|
İbretlik sahneler…

Sayısız seçimde yaşadığı hayal kırıklıklarının ardından seçmenleri “Bidon Kafa” yahut “Göbeğini Kaşıyan Adam” diye aşağılayan “Mustafa Kemal” kitabının yazarı malum şahıs; CHP’li adayların 3 büyük ilde kazanmaları üzerine adeta “sevindirik” oldu.



Seçmenlere ettiği onca hakareti hatırlamıyor…

Bunca yıldan sonra, “nasıl sevinildiğini” bile unutmuş da; “İzmir’in dağlarında; Ankara’nın bağlarında; İstanbul’un boğazında çocuk gibi ağlamış…”

Zerrece utanması, arlanması da kalmamış: “Dile kolay, kâbus gibi 25 sene: Hakaret, küfür, aşağılama, tehdit” falan diyor!

-Ah, bir aynaya baksa…

*

Sözcü’deki bir diğer Seçmene Hakaret Köşecisi de pek coşkun; o da, yıllanmış aşağılamalarını bir çırpıda unutmuş: Tümüyle Mister İmamoğlu’na odaklanmış; “aradığı liderini” bulmuş:

“İşte, çağdaş insanların, Atatürkçülerin, karanlığa karşı direnenlerin, yurtseverlerin, hukuku/demokrasiyi arayanların lideri…” diyor!

*

Mister Simit’gillerin “yeni sürüm” siyasi lider tasarımı olan İmamoğlu’nun, bir dönem sonrasına “Kılıçdaroğlu’nun yerine planlandığını” görmek zor değildir.

Halen daha itirazların ve tartışmaların sürdüğü İstanbul seçiminde “kıl payı farkla” kaybeden İmamoğlu olsaydı bile; bahse konu ‘siyasi mühendislik’ projesi yine geçerli olacaktı.

*

Dokuz seçim yenilgisiyle dahi gitmeyen “Benim Adım Kemal” özellikle İstanbul ve Ankara ile İzmir’deki neticenin ardından gider mi, hiç? İlk defa “bu kadar -kesin- kaldı!”

CHP’nin başı, Türkiye genelindeki sonuçlara kafasını çevirip bakmıyor bile…

Kılıçdaroğlu, aynen şu köşeciler gibi sevindirik olmuş vaziyette: Yürüyüşü bile değişti, yahu!

Dokuz yıl evvel Kemal Bey’i CHP’nin başına getiren malum Güç Odağı; o koltuğa Ekrem İmamoğlu’nu “işaret edene kadar” Kılıçdaroğlu’nun yerini koruyacağı aşikârdır.

YAVAŞ’TAKİ ISRAR

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara için Mansur Yavaş’ın adaylığını CHP yönetimine kabul ettirmekte hayli zorlandığını hatırlıyoruz.

“Benim Adım Kemal”e sufle veya talimat veren -dahası CHP genel başkanını yöneten- Güç Merkezi’nin Mansur’da ısrarı Kemal Bey’i de kemikleştirmiş ve “Yavaş’ın adaylığı geçmezse genel başkanlığı bırakıyorum” restini çekmişti!

Ankara’da üçüncü kez seçime giren ve seçmenin artık “zihin defterine” kaydettiği Mister Yavaş’a karşı…

Ak Parti “yanlış bir tercihle” Mehmet Özhaseki’yi aday yaptığı anda kaybetmişti! Kampanya sürecince, 31 Mart’ta Ankara sandığından kimin çıkacağı o kadar belliydi ki; öyle de oldu.

URLA’DAKİ ŞARAP BAĞLARI

İzmir’deki seçimi kazanması zaten mümkün olmayan AK Parti adayı Nihat Zeybekçi’nin Urla’daki şarap bağlarını Baronlar’ın “Medya Müfettişi” Ertuğrul ile birlikte gezmesi, üstüne “şarap muhabbeti” kapsamında ettiği o “laikçi kesime yaranma” lafları “20 puan farkla yenilmesini” engelleyebildi mi?

Partisine genel manadaki zararının yanı sıra Medyadaki “Şarapçılar Kralı” Hedonist Ertuğrul’a da “meze” oldu!

MUHASEBE ŞART

AK Parti’nin, genelde 31 Mart’ın özelde İstanbul ve de Ankara’da seçimi neden kaybettiğinin muhasebesini isabetle yapması zarurettir.

Kabineden parti üst yönetimine kadar bütüncül manada bir yenilenmeye gitmeleri gerekiyor.

Belediyelerin kaybedildiği yerlerde tercih edilen isimler “Neden yanlıştı?” yahut “Bunların listelere girebilmesi için kimler devreye girip nasıl etkili oldu?” gibi mevzuların çok iyi değerlendirilmesi/irdelenmesi lazımdır.

En başta sosyal medyadakiler olmak üzere muhtelif trollerin AK Parti’ye verdiği zararlar ise saymakla bitmez!

Yapıcı eleştirilerin hemen hepsi veya kaybedilen yerler için daha “testi kırılmadan” seçimi kazandırabilecek samimi kritik uyarıların neredeyse tamamı; işbu trollerin taammüden blokajı ile boşa çıkarıldı…

Uzun zamandır partisi için çalışan birçoklarının itina ile “ayrıştırıldığını ya da uzaklaştırıldığını” görebilmek, hiç de zor değildir.

BATI MEDYASI
CHP’nin lokomotifliğindeki Zillet ittifakını destekleyen İslam Düşmanı Batı Medyası
; “Erdoğan Konstantinopol’ü Kaybetti”
başlığı atarak adeta “sevindirik” oldu!
Bu kahpelere en iyi cevap,
Ayasofya Camii’ni ibadete açmak olacaktır!
Müslüman Türkiye’ye olan düşmanlıklarını ayan beyan sergileyen BBC’sinden Guardian’ına; Financial Times’ından New York Times’ına kadar alayının “demokrasi” anlayışının Türkiye’deki seçimleri herhangi bir yerde
“sadece CHP’nin kazanmasına” endeksli olduğu
bir defa daha tescillendi!

*

Batı Medyası’nın İslam ülkeleri ile ilgili veya Ortadoğu hakkındaki dezenformasyon içeren yahut kuyruklu yalanlara dayalı birçok haberinin üzerine…

Geçmişten günümüze kadar; necip medyamızın hemen her kesiminden “balıklama atlayanların” kulakları çınlasın!

#31 Mart
#Seçim
#İzmir
#İstanbul
#Ankara
#Sözcü
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Mansur Yavaş
5 лет назад
İbretlik sahneler…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi