|
Virüs ‘değiştir bu kafayı’ diyor

Ekonomi, siyaset, sağlık, bilim, kültür, iletişim gibi alanlar başta olmak üzere bütün alanlarda ezberler bozuldu ama biz eski ezberler üzerinden virüsle mücadele etmekten vazgeçmiyoruz.

Virüs, “değiştir artık bu kafayı diyor” ama biz direniyoruz.

Konuşabilseydi insanoğluna şunları söylerdi muhtemelen; Beni bir sen anladın sen de yanlış anladın.

Biz eski alışkanlıklarımızda direndikçe, ezber bozmadıkça bu virüs bizi hastanelik edecek, daha çok yaralayacak, daha çok öldürecek.

Çin’den yayılan covid19 virüsü hem devletleri hem de insanoğlunu yeniden yapılandırmaya çalışırken değişime karşı gösterilen direnç, virüsün daha tehlikeli olmasından başka bir işe yaramıyor.

Temel ihtiyaç maddelerine erişim konusunda ve gelirlerin paylaşımında sosyal adaletsizlik artarak devam ediyor.

**

Küresel ekonomi İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan ‘COVİD-19 ile birlikte uluslar arası ilişkilerde değişim ve süreklilik’ raporunda; “pandemi sürecinde ekonomiden güvenliğe, orduların işlevinden ulus devlet anlayışına kadar birçok konuda önemli değişimler yaşandı ve toplumlarda yeniden güçlü ulus devlet yönelimi başladı” deniyor ama yeni duruma karşı pozisyon almayı bilmediğimiz için süreç çok yavaş ve can yakıcı biçimde ilerliyor.

**

Doğaya yapılan müdahaleler ve ekosistemin bozulup, parçalanması dolaylı olarak hastalıkların yayılmasına etki edebildiğinin vurgulandığı çalışmada özellikle ormansızlaşma ile doğrudan vahşi hayvanların yaşam alanlarına girilmesinin insan türünden uzak yaşayan çok sayıda bitki ve hayvan türünün yok olmasına neden olduğunun altı çiziliyor.

Küreselleşme salgın hastalıkların yayılmasını hızlandırmaktaki en büyük faktör. İnsanların ve malların dolaşımı salgın hastalıkların yayılmasını kolaylaştırıyor.

Çalışmada önümüzdeki dönemde küresel salgın tehdidi oluşturabilecek bulaşıcı hastalıkların iklim değişikliği gibi faktörlerin etkisiyle daha sık ortaya çıkması ve küreselleşmenin etkisiyle de daha hızlı yayılmasının beklendiğine dikkat çekilmiş.

Rapor, salgın hastalıkların büyük ölçüde çevresel sorunlar olduğunu kaydederek bu konuda alınacak tedbirlerin yeni küresel salgınların ortaya çıkmasını önlemede hayati önem taşıdığını savunuyor.

**

Çalışma, Çin’de başlayan ve kısa sürede Avrupa’yı ve dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un da güvenliği dönüştürmeye başladığına dair iddialara de yer vermiş.

Raporda salgınla mücadele sürecinin ortaya çıkardığı yeni güvenlik ortamında ordunun ‘içeride’ çok daha fazla görünür olduğunun gözlemlendiğine yer verilirken ordunun bu içe dönük yeni görev tanımının, özellikle gelişmekte olan ve demokratik kurumları konsolide olmamış ülkelerde toplum nezdinde şüpheyle karşılandığı belirtiliyor.

**

Raporda COVID-19 krizi ile birlikte ülkelerin sadece sağlık alt yapısı ve sosyal güvenlik uygulamalarının değil; devlet, toplum ve ekonomi ilişkilerinin de yeniden düşünülmesi gerekliliğinin ortaya çıktığı vurgulanıyor.

Salgınla mücadelede piyasa ekonomileri ile devletçi uygulamalar arasında başarı ve başarısızlıkların ortaya çıktığı bu sürecin küresel sorunlarla mücadelede mevcut mekanizmaların etkinliğini sorgulattığı ve yeni mekanizmaların arayışını hızlandırdığına yer veriliyor.

**

Raporda şu ifadelere yer veriliyor:

“COVID-19’un küresel ekonomi üzerinde dört temel stres testi oluşturacağı öngörülmektedir.

Söz konusu stres testlerinden ilkinin zayıflayan ihracat talebi, tedarik zincirinin dağılması, turizm harcamalarında radikal düşüş ile birlikte piyasaların durgunluğu üzerine olacağı öngörülmektedir.

İkinci olarak, COVID-19’un ekonomi ve finans dünyasındaki uyumu bozması ve bunun sonucunda iş bırakma ve seyahat kısıtlamalarının ortaya çıkması ile tüketimde düşüş, zayıflayan gelir ve sermaye giderlerinde daralma beklenmektedir.

Üçüncü olarak, gelişmekte olan ülke para birimlerinin kademeli olarak dolar karşısında zayıflayacağı öngörülmektedir.

Son olarak, jeopolitik gelişmelerin COVID-19 ile birlikte yeni bir görünüm kazanabileceği görülüyor.

**

İkinci dalganın tehdit ettiği küreselleşen dünyada ülkelerin virüse karşı, bireysel ve kurumsal alanda, “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” felsefesi ile hareket ettiği görülüyor.

Ölen ölecek ama kalan sağların kim olacağını bu kafadakiler değil, virüs belirleyecek.

#Covid-19
#İstanbul Ticaret Üniversitesi
#Rapor
4 yıl önce
Virüs ‘değiştir bu kafayı’ diyor
Black Mirror / Beyaz Yılbaşı
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!