Fransız Le Monde gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sevr Anlaşması’nın intikamını aldığını” yazdı! Haberde, Erdoğan’ın 16 Aralık 2019’da Libya Başbakanı Serrac ile Dolmabahçe Sarayı’nda yaptığı ikinci görüşmeden sonra “Bu askeri ve enerji anlaşması sayesinde Sevr anlaşmasını bozduk” dediği hatırlatıldı.
***
Le Monde’un bir nevi “alarm” veren bu yayını, aynı zamanda hem Fransa’nın hem de Batılı devletlerin yediği “tarihi golü” anons ediyor!
***
Fransa’nın Playboy kılıklı Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Libya’daki Meşru Hükümeti devirmek isteyen ve aldığı seri mağlubiyetlerle hapı yutan CIA’in yetiştirmesi Hafter’i destekleyerek “Kaybedenler Kulübü”ne yazılmıştı.
Batı Cephesinin İçimizdeki Siyasetçisi “Benim Adım Kemal”in “Libya’da ne işimiz var?” dediğini, burada bir kere daha hatırlayalım…
Kılıçdaroğlu’nun “Grup Başkan Vekili” Engin Altay’ın “Serrac yönetimi cihatçı eğilimli; Hafter ise daha makul, daha seküler bir yönetimdir” dediğini de unutmuyoruz.
Vaziyet, böyleyken…
“Laiklik Putçuluğunun Kalesi” Fransa’daki lokomotif gazete Le Monde’un “Erdoğan, Sevr’in intikamını alıyor” diye feveran etmesi üzerine, içeride “Atatürkçü” geçinen malum tayfa -tavla tabiriyle- resmen “mars” oldu!
***
Le Monde’un bahse konu yayını…
“Atatürkçülük ticaretinden nemalanan” Özdil’lerin Yılmaz için de bir yerde “Ticari sağa çek!” anonsu gibidir.
Playboy Kılıklı Emmanuel, Elysee Sarayı’ndan emekli olduğu vakit; bu Yılmaz’ı Paris’te ağırlayıp da “Vaktiyle Doğu Akdeniz’de nasıl su yuttuklarını” anlatır mı, acaba?
Doğu Akdeniz’de Su Yutan Fransızların Le Monde’u bahsi geçen yayında “Ayasofya Camii’nin ibadete açıldığı tarihin tesadüf olmadığına; 24 Temmuz gününün Lozan Anlaşmasının yıldönümü olduğuna” da dikkat çekmiş…
Bu gibi durumlarda ne diyoruz:
“Ha, şunu bileydiniz?”
Gençliğinde yıllarca, Paris’in altından girip üstünden çıkan “İçimizdeki Fransız” bir başka deyişle “Günümüzün Sıfır Sıfır Yedi’si” Mösyö Ertuğrul…
Ayasofya’nın 86 sene sonra Cami olarak ibadete açılmasından dolayı, halen daha kendine gelebilmiş değil; “Su Yutmuş Macron” misali debeleniyor!
Diyanet İşleri Başkanı’nın, Ayasofya’daki Cuma Namazından sonra Bayram Namazındaki hutbeyi de “kılıçla” okumasından dolayı rahatsız olmuş, soruyor:
“Böyle bir bayram gününde bizim içeriye ve dışarıya verecek barış mesajımız yok mu? Yani, savaşta mıyız?”
Tam yerine denk geldi: biz de manzara koyalım!
Türkiye’nin bugüne kadar defalarca verdiği barış mesajlarını taammüden unutan ve “bu mesajlarına karşılık olarak” bir dünya kahpe saldırıya uğradığını göz ardı eden Ertuğrul; en az yedi yıldır adı konulmamış bir savaş yaşandığı gerçeğini de yok sayıyor.
Mesela, 15 Temmuz’da FETÖ’sü eliyle giriştiği darbe teşebbüsü üzerinden Bağımsız Müslüman Türkiye’yi işgal etmek isteyen ABD ile aslında gizli bir savaş yaşadığımızı kavramak zor olmasa gerek!
Hangi, ABD bu?
Ertuğrul’un yıllardır namı hesabına etki ajanlığı yaptığı Haydut ABD!
Özelde Ortadoğu’da genel manada ise dünyada barışı tehdit eden Haydut ABD ile tandemi Terör Devleti İsrail’dir ve bu iki kahpe devletin de borazanlığını yapan Ertuğrul’un ta kendisidir!
Ertuğrul “Cenaze törenimin Kilise’de yapılmasını istiyorum” diyecek kadar koyu bir Kilisecidir!
Vatikan’ın yahut Papa’nın/Papa’ların hayranıdır…
Bakınız, şimdi ne diyeceğim?
Diyanet İşleri Başkanı’na “Savaşta mıyız?” diye bozuk çalarken, o çok ama çok sevdiği Papa’sının altı yıl önce yaptığı açıklamayı da unutmuş görünüyor, Ertuğrul!
Madem öyle, biz hatırlatalım…
Şöyle demişti, Ertuğrul’un Papa’sı Franciscus:
“Üçüncü Dünya Savaşı başlamış olabilir!
Dünyanın farklı bölgelerinde parça parça devam eden çatışmalar Üçüncü Dünya Savaşı’nın ilk aşamaları olabilir…”
(14 Eylül 2014)
Baronsal Gladyocu Ertuğrul, işte bu adı konulmamış savaşta “Bağımsız Müslüman Türkiye’ye karşı” Washington’ın, Tel Aviv’in, Vatikan’ın, Brüksel’in safında yer alıyor!
