|
Carlos Ghosn, Mahir Çayan gibi kaçmış!
Dünya medyasında geniş yer buldu: “Film gibi kaçış” diyorlar! Japonya’da ev hapsinde tutulan Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn
“kontrbas çantası içinde”
firar etmiş!

2018’de Japonya’da vergi kaçakçılığından tutuklanan Ghosn, dokuz aydır ev hapsindeydi.

Geçen cumartesi evinde verdiği parti, “sıra dışı bir operasyonla” son buldu!

Özel bir jetle Japonya’ya uçan “Görevimiz Tehlike” seferindeki bir “Paralı Asker” timi; “Müzik Grubu” kisvesi altında, güya “akşam yemeğinde sahne almak için” Ghosn’un evine varmış…

Tokyo’daki evde 1.90 santimetrelik kontrbas çantasının içine yerleştirilen 1.67 boyundaki eski CEO Carlos, daha sonra bu vaziyette Osaka’ya getirilip uçağa bindirilmiş…

Osaka’dan kontrbas içindeki Carlos Ghosn’la havalanan uçak, İstanbul’da bir buçuk saat kadar bekledikten sonra bir başka özel jetle (TC-RZA Kuyruk Tescilli/Challenger 300 tipi) Beyrut’a iniş yapmış; böylece ünlü işadamı “film gibi kaçışını” tamamlamış!

Carlos’un bu “büyük kaçışını” eşi Carole’ın planladığından bahsediliyor.

SIR PERDESİ

Ghosn’un kontrbas çantası içinde kaçırılışı mı; Mahir Çayan’ın “neredeyse hiç bilinmeyen” İstanbul’dan Ankara’ya kaçırılışına çok benziyor!

Tabii, “Mahir Çayan’ın Firarı” denildiğinde…

Akla, onun ve arkadaşlarının 30 Kasım 1971 tarihinde Kartal-Maltepe askeri cezaevinden
tünel
kazarak
kaçışları geliyor!

Bu satırların yazarı ise bir diğer kaçıştan yani “bir sonraki aşamadaki kaçıştan” bahsediyor!

Mahir’in askeri cezaevinden kaçtıktan sonra “Ankara’ya nasıl geldiği” hususu, halen daha “sır perdesi” altındadır.

“KONTROLLÜ” FİRAR

Bahsi geçen sır perdesini kaldırmadan evvel; Mahir’lerin İstanbul’da cezaevinden kaçışlarını bir hatırlayalım:

Şimdilerde kaçak Jan Dündar’ın Cumhuriyet’i yönettiği dönemde, Deniz Gezmiş’lerin idamının yıldönümü münasebetiyle
“Büyük Firar”
başlıklı bir yazı dizisi yayınlanmıştı.
Jan Dündar
imzalı dizide, o dönemde gazete yazarları arasında yer alan
Aydın Engin;
firar için THKO ile THKP-C militanlarına malzeme teminini nasıl sağladığını “ballandırarak” anlatıyordu!

Engin, o firar öncesi günlerden bahisle şunları söylüyordu:

Bir gün küçük çaplı bir mucize gerçekleşti…

Yarbay hapishanede değildi. Alışveriş için Pendik pazarına bir cemse gidecekti. Ben, alınacakların listesini hazırlamıştım…

Cemse ile gidecek teğmen ‘Gazeteci, yürü sen de gel! Kaçacak değilsin ya!’ deyiverdi. İçeri girene kadar yazı işleri müdürlüğünü yaptığım Yeni Ortam dergisinin okuruymuş...

Canıma minnet! Birlikte pazara gittik. Teğmen kapıda beklerken aktar dükkânından kezzap istedim, bitmişti. Tuz ruhu aldım. Sonra cezaevine döndük…

(Cumhuriyet, 6 Mayıs 2015)

“BIRAKINIZ KAÇSINLAR”

Aydın Engin’in “küçük çaplı bir mucize” dediği, aslında “büyük çaplı bir müsaade” idi!

Yıllarca önce; Emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk, Erol Mütercimler’e şunları söylemişti:

Biz Mahir Çayan ve arkadaşlarının hapisten kaçacağının bilgisini aldık. Bu bilgiyi almamızın ardından önce Faik Türün sonra da Turgut Sunalp geldi. Toplantı yapıp durumu değerlendirdik…
Bir gün sonrasında 4
Amerikalı
subay geldi…

Hapisten kaçma hazırlığı yapıldığına dair istihbaratı kendilerine aktardık. Onlar da bize ‘Bırakınız kaçsınlar! Hatta kaçabilmeleri için ne lazımsa yapın. Hiç arama yaptırmayın. Kazdıkları toprakları saklamalarına göz yumun’ dediler!

Planlanan şuydu: Hapishaneden kaçacaklar. Bu süre zarfında hep izlenecekler. Nihayetinde ise hiçbiri hayatta bırakılmayacak!
KONTRBASTA: MAHİR ÇAYAN!
THKP-C’nin başı Mahir Çayan ve arkadaşları,
“Tugayın ortasındaki cezaevinden” rahatlıkla
kaçtılar.

Bir sonraki “kontra derin görev” istasyonuna yetiştirilmek üzere farklı yollarla “göz hizasında bir takiple” yönlendirildiler!

Mahir Çayan, İstanbul’dan Ankara’ya…
Bir müzik grubunun tuttuğu TIR kamyonunun içinde
“kontrbas çantasının içinde saklanmış vaziyette”
getirildi!

Müzisyenler, Küçükesat/Başçavuş Sokak’taki bir müzikholde sahne aldı…

Mahir Çayan’ın firarını himaye eden “Mesafeli Refakatçiler!” ise “kontrbasın indirilişini ve Mahir’in bundan sonraki durağı için hazırlanışını” dikkatle izlediler!

DRAMATİK REFAKAT

Çayan, Ankara’dan sonra Ordu/Ünye’ye gitti.

28 Mart 1972’de; Çayan ve arkadaşları Ünye Radar Üssü’nde çalışan iki İngiliz ve bir Kanadalı teknisyeni kaçırdı!

30 Mart’ta Niksar’ın Kızıldere köyünde “rehin tutulanları kurtarmak için” düzenlenen operasyon sonucunda Mahir Çayan ve arkadaşları öldürüldü.

Operasyon esnasında;
samanlıkta saklanan
Ertuğrul Kürkçü ise sağ ele geçirildi!
Eski vekillerden
Mister Kürkçü,
günümüzde HDPKK’nın “Onursal Başkanı” sıfatını taşıyor!
#THKP-C
#HDP
#PKK
#Can Dündar
4 yıl önce
Carlos Ghosn, Mahir Çayan gibi kaçmış!
Elde var milliyetçilik
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?