|
İnsanlar bitkilere benzer: Işığa doğru büyürler
Ağaçların, tohumların, yaprakların, çiçeklerin, toprağın ya da tabiatın değil aslında
bir bilim insanının tutkulu hikâyesi
bu.
“İnsanlar bitkilere benzer, ışığa doğru büyürler.
Bilimi seçmemin nedeni, bana ihtiyaç duyduğum şeyi sunmasıydı. Bilim, bana kelimenin gerçek anlamıyla bir yuva sundu.” diyor kendini keşfetmeye adamış bir kadın
Hope Jahren.

Bitkilerin büyülü dünyasını anlatan kitap, araştırmacı Hope Jahren’ın hayatını adadığı çalışmalarını ve tüm çabasını anlamlı kılan sevgiye dair düşüncelerini içtenlikle paylaştığı, etkileyici bir otobiyografi.

Yaşamını ağaçları, çiçekleri, tohumları ve toprağı
inceleyerek geçiren bitki bilimci, gözlemlediği büyüleyici güzellikleri keşfe çıkarken bu keşiflerden edindiği deneyimleri
hikâyeleştirirken
sizi de bu yolculuğa dahil ediyor.
Kitabın ismi;
“Bir Bilim İnsanının Tutkulu Hikâyesi.
Orijinal adı;
Lab Girl.
Yani Laboratuvar Kızı
Türkçe çeviri için
Can Evren Topaktaş’a, yayını için Epsilon’a teşekkür etmek lazım.
Aşağıda yer vereceğim kitaptan seçtiğim
alıntıları
okuduğunuzda ağaçlara olan bakışınızın değişeceğine, hayatımızdaki önemine ve onları bir canlı varlık gibi görmeye başlayacağınıza eminim.

**

“Tohumlar beklemeyi bilir.
Çoğu tohum büyümeye başlamadan önce en azından bir yıl boyunca bekler; bir
kiraz çekirdeği
yüzyıl hiç sorun yaşamadan bekleyebilir.
Bir tohumun büyümek için
sıcaklığın, nemin, ışığın
ve diğer birçok etkenin bir araya gelerek eşsiz bir
tetikleme
kombinasyonu oluşturması gerekir.

Tohum beklemede kaldığı sürece canlıdır.

Yerde duran her
meşe palamudu,
üzerinde yükselen üç yüz yıllık meşe ağacı kadar canlıdır.
Tohum da yaşlı meşe ağacı da büyümez; her ikisi de bekler. Ancak farklı şekilde beklerler.

Tohum filizlenip serpilmeyi beklerken ağaç yalnızca ölmeyi bekler.

Kötü geçen yıllarda tohumların hepsi ölebilir.

Tüm bu ölümler pek fazla önem arz etmez, çünkü üzerinizde yükselen tek bir
huş ağacı
her yıl en az çeyrek milyon yeni tohum üretir.
Ormandayken
gördüğünüz her ağaca karşılık yerin altında var olmayı büyük bir hevesle bekleyen en az yüz adet canlı ağaç tohumu vardır.
Her yeni başlangıç bir bekleme sürecinin sonudur.

Hepimize var olmak için yalnızca bir şans tanınır.

Her yetişkin ağaç, bir zamanlar beklemede olan tohumdu.”

**

Ağaçlar
eşsiz bir bitki türüdür çünkü
ahşap
adı verilen hayret verici bir maddeden oluşan saplarının uzunluğu yüz metreyi aşabilir.
Ahşap
güçlü, hafif, esnek, zehirli olmayan
ve her türlü hava şartına dayanıklı bir maddedir; insan uygarlığı, binlerce yıldır daha iyi birçok amaçlı
inşaat malzemesi
üretmeyi başaramamıştır.
Ahşaptan
üretilmiş bir kirişin her santimetre karesi,
dökme demirden
üretilmiş bir kiriş kadar kuvvetlidir ancak ahşap on kat daha esnektir ve ağırlığı demirin onda biri kadardır.
İnsanların yüksek teknoloji ürünü sayısız cisim ürettiği bu çağda bile
konut
inşaatlarında en çok tercih edilen yapı malzemesi hâlâ ağaçların kesilmesiyle elde edilen
kerestedir
.
Geçtiğimiz yirmi yıl içinde yalnızca
ABD’de
kullanılan
kalasların
toplam uzunluğu, dünyadan
mars
gezegenine kadar uzanan bir
üst geçit
inşa etmek için yeterlidir.”

**

“Bir ağacı oluşturan
ahşap
aynı zamanda
ağacın yaşam hikayesini
de barındırır.
Kesit yüzeyindeki
halkaları
sayarak ağacın yaşını belirleyebiliriz çünkü her büyüme mevsiminde ağacın
kambiyum katmanı
yeni bir kılıf oluşturur.
Ağaç halkalarında daha
birçok bilgi kayıtlıdır
ancak bu bilgiler çoğu bilim insanının henüz aşina olmadığı bir dille kodlanmıştır.

Olağandışı derecede kalın bir halka, ağacın iyi bir yıl geçirdiğine işaret edebilir veya bu hızlı gelişim ergenlik çağının bir ürünü olabilir ya da uzaktan bir kaynaktan gelen yabancı polenlerin tetiklediği büyüme hormonundan kaynaklanmış olabilir.

Bir tarafı kalın diğer tarafı ince olan bir halka,
kırılan bir dalın hikayesini
anlatır.
Ağaçlar dallarını kaybettiklerinde dengeleri bozulur.”

**

“Evinizdeki tüm
ahşap cisimler
-pencere pervazlarından, mobilyalara ve çatı kirişlerine kadar- bir zamanlar açık havada yaşayan ve nabzı özsuyuyla atan
canlı bir varlığın
parçasıydı.

Bu cisimlerin üzerindeki damar desenine baktığınızda belki birkaç halkanın sınırının izini sürebilirsiniz.

Bu çizgilerin zarif şekilleri size ağacın geçirdiği birkaç yılın hikayesini anlatır.

Dinlemeyi bilirseniz
ağacın gövdesindeki her halka size bu süreçte yağmurun nasıl yağdığını, rüzgârın nasıl estiğini ve güneşin her gün şafak vaktinde nasıl doğduğunu tarif eder.”
#Hope Jahren
#Lab Girl
#Can Evren Topaktaş
#ABD
2 yıl önce
İnsanlar bitkilere benzer: Işığa doğru büyürler
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı