Sarı Kovboy’a haddini bildiren konuşmayı Devlet Bahçeli yaptı. MHP liderinin dün Meclis’te Trump için sarf ettiği sözleri, Bağımsız Türkiye’nin ABD Kahpeliği’ne “tarihi meydan okuyuşu” olarak not ediyoruz. Ders diye okutulacak bir konuşmaydı.
Bahçeli, aynen şunları söyledi: “İp, inceldiği yerden kopacaksa varsın kopsun! Korkak her gün, kahraman ise sadece bir gün ölür!
ABD Başkanı’nın twitter mesajı düşmanlık ötesidir. Türkiye’nin ekonomisini mahvedermiş! Senin doların varsa, Türk milletinin imanı var!
Elinden geleni ardına koyma! Ne biliyorsan, onu yap! Senin tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun! (…)
Bu saatten sonra Fırat’ın doğusuna girmek, vatan borcumuzdur, namusun gereğidir…”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin konuşmasında, ismini vermeden CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’e sorduğu bir sual de fevkalade manidardı:
“CHP’yi kim yönetiyor? Bunu bir söyleyin, itiraf edin!”
Kısa Kılıçdaroğlu’su, Özel’i, Çeviköz’ü yahut bir başkası hiç fark etmez: CHP yönetimi, işte bu yaman sorunun altından kalkamaz!
Neden mi? Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, bütün hücreleriyle “Voice of America”dır da, ondan!
Amerika’nın Türkiye Siyaseti’ndeki Sesi CHP, mesela Suriye’nin kuzeydoğusunun YPG/PKK’lı teröristlerden temizlenmesini istemiyor!
Kılıçdaroğlu’nun “Afrin’in şehir merkezine girilmesini doğru bulmuyorum” dediğini, nasıl unutabiliriz ki? Mümkün değil…
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Ankara’ya “Menbiç’teki ve Fırat’ın doğusundaki sorunları ABD ile birlikte çözün” diyor.
Aslında, “ABD ne istiyorsa, onu yapın; itiraz falan etmeyin” demek istiyor!
CHP’nin, bu Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı; Trump’ın, Bolton’ın, ezcümle Washington’ın ağzıyla konuşuyor.
Daha böyle sayısız örnek var: Köşe yazılarını geçtim; en azından hacimli bir kitabın sayfalarını dolduracak kadardır! Saymakla bitmez!
Bahçeli’nin yaman suali, CHP’yi ilzam ediyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının gardını düşürüyor.
Öyleyse, cevabını biz verelim:
Kılıçdaroğlu’nun CHP’sini; İstanbul’daki şu malum baronlar bir başka söyleyişle Komprador Burjuvazi ile onların Atlantik’in öte tarafındaki patronu Derin Washington yönetiyor!
Kemal Bey, malum- sufleyle/talimatla çalışır!
Ne derlerse yapar; neleri istiyorlarsa harfiyen yerine getirir!
Hepsinden evvel…
Özgür Özel, genel başkanına Kasım 2009’da Frankfurt’taki lüks otelde yaşadıklarını sorsa ya!
Deniz Baykal’a kaset operasyonundan Kemal Bey’in enteresan bir yöntemle haberdar edilmesi olayından, bahsediyoruz…
Dokuz sene önce Deniz Baykal’ı -piyonları FETÖ’nün kaset operasyonuyla- indiren ‘İçerideki ve Dışarıdaki Amerika’ diye tanımladığımız derin adres, CHP’yi de yönetiyor.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’si; gayrı milli bir parti olarak “Washington’ın Vesayeti Altında” siyaset yapıyor.
CHP’nin Parti Meclisi üyesi Zeki Kılıçaslan, TV5 ekranında “HDP ile ittifak yapmak, milli bir görev ve milli bir politikadır” diye konuştu!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin “aslında ne olduğunu; nereden yönetildiğini” pek isabetle gösteren en güncel örnek işte budur!
ABD’nin kontrolündeki HDPKK ile ittifak yapmayı “milli bir görev” olarak tarif etmek yine ABD’nin vesayeti altındaki CHP’nin hezeyanını sergiliyor…
Dahası, CHP+HDPKK ittifakının/işbirliğinin siyasetimizdeki “gayri milli” konuşlanışını “bir kez daha” tescilliyor!
***
Sahi, Özgür Özel “HDP ile gönül ittifakımız var” demişti!
