Yok, bu defa Ekmeleddin İhsanoğlu değil; Ekrem İmamoğlu! Telaffuzu da kolay; beş senedir Beylikdüzü Belediyesi’ni yönettiği için CHP’lilerin de aşina olduğu bir isim: “Muhafazakâr bir ailenin çocuğudur. Sağdan da oy alabilir” diye düşünüyorlar. Üstelik Akşener’in Partisi de, ona İstanbul’daki başkanlık yarışında “hazır kıta” olarak “tam destek” atacak!
Malum “Zillet İttifakı” ne güne duruyor? Kaldı ki, Meral Hanım’ın “babasının amcası olan” Hasan Tahsin Argun İsmet İnönü’nün yakın çevresinde yer almış bir politikacıydı! Seçim kampanyasında, gerektiğinde bu hususu da “takviye hesabı” hatırlatırlar, yani…
*
İmamoğlu ile ilk söyleşi Cumhuriyet’te yayınlandı. “KKTC’de üniversite okurken, sosyal demokrat dünya görüşüne ilgi duymaya başladığını” söylüyor, orada…
“Yaşam Vadisi” denilen parkın ortasına yaptırdığı ve Makarios’un da yer aldığı şu heykelin, seçim süreci boyunca ziyadesiyle karşısına çıkacağına kuşku yok!
İmamoğlu, her defasında “Rölyefte, Londra’daki Kıbrıs devleti anlaşması resmediliyor. Orada, rahmetli Denktaş yok, ama Doktor Fazıl Küçük var. Sözleşmeyi imzalayan Makarios ve BM Temsilcisi de var. Tarihte yaşananları bilmeyenler heykele saldırıyor” diyecektir.
Yine de, bir şekilde Makarios kahpesine/zalimine “paye verildiğinden” hareketle; bu minvaldeki izahları ikna edici olamayacaktır.
“Türk Ordusu Kıbrıs’a geldiğinde kurtaracağı bir Türk dahi bulamayacaktır” diyerek Kıbrıs Türkleri için “ölüm fermanı” çıkaran Katil Papaz Makarios’tan söz ediyoruz!
Ekrem İmamoğlu’nun, “Koch Ailesi ile epeydir iyi ilişkileri sahip bir siyasetçi olduğuna” dikkat çekiliyor.
Eh, bu da “İsminin, Kılıçdaroğlu’na malum yerden fısıldandığı” ihtimalini akla getiriyor!
Kemal Bey’in dokuz yıldır “sufle ile çalışan” bir genel başkan olduğunu sayısız kez yazdık: Sahi, bu defa da kendisine “İstanbul’a, Ekrem İmamoğlu’nu aday yapın” demiş olmasınlar!
Demek ki, Gürsel Tekin boşuna heveslenmiş!
Başından beri, İmamoğlu’ndan başkasını gözü görmedi, Kılıçdaroğlu’nun, değil mi, ya?
Burada bir “Ara Kalıp” yapalım ve İmamoğlu’nun ilk röportajını verdiği Cumhuriyet gazetesinin de yıllar boyunca Koch Hanedanı ile “can ciğer kuzu sarması” olduğunu hatırlayalım…
“Devrimci” flama sallamakla görevli Cumhuriyet gazetesinin asıl vazifesi “Büyük Sermaye’nin dublajını yapmaktır.” Komprador Burjuvazi’ye yağ çekmeye bayılırlar!
Vehbi Koch’un damadı İnan Kıraç’ı söylemeye gerek yok; “Derin Galatasaray” zaten “olay yerinde” yer alıyor!
Cumhuriyet’in 28 Kasım 2018 tarihli nüshasında dokuzuncu sayfanın manşetinde; kızı Semahat Arsel babası Vehbi Koch’u anlatıyordu: Başlıkta “Demokrasi aşığıydı” deniliyordu!
12 Eylül 1980 darbesinden bir hafta sonrasında Kenan Evren’e 15 maddelik bir mektup yazıp övgüler sıralayan ve mektuptaki 13. Madde’de ise “Basının eleştiri yapmasına kesinlikle müsaade edilmemelidir” diye yazan “Şu Demokrasi Aşığı Vehbi Bey Amca”dan bahsediyoruz!
“Aile durumundan muhafazakâr!” CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a adaylığının açıklanmasını müteakip, “Eski Defterler” de açıldı, haliyle…
FETÖ’nün “Belediyeler İmamı” ile 1 milyon 754 bin liralık “danışmanlık anlaşması” imzaladığına dair haber ilk sıradaydı, mesela…
İmamoğlu’nun “Samanyolu TV’nin müdavimi olduğu” görüntüler de, şimdilerde sahne alıyor.
Yani?
FETÖ’nün Şike Kumpası’na, bir başka söyleyişle Paralel’in Polisleri ve Savcıları’na “tam destek” verdiği “babalanan konuşmalar” vesaire…
Şaşırdık mı? Hayır! İmamoğlu’nun genel başkanı “Benim Adım Kemal”in Mayıs 2010’da genel başkanlık koltuğuna oturmasına yol açan kaset operasyonunu gerçekleştiren de FETÖ’dür. FETÖ’nün patronu Derin ABD’nin Türkiye’de konuşlanmış Baronsal Gladyo’su, “Kaset Skandalı” için talimatı veren/düğmeye basan derin güç odağıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Deniz Baykal’ın birkaç ay içinde kaset ile devrileceğinden ve kendisinin genel başkan yapılacağından” Kasım 2009’da Almanya’daki bir lüks otelde haberdar edilmişti! Kurulduğundan beri CIA ile koordineli çalışan BND devredeydi, orada!
Almanya’da yayınlanan “Der Spiegel” dergisinde çıkan “Fenerbahçe Başkanı Koch, Erdoğan Karşıtı” başlıklı analiz (25 Aralık 2018), nedense medyamızın dikkatini çekmedi!
Maximilian Popp imzalı yazıda, “İşadamı Koch’un Haziran 2018’de Fenerbahçe’ye başkan seçilmesinin Türkiye’deki muhalefetin geri dönüşe dair umutlarını artırdığı; ancak şimdilerde kulübün kriz yaşadığı” yollu değerlendirmesine yer veriliyor! Mr. Junior Koch için “Neredeyse Türk muhalefet politikacısına benziyor” deniliyor!
Bu mevzuda, kısmetse “ayrıntılı yazılar” sırasını bekliyor da; şimdilik, bu sütunda 6 Haziran 2018’de yayınlanan “Sabahattin Ali yaşasaydı şöyle derdi: “Bir yanımı sardı, Mister Simit’in oğlu…” başlıklı yazımızı dikkatinize sunuyoruz, efenim!
