|
Hayata veda ettiğim şu anda…

Sandalyeyi çektiler: Başvekil, ipte dönmeye başladı.

Darağacında bir müddet daha döndü…

Yarım saat sonra, doktorla birlikte geldiler.

İpi aşağı çektiler, cesedini indirdiler.

Dili şişmişti. Sonra yıkamak üzere götürdüler.

YARIM SAAT ÖNCE

Son sözleri şöyleydi:

“Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim.

Karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum.”

(Dünya Tarihi: 17 Eylül 1961/Saat:13.21)

DARAĞACINA YÜRÜYÜŞ

Gardiyanlar kolundan çıktılar. Kendi başına yürümeye başladı.

Ölüme giderken ne ayağı tökezledi, ne de sendeledi.

*

Hep birlikte, barakaların yanından geçtiler.

Küçük bir alana çıktılar. Darağacını gördüler.

Yanındaki hoca ile birlikte
Kelime-i Şahadet
getirdi, Başvekil…
İNFAZ ADASI

İmralı adasına vardıklarında, hücumbottan iki subayın gözetiminde indirildi.

Subaylar, kendisini iki gardiyana devrettiler.

İnfaz savcısının odasına götürüldü…

İdam hükmünün özeti yüzüne okundu.

Elleri kelepçeliydi.

Fotoğrafı çekilirken, kelepçeli hali görünmesin diye sakladı, ellerini…

Sabahki “perişan” halinden eser kalmamıştı.

ZİNCİRLEME İŞKENCELER
Başvekil, İmralı’da idam edilmeden önceki süreçte Yassıada’da
çok büyük zulüm
gördü.
Darağacına çıkarılmasına sadece dört buçuk saat varken;
sırf aşağılamak, eziyet etmek için
Prostat Kontrolü yaptılar.

Dövülmesi, vücudunda sigara söndürülmesi gibi zulümler de uzun yıllardır biliniyor.

Bu sistematik işkencelerin “en dramatik, en dehşetli, en vahşi, en aşağılık” olanı ise
aradan altmış yıl geçmesine rağmen
halen daha gün ışığına çıkmış değildir.
Buraya yazmaktan,
hicap
duyuyoruz!

*

“Gerçeğin bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğu” hususu ise
asla unutulmasın.
ARZIN MERKEZİ

“Amerikan Yapımı” 27 Mayıs 1960 darbesinin temel gayesi, Başvekil Menderes’i idam etmekti.

Menderes’in iki bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan da ABD’nin emrindeki Cunta’nın hışmına uğradılar: Başvekilden bir gün öncesinde (16 Eylül’de) idam edildiler.

“ZALİM” BAŞOL
Yassıada’daki
uyduruk yargılama
tiyatrodan ibaretti.
Mahkemenin Başkanı Salim pardon “Zalim” Başol,
yargılamalara yapılan hukuki itirazlar
karşısında aynen şöyle demişti:
“Ne yapalım? Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor!”
Bu sözler, Yassıada faşizminin perde arkasını açık eden bir
itiraf
olarak tarihe geçti.
O DERGİNİN KAPAĞINDA NE VARDI?
Amerikan
Life
dergisinin fotoğrafçısı James Burke, 27 Mayıs darbesinden sadece dört gün sonra Türkiye’ye geldi.

Darbecilerin farklı mekânlarda fotoğraflarını çekti.

Bu kapsamda, Cunta Başı Cemal Gürsel’in odasına da girdi…

Onu, bitişikteki dinlenme odasında yatağının başında iken görüntüledi!

Gürsel’in yatağının başucundaki sehpanın üzerinde haftalık
Akis
mecmuasının
30 Mayıs 1960
tarihli nüshası duruyordu…
Derginin kapağında, üzerine
çarpı
atılmış bir Adnan Menderes resmi vardı. Fotoğrafın altında
“Sabık Başbakan”
yazıyordu.

Dergiyi yayınlayan Metin Toker, CHP’nin Başı İsmet İnönü’nün damadı idi.

“Yeminli Amerikancı”
İsmet İnönü, 27 Mayıs darbesinin
“mütemmim cüzü”
idi.

*

Darbeyi tüm hücreleriyle destekleyen
Akis
’in kapağındaki o
çarpı işareti
mi; sadece Gazeteci Damat ile Paşa Kayınpederinin temennisini veya arzusunu yansıtmakla sınırlı değildi.

Aynı zamanda, Başvekil’in idam edileceğinin ilk işaret fişeğiydi!

“KAZA” DEĞİL, SABOTAJ

17 Şubat 1959’da, Başvekil Adnan Menderes ve beraberindeki heyeti Türkiye’den İngiltere’ye götüren THY uçağı, Londra yakınlarında düştü.

Kayıtlara “kaza” olarak geçen bu elim olayda on dört kişi öldü.

Kurtulan
yedi kişiden biri de Başvekil
idi.

Kozmik Oda’da bulunan, ancak henüz gün ışığına çıkmayan belgeler; bu hadisenin bir kaza değil “sabotaj” olduğunu işaretliyordu!

BİR “KIRMIZI KİTAP” İNFAZI
Başvekil’in kalemi, idamından üç yıl önce yani
1958
’de kırılmıştı.
Derin Washington’dan emir alan Türkiye’deki Gladyo yapılanması; Menderes’in, bir nevi
“ABD Gizli Anayasası”
işlevi gören
Kırmızı Kitap
a
aykırı davrandığı gerekçesiyle infaz kararı almıştı.

Kırmızı Kitap’a aykırı davranmak, Başvekil’in Türkiye’nin milli menfaatlerine sahip çıkmasıydı!

İKİ KRİTİK DAYATMAYA DİRENDİ

Menderes, 1958’de “NATO Modernizasyonu” maskesi altında ABD tarafından TSK’da yapılmak istenen büyük çaptaki tasfiyeye karşı çıkmıştı.

Yine 1958’de, kapalı kapılar ardında kendisine dayatılan
İsrail ile Elli Yıllık Gizli Anlaşma
’yı imzalamayı reddetmişti.

27 Mayıs darbecileri, yönetime el koyduktan hemen sonra bu Gizli Anlaşma’yı imzaladılar…

Üstelik “1958’den itibaren” geçerli saydılar!

*

TSK’daki tasfiye
ise 27 Mayıs’tan sadece iki ay sonrasında MBK denilen
Amerikancı Cunta
tarafından hayata geçirildi.
Kontrol edilemeyeceği düşünülen
7200 Türk Subayı
Ordu’dan ihraç edildi!
#TSK
#İmralı
#Cemal Gürsel
#James Burke
#27 Mayıs
#Adnan Mendere
#İsmet İnönü
3 yıl önce
Hayata veda ettiğim şu anda…
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…