Av köpeği ormanda gördüğü tavşanı bir türlü yakalayamıyormuş.

Arkasından koşarken tavşana sormuş;

“Senin bacakların kısa benimkiler uzun, ben niye seni yakalayamıyorum.”

Tavşanın cevabı şöyle;

“Ben kendim için koşuyorum, sen başkası için koşuyorsun.”

**

Evrende sistem böyle çalışır.

Kendisi için koşanlar, başkaları için koşanlardan her zaman daha hızlı olurlar.

İnsan ya da hayvan fark etmez.

Temel ihtiyaçlar bu sisteme göre sıralanmıştır.

İlk sırada kendi ihtiyaçlarımız vardır.

Önce onları gidermek zorundayız ki ayakta kalabilelim.

Sonra en yakınımızın ihtiyaçları gelir, ondan sonra ikinci en yakınımız, sonra üçüncü en yakınımız derken uzar gider sıralama.

Kimileri bu sıralamayı bütün canlıları ekleyerek yapar.

Kimileri 2-4-6-10 kişiyle sınırlandırır.

Kimileri de kendinden başkasını tanımadığı için sıralama bile yapmaz.

**

Uçak yolculuğu yapanlar bilir.

Hostesler her uçuş öncesi elindeki maske ve can yeleği ile uçuş esnasında bir sıkıntı söz konusu olduğunda yolculara şunu hatırlatır; “Maskeyi önce sen tak sonra yanındaki çocuğuna”.

Yani “Kendinizi kurtarmadan sevdiklerinizi kurtaramazsınız” der.

**

Çevremizdeki kendini kurtaramayıp dünyayı kurtarmaya çalışanların çokluğuna aldırmayın, onlar her zaman kalabalıktır.

Dünyanın bütün sıkıntıları, adaletsizlikleri, hukuksuzlukları, aç gözlülükleri, hırsızlıkları, çalma çırpmaları, gasp etmeleri ve cinayetleri ve orman yangınları bu sıralama yanlışlığından ve kısalığındandır.

**

Şöyle bir hikaye anlatırlar;

Bir kavak ağacının yanında bir kabak boy gösterir, bahar ilerledikçe de bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlar.

Yağmurların ve güneşin etkisiyle büyük bir hızla büyür ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya gelir.

Bir gün dayanamayıp kavağa sorar:

“Sen kaç ayda bu hale geldin?

“On yılda” der ağaç

“On yılda mı? der ve güler kabak;

“Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!”

“Doğrudur” der kavak ağacı.

Günler günleri kovalar ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak önce üşümeye, sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağı doğru inmeye başlar.

Kabak endişeyle sorar kavağa:

“Neler oluyor bana ağaç?”

“Ölüyorsun,” der kavak.

“Niçin?” diye sorar kabak.

Kavak ağacı cevaplar: “Benim on yılda geldiğim yere iki ayda gelmeye çalıştığın için.”

Evrendeki kurulu sistemin şımarıklığa tahammülü hiç yoktur.

Zamanı geldiğinde sıralamayı bozan herkesi hizaya getirir.

**

Bazen sıralamayı düzeltmek için birilerinin müdahale etmesi gerekir.

Adamın biri kurbanını kestirmiş ve kızına seslenmiş;

“Kızım, komşularımızı et yemeye çağır.”

Kız bağırmaya başlamış: “Evimizde yangın çıktı yetişin ahali.”

Bir kaç dakika içinde bir grup insan yangın söndürmek için yardıma gelmişler.

Yakın çevredeki bazı komşular, dostlar ve akrabalar bu feryadı duymazdan gelmişler.

Yardıma gelenler karınlarını doyurmuşlar.

Baba kızına dönüp: ‘’Neden yangın var diye bağırdın? diye sorunca

Kızı; “Dostlarımızın kimler olduğunu öğrenmek için” demiş.

**

TRT’de yayınlanan iyilik hikayeleri belgeselini izlerken tanıdım mücevher ustası Agop Kuyumcuoğlu’nu.

TÜBİTAK ve Kadir Has Üniversitesi tarafından “Türkiye’nin Yaşayan 16 Ustası/İnsan Hazinesi”nden biri seçilmiş.

Zümrüt, pırlanta, yakut, safir, elmas gibi değerli taşlardan mücevher yapan bir usta.

Mesleğe 1974 senesinde çırak olarak Kapalıçarşı’da başlamış.

Kamuoyu onu el hünerini, değerli taşlar için kullandığı için değil, sokaklarda kedi köpek gibi sakat kalan canlıları hayata bağlamak için kullandığında tanımış.

Bir tel, su borusu, pazar arabası tekerleği ve kumaş kullanarak yaptığı yürüteçle bir canı hayata bağlıyor.

Koronavirüs sürecinde yürüteç isteyenlerin sayısı sürekli artmış.

Kendisinden yürüteç talep edenlerin dosyalarını tutuyor.

Yürüteçleri, engelli hayvanın ölçülerine göre ve kuyumcu titizliği ile yapıyor.

Kedi yürüteçlerini iki günde köpek yürüteçlerini üç, dört günde imal ediyor.

5 senede 532 yürüteç yapmış.

Kedi ve köpek yürüteçleri piyasada 1500 dolardan aşağı değil ama o hiçbirini para karşılığı yapmıyor.

Yapıyor ve ücretsiz verilen adrese gönderiyor.

Yardım edebildiği her canlı onu mutluluk sarhoşu yapıyormuş. “Hayatımda böyle bir maneviyatı hiç duymadım.” diyor.

Agop usta önceliklerini bildiği, doğal sisteme uygun öncelik sıralamasına uygun bir hayat yaşadığı için mutlu.

Vicdanıyla barışık insan güzel insandır.

Kimin eşref-i mahlukat kimin esfel-i safiline yakın olduğunu vicdanla ilişkisi belirliyor.