“Şayet, ABD Venezuela’daki gibi yarın da Türkiye’de ‘Ben bizi tanımıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu’nu kabul ediyorum’ derse ne yapacağız? Risk buradadır. Bizler bunlara rıza gösterirsek, Türkiye’nin de başına bela olurlar…”
*
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, işte bu fevkalade isabetli sözleri; Venezuela olayındaki püf noktasını işaretliyor. İçerideki ABD/Batı putçularının alayına “demokrasi dersi” de veriyor!
Haydut Devlet ABD, mafya usulleriyle çalışıyor.
Amerikan yönetimi, Maduro’nun Venezuela’sına uyguladığı yaptırımlarda el artırdı.
Şimdi de Venezuela devletinin petrol şirketleri PDVSA ile Citgo’ya yaptırım kararı aldılar…
Dahası, Venezuela’nın petrol gelirlerini tuttuğu banka hesaplarına da el koyuyorlar!
Bunun adı; alenen ve resmen gasptır.
Amerikan Faşizmi’nin DARBE ile devirmek için uğraştığı Nicolas Maduro, son yaptırım kararlarına ilişkin olarak yaptığı açıklamada “ABD, bu şirketleri Venezuela’dan çalmak istiyor” dedi!
Haydutluğu, eşkıyalığı, hırsızlığı, düzenbazlığı, kahpeliği, sömürüyü devlet politikası yapmış; “hayat tarzı” haline getirmiş Amerika Birleşik Mafya Devleti bu defa da “Venezuela’nın gelirlerine” çöküyor…
Sam Amca’larının hesabına “etki ajanlığı” yapan Türkiye’deki bilumum ABD muhiplerinin her fırsatta gurur duydukları “Amerikan Demokrasisi”nin aslı, işte budur!
Maduro’nun “Venezuela için, Trump’ın ağzına içine bakıyorlar!” dediği Avrupa devletlerinden biri de Kraliçe’nin Kahpe İngiltere’si…
Venezuela Merkez Bankası’nın, İngiltere Merkez Bankası’ndaki 8 milyar dolarlık altın rezervinden bir kısmını (1,2 milyar dolar) transfer talebi skandal bir kararla reddedildi!
Haydut Devlet ABD’nin Dışişleri Bakanı Pompeo ile Sarı Kovboy Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın İngiliz meslektaşlarına uyguladıkları “tam saha baskı” sebebiyle; Londra’daki işbirlikçiler, altın rezervi transferine izin vermemişler!
ABD’si, İngiltere’si, İsrail’i elbirliğiyle Maduro’yu devirirlerse; Venezuela devletinin altın rezervlerini de banka hesaplarındaki gelirlerini de Darbeci Juan Guaido’ya “altın tepsi” içinde sunacaklar!
Ne kadar yaptırım varsa hepsini kaldıracaklar!
Batılı Devletler’in Demokrasi’den anladıkları mı; işte böylesine “tam teşekküllü” bir zorbalıktır, haydutluktur, eşkıyalıktır.
Uzun yıllardır Türkiye’deki Baronsal Gladio’nun Medya Masası’nda “çok özel bir görev” yapan kaşar “etki ajanı” Ertuğrul; dünkü yazısına “Kimse kusura bakmasın ben Maduro’cu değilim” başlığını atmıştı!
Elbette, Ertuğrul’un asla Maduro’cu olmadığını biliyoruz: Bütün hücreleriyle “Amerikancı” Ertuğrul, “Made in USA” antetli bir darbe girişiminde ancak ve ancak Guaido’cu olabilir!
*
“Optik Çarpıtmacı” Ertuğrul “Maduro seçilmiş de, karşısındaki Guaido tayinle gelmiş bir darbeci mi?” diye soruyor ve “Guaido’nun da seçim sonucu Meclis’te beşte üç çoğunluğa sahip olduğunu” dile getiriyor!
Maduro, geçen yılki başkanlık seçiminde yüzde 67 ile seçildiği o koltukta oturuyor: ABD tarafından bir darbe ile yerine getirilmek istenen Guaido ise “başkanlık seçimiyle değil de; parlamento seçimiyle elde ettiği bir çoğunlukla” nasıl başkanlık koltuğuna oturabilir ki!
Yani? Evet, Guaido tayinle getirilmek istenen bir darbecidir!
*
Haydut Amerikan Devleti’nin, bütünüyle haksız yaptırımlarına, gaspçılığına, düzenbazlığına, sömürü düzenine, faşizmine direnen Seçilmiş Başkan Nicolas Maduro’nun ABD tarafından “darbe ile devrilmesini” alkışlamak için sabırsızlanan bir Ertuğrul var!
-Sahi, hangi Ertuğrul bu?
-Seçimle gelmiş, meşru Refahyol hükümetine karşı tertiplenen 28 Şubat darbesinin “gazetesinde attığı manşetlerle, tüm yayınlarıyla, yazdığı yazılarla candan destekçisi olmuş” Darbeci Ertuğrul’dan söz ediyoruz…
O Ertuğrul ki; 28 Şubat 1997’den bugüne yıllarca köşesinde defalarca “Ben hala 28 Şubatçıyım: Halen daha destekliyorum. Bugün olsa yine desteklerim…” diye yazmış “eski kaşar” bir darbecidir!
28 Şubat’ın Apoletlisi “Utanmaz” Ertuğrul; Gezi Kalkışması’nın ilk günlerinde (2 Haziran 2013’te) verdiği bir röportajda “28 Şubat bir darbe değildi” diyebilmiş bir madrabazdır!
