Türkiye, tam da Sevr Anlaşması’nın Yüzüncü Yıldönümünde Şer Cephesine “Hodri Meydan” dedi!
Oruç Reis gemisi, sismik araştırma için Doğu Akdeniz’de altı aylık sefere çıktı:
AB ile ABD’nin “Şımarık Veledi” Yunanistan panikledi.
Resmen: titriyorlar!
***
Eğer kaşınmaya devam ederlerse, başlarına nelerin geleceği, Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada harfiyen yer alıyor:
“Türkiye, kendisine karşı oluşturulan şer ittifaklarını yerle yeksan edecek kudret ve kararlılık ile imkân ve kabiliyetlere sahiptir!”
Yunanistan’ın kopilleri “Türklerin gemisi, kıta sahanlığımız içinde; kablolarını döşemeye başladı” diye feveran etti!
Yunan fırkateynleri de, Oruç Reis’in bahse konu bölgeden çekilmesi için sürekli çağrı yaptı.
Dahası, önceki gece “Saat 23’e kadar size süre veriyoruz” falan gibi “içi boş” tehditler de fışkırttılar.
Elbette, “vız geldi, tırıs gitti.”
Türkiye, bir kere daha kararlılığını gösterdi.
Oruç Reis, Deniz Kuvvetlerimiz tarafından sağlanan “refakat ve koruma” eşliğinde araştırma yapacağı alana ulaştı.
Bağımsız Türkiye, Doğu Akdeniz’deki meşru müdafaa haklarından “asla vazgeçmeyeceğini” cümle âleme gösterdi.
Türkiye’yi “Akdeniz’den dışlamak” kimsenin haddine değildir.
Herkes, haddini bilecek!
Batılı devletler ile onların kuyruğuna takılan Mısır ve BAE gibi işbirlikçi takımı, Türkiye’mize yönelik hasmane tavırlarının, düşmanlıklarının esaslı karşılığını “bundan sonra da” alacaklardır.
***
Yunanistan’a hamilik yapan Batılı devletler, Doğu Akdeniz’de gerginliği artıran tarafın Atina olduğu gerçeğini taammüden göz ardı ettiler.
Oruç Reis gemimizin Antalya’dan demir alarak “sahaya inmesiyle” alayının gözleri “fal taşı gibi” açıldı!
Türkiye, Temmuz ayı için planladığı Doğu Akdeniz’deki sismik araştırma faaliyetini “AB ve Almanya’nın ricasıyla” bir iyi niyet jesti olarak ve diplomasiye öncelik vererek “kısa süreliğine” askıya almıştı.
Sonra ne mi oldu? Türkiye’nin bu iyi niyeti zerre karşılık görmedi.
Üstelik…
Düzenbaz Yunanistan, 6 Ağustos’ta Darbeci Sisi’nin Mısır’ı ile “korsan anlaşma” yaparak, Türkiye’nin iyi niyet jestine kahpelikle karşılık verdi!
“Merhametten maraz doğar” diye boşuna dememişler!
Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak gereğini yaptı:
Sadece Yunanistan ile Mısır’a değil, bunların arkasındaki ABD’sinden AB’sine kadar Batılılara “Hodri Meydan!” dedi.
***
Yunanistan, panik içinde NATO’suna koştu:
NATO “iki müttefik olarak sorunu halledin” gibi bir boş lafla geçiştirdi, bunları…
Çünkü: NATO, zaten “mortingen şıtrase” vaziyetinde!
Neymiş?
Merkel’in Almanya’sı endişeliymiş!
Endişelenmeye devam etsinler: Kaygının da, korkunun da ecele faydası yoktur.
***
AB Komisyonu, Türkiye’nin tavrını “endişe verici buluyormuş” da, bu son gelişme “AB ile olan ilişkilerimizi” gerermiş!
Gererse gersin…
Hatta “inceldiği yerden kopsun!”
Üstelik burada “gerilen” AB’nin kendisidir:
FETÖ ile PKK’nın hamiliğine devam eden ve El Sisi’nin Mısır’daki darbesine, darbe dahi diyemeyen Avrupa Birliği’nden bahsediyoruz.
***
Bir de, Amerika Birleşik Haydutlar Devleti Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması var…
“Türk makamlarını bu tür operasyon planlarını durdurmaya ve bölgede gerginliği artıran adımlardan kaçınmaya çağırıyoruz” diye boş yaptılar!
“Bölgede gerginliği artıran” Yunanistan’ın sırtını sıvazlayan; Atina’nın Kahire ile yaptığı “korsan anlaşmaya” gıkını çıkarmayan Haydut Amerikan Devleti bir kere daha “müttefikimiz değil, düşmanımız olduğunu” gösterdi.
***
Bağımsız Türkiye, aynen “Ayasofya, müze olarak kalmalı” diyen ABD Dışişleri Bakanlığı çağırısını iplemediği gibi…
Doğu Akdeniz’deki araştırma faaliyetinin durdurulmasına yönelik “işte bu boş Amerikan lakırdısına” da zerre aldırış etmedi ve çöpe attı!
“Artık, köpeksiz köyde (bu defa örnek Doğu Akdeniz’dir) değneksiz gezme dönemi bitmiştir”
Bütün bu yaşananlardan sonra:
Halen daha “Akdeniz’in sularını yutmaya” yahut “Yerle yeksan olmaya” hevesli olanlar varsa…
-Buradan buyursunlar!
