizde görmeye alışmak istemediğimiz küçük göletlerle, birikintilerle doluşmuştur. O, senin birkaç adım arkanda yürüyor. Şemsiyesini açmış... Sense şemsiyesiz, gömleğin sırsıklam... Birden hissediyorsun ki, o sana çok yakındır... Bu hissediş onu görerek değil, yalnızca bir sezgi olarak... Daha önce hiç karşılaşmadınız... Ama o, orada... Senin saçların ıslak, pabuçların öyle... Aslında böylesi bir sağanak altında bir an önce kaçıp kurtulma fikri her şeye ön alır... Ama dönüp bakıyorsun... Başına bir şemsiye tutuluyor... O cümle, ağzında anında kelimelere dökülüyor: “Hah işte, budur... Buradadır: her şeyi onda bulacağımı söylediğim kişi yanımdadır... Bana şemsiyesini açıyor...”

Elbette adım başı karşılaşacağımız bir tablodan bahsetmiyorum.

Her şeyi onda bulduğumu söyleyebileceğim birinden bahsediyorsam, bu, baştan beri her şeyin onda bulunabileceğini kestirebileceğimiz biridir. Ve artık fazla söze hacet kalmadan aynı şemsiyenin altında başlayan yolculuk birlikte ömür boyu yürünmeye hazır hale geliyor…

Onun sende ne bulduğunu bilemeyiz ama sen her şeyi onda bulduğunu düşünüyorsun. Değil mi ki sağanakta onun şemsiyesi altında birliktesin, birlikte yürüyorsun…

#Sağanak
#Yağış
#Şemsiye
4 yıl önce
Sağanak altında
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’