|
Demokratik duyarlılığa “ışık testi”

Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın geçtiğimiz salı gecesi attığı, “Işıklar yanıyor” ifadesinin yer aldığı twitter mesajının yol açtığı infial bana kalırsa Türkiye’nin demokratik bilinç seviyesi için çok önemli bir veri.

Mesajın ne anlama geldiği, mesajı atanın bunu kastedip etmemiş olduğu ayrıca ele alınması gereken bir tartışma ki, herkes zaten olayın bu yönü üzerinde durmayı tercih etti. İki kelimelik bir ifadenin neyi “ima” ettiği hususunda neredeyse hiç kimsede bir tereddüdün oluşmaması, mecazın mecaz vasfını aşıp normal dil seviyesine yükseldiği ender durumlardan birini ortaya koydu. Oysa mesajı atan, yani metnin sahibi olan kişi böyle bir kastı ve niyeti olmadığını söyledi. Belli ki Türkiye’de herkesin üzerinde mutabık olduğu, bildiği ve kullandığı bir dile sadece bu dili kullanan kişi yabancı kalmış oluyor.

Oysa “Işıklar yanıyor” sözcüğünün anlam içeriğinde bir muğlaklık olması, onun bir metafor (mecaz) olarak işlemesine yol açan, yani lafzi anlamından başka bir anlama götüren, ifadeyi kullanan kişinin kimliğinden başkası değil.

Demokrasi tarihimizde 27 Mayıs darbesi sonrası kurulmuş olan, darbecilerin vesayetini sürekli kılmak üzere tesis edilmiş en güçlü vesayet kurumlarından biridir Anayasa Mahkemesi.

Bu kurumun bir üyesinin dilinde, bu bağlamda, bu söz, herhangi bir ortamda ve bağlamda basitçe gerçekten de ışıkların yanmakta olduğuna işaret eden bir söz olmaktan mutlak anlamda çıkıyor.

Bu durumda mesajın sahibinin bu konuda sözün lafzi anlamına müracaatı kurtarıcı olamıyor. Sözün metaforik imasını bilmiyorsa, Türkiye’nin buna yıllık demokrasi tarihinden, tecrübesinden ve bağlamından çok uzak olduğunu söylemiş oluyor ki, bu mümkündür. O zaman da bu mesafede birinin Türkiye’nin en yüksek anayasal kurumunda görev yapıyor olmasının vahameti üzerinde durmak durumunda kalırız.

Her neyse. Bana göre bu söze toplumun göstermiş olduğu infial, bu olayı bir demokratik duyarlılık testi olarak değerlendirmeyi sağlamıştır. 15 Temmuz’da maruz kaldığı gerçek darbe teşebbüsüne karşı Türk halkı gereken cevabı vermiş, darbeyi başarıyla püskürtmüş, demokratik sağlığını, zindeliğini dosta düşmana göstermişti.

Aradan geçen sürede bu duyarlılığın hiç de azalmadığını bu vesileyle görme ve gösterme fırsatı hasıl olmuş oldu.

Türkiye’de darbe olur mu olmaz mı tartışmasını artık gereksiz buluyoruz. Zira en olmayacağını düşündüğümüz zamanlarda sayısız darbe teşebbüsü oldu. Darbe için uygun bir ortamın olmadığı yönündeki tahlillerin hepsi aklı başında, vicdanı hür, izanı yerinde insanlar için geçerli.

Unutmamak gerekir ki, darbecilerin aklı başka türlü çalışıyor. Akılları yerinde değildir. Dünyaya başka bir yerden, başka bir vicdanla başka bir gözle bakıyorlar.

Normal bir insan züccaciyeci dükkanına fil sokmaz, ama darbeciler için girdikleri yerin zücaciyeci dükkanı mı, dağ başı mı olduğunu düşünecek, bunu ayırt edecek bir tasaya sahip değillerdir. El ne der? Dünya bunu kabullenir mi? diye de düşünmez. En azından sizin dikkate aldığınız dünyadan farklı bir dünyaları vardır.

O yüzden darbelere karşı darbecilerin aklı, vicdanı, gerçekçilik duygusuna ve bizim yaşadığımız dünyanın dokunulamaz düzenliliğine güvenmemek gerekiyor. Mücrimler kendilerini cürümlerine motive eden şey neyse akılları ona kilitlenmiştir.

Onlara karşı güvenebileceğimiz tek şey, insanların bu darbe suçuna karşı sergileyecekleri geniş çaplı ortak duyarlılıktan başkası değil.

Türkiye’de darbe olup olmayacağına karar verecek olan ne ABD’nin ne NATO veya AB’nin bu konuda bir isteği veya izni olup olmaması, darbecilerin gerçekçi olup olmaması, darbecilerin bu işin ekonomik yükünü çekebilecek kabiliyete sahip olup olmamaları değil.

Darbeye karşı toplumu koruyacak tek şey toplumun bu duyarlılığa yeterince sahip olması ve iş başa düştüğünde darbeleri püskürtecek güce sahip olmasıdır.

Anayasa Mahkemesi üyesinin “ışıklar yanıyor” sözü vesilesiyle gerçekleşen test Türk halkının demokrasisine dokunanın yanacağını göstermiştir.

#Demokrasi
#Işık
#AYM
3 лет назад
Demokratik duyarlılığa “ışık testi”
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?