Ömrünü, sözünü, mücadelesini üzerine ölü toprağı serilmiş bir toplumun dirilişine adayan müstesna Şair de bütün nesillerin dirilip amellerinin değerlendirileceği büyük günde dirilmek üzere Hakk’a yürüdü.
En sevgilisinden bir sürgün gibi hissedip yaşadığı bu hayatta nihai hedefi hep bu sürgünü bitirmek, büyük kavuşma anını en güzel şekilde yaşamaktı. Buna mukabil davası bu dünyada da bir dirilişin öncüsü, sözcüsü, şairi olmaktı.
Her ikisinde ortak olan zaten alemleri dokuyarak inşa eden güzelim sözleriyle amelleri arasındaki muhteşem tutarlılıktı.