|

Burası artık Demokrasi Adası: Türkiye’deki bütün darbeciler için bir ibret sembolü

Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine ev sahipliği yapan, Yassıada artık “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yassıada’nın da ‘Yaslıada’nın da tarihe gömüldüğünü belirterek, “Demokrasi ve Özgürlükler Adası, geçmişten bugüne verilen istiklal ve istikbal mücadelesiyle gönüllerdeki hasbi sevginin nişanesi olacaktır” dedi.

Yasin Yılmaz
01:00 - 28/05/2020 jeudi
Güncelleme: 01:13 - 28/05/2020 jeudi
Yeni Şafak
Demokrasi ve Özgürlükler Adası
Demokrasi ve Özgürlükler Adası

27 Mayıs ihanetinin merkez üssü Yassıada, yenilenen çehresiyle Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak ziyarete açıldı. Şehit Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının esir tutulduğu adanın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yassıada’yı da Yaslıada’yı da tarihe gömüp burasını Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirmeyi kararlaştırdık. Bu da bize nasip oldu. Ada, geçmişten bugüne verilen istiklal ve istikbal mücadelesiyle gönüllerdeki hasbi sevginin nişanesi olacaktır” dedi. Erdoğan’ın mesajlarından satır başları:


BİR HUKUK CİNAYETİ

“Türkiye bundan tam 60 yıl önce tarihinin en kara günlerinden biri olan 27 Mayıs darbesine maruz kalmıştı. TSK içindeki bir grup cuntacının gerçekleştiği darbenin ardından yaşananlar sadece demokrasimiz adına değil adalet adına utanç vericiydi. Bizzat faillerin itirafıyla önceden verilen emirlerin uygulanması şeklinde geçen yargılamalar büyük faciayla bitmişti. Milli iradenin temsilcisi konumundaki Demokrat Parti yöneticilerinin her türlü hakaret, işkenceye maruz kaldığı yargılamalar burada yapılmıştı. Aslında burada yapılan yargılama değil ülkenin meşru yöneticilerine bir hukuk cinayetiydi. Aylar boyunca tam anlamıyla bir zulüm makinesi işletildi. Ülkenin cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, komutanlar, milletvekilleri, bürokratları insanlık dışı muamelelere maruz bırakıldı.”



MİLLETİ İDAM ETTİLER

“Nezaketi, kibarlığı, insani hasletleri dillere destan olan Başbakanı idama getirirken bile prostat muayanesi yapacak kadar alçaldılar. İdam kararları burada alınmıştı. Her üç kahraman da idam sephasına vakarla, gururla, inançla yürüdü. Yaklaşık 16 ay sonra 16-17 Eylül 1961 tarihinde gerçekleşen bu idamlar milletimizin yüreğine kor bir ateş gibi düşmüştü. O gün hukuk ve adalet ayaklar altına alınarak milletin bu üç adamı değil bizatihi milli iradenin ta kendisi olmuştur idama gönderilen. Yassıada'da kurulan tiyatro mahkemelerde yargılanan rahmetli Menderes ve arkadaşları değil, tarih, kültür, değerler ve inançlarıyla milletimizdir. Ama Türk milletinin kalbindeki sevgiyi söndürmeye bir avuç darbecinin gücü yetmezdi.”



ASLA AFFEDİLMEYECEK

  • “Menderes’i ve arkadaşlarını idam sephasına çıkartanların onları destekleyenlerin alınlarındaki kara leke hiçbir zaman silinmeyecektir. Menderes ve arkadaşlarının milletimizin kalbindeki mümtaz yeri güçlenerek devam edecektir. İdama giderken ‘devletime ve milletime ebedi saadetler dilerim’ diyen Menderes, idama giderken abdestini alıp namazını kılan ve celladına ‘sen çekil ben iterim’ diyen Fatih Rüştü Zorlu’nun, Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın anısına sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur. Ülkemizdeki tüm darbelerin ve cunta hareketlerinin temel karakteri milletimizin değerlerine ve tarihine düşmanlıktır. Her ne kadar daha sonra ‘Biz Yassıada’da katliam yaptık’ diyerek suçlarını ikrar etse de tarihin hükmünden kurtulamamışlardır."


HEPSİ 27 MAYIS HAYRANI

"Menderes’e hangi inançla saldırdılarsa, rahmetli Özal’a... Şimdi de Cumhur İttifakı’na aynı nefret duygularıyla yöneldiler. Darbeciler ve onları yönlendirenler hep aynı kodlarla hareket ettiler. Ülkemizde bugün demokrasimize gölge düşürmeye çalışanlara dikkat edin. Hepsi de 27 Mayıs hayranıdır."



Darbeciler yenilgiye mahkum

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılışındaki konuşmasında şu mesajları verdi: “Yassıada yalnızca denizin ortasında sivrilen bir kara parçasının adı değildir, burası milli hafızalara kazınmış, alacakaranlık bir devrin, hukuk kisvesiyle demokrasiye vurulan paslı zincirin simgeleşmiş halidir. Hak ve hukuk ihlalleri yıllar içinde gönüllere kor gibi işlemiştir. Yassıada’da hukuka deli gömleği giydirilmiş, adaletin fişi çekilmiştir. Burada sadece 50-60 dönemi yargılanmamış, irade sahibi aziz milletimizin takdir ve tercihleri hazin şekilde sorguya çekilmiştir. Yassıada’da menfur izlerin silinmesi maksadıyla 2013’te önemli bir adım atılmış, ismi Demokrasi ve Özgürlükler Adası yapılmıştır.”

YETKİ YALNIZ MİLLETİNDİR

“27 Mayıs’ın 60. yıldönümünde çatışmanın, çekişmenin sonu olmadığı bilinmelidir. Demokrasi pek çok tanımının yanında tahammül sistemi, sabır ve saygı rejimidir. Sebebi ne olursa olsun, milletin verdiği yetkiyi tekrardan alacak yine alacak milletin ta kendisidir. Sevsek de sevmesek de sandıktan çıkan sonuç zor, baskı, silah yolu, gayrimeşru araçlarla tahrip ve tasfiye edilirse acıklı olaylar yeşerip yaygınlaşacaktır. Söz, düşünce ve fikirlerin ahlaki ve hukuki bir nizam içinde rekabetin yerine zulüm ve zorbalığın öne çıkması, iç ve dış mihrakların teşekkül eden yıkım kervanına dahil olması tek kelimeyle felakettir. Koyun otlatan çobanımızla, üniversite hocamızın ve iş adamımızın oyu birdir, aynıdır. Millet iradesine çevrilmiş silahlar demokrasinin inkar ve infaz hükmüdür. Cuntacı eğilimler, darbeci emeller on yıllar boyunca hem demokrasiyi kötürüm bırakmış, özgürlükleri sekteye uğratmıştır. Yassıada demokrasi ve özgürlükleri sanık sandalyesine oturtmuştur. Maalesef demokrasi tarihimiz aynı zamanda darbeler tarihidir. Hâlâ darbeye umut bağlayanların mevcudiyeti ise tedavisi olmayan ihanet virüsüne delalettir. Aklından darbe geçiren, sandıkta bulamadığını sokaklarda, silahların muhitinde arayan herkes kaybetmiştir. Türk milleti karamsarlığı itekleye itekleye, milli uyanışı dürte dürte zirveye çoktan tırmanmıştır. Güvenlik, özgürlük dengesi sağlam kurulduktan sonra 21. yüzyıl Allah’ın izniyle Türk asrı olacaktır.”



İsmi yassı nâmı yaslı


İsmi 'yassı', nâmı 'yaslı' ada, Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak yeniden doğdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, törenle halka açılan yerleşkeyi gezdi. Erdoğan ile Bahçeli, özel bir tekneyle saat 15.15'te adaya geldi. Erdoğan ve Bahçeli'ye, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Meclis Başkanvekili Celal Adan, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman da eşlik etti. İlk olarak 27 Mayıs Müzesi'ni gezen liderler, yargılamaların yapıldığı salonda incelemelerde bulundu. Daha sonra müzeye geçen Erdoğan ve Bahçeli, burada Adnan Menderes'in doğduğu evin benzerinin yer aldığı 'Aydın Evi'ni de ziyaret ederek günün anısına fotoğraf çektirdi.



Libya’da ne işimiz olduğunu çok iyi anlayacaksınız

  • Erdoğan, " Dün milli iradeye rağmen iktidar rüyası görüyorlardı, bugün de aynı rüyayı görüyorlar. Bize ne diyorlar? Suriye’de, İdlib’de, Libya’da ne işimiz var? Buralarda ne işimiz olduğunu çok kısa zamanda çok çok iyi anlayacaksınız" dedi.

Esaretten özgürlüğe


‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ Türk demokrasi tarihinin en karanlık dönemlerinden birisi olan 27 Mayıs darbesine ışık tutuyor. Darbecilerin astığı Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatih Rüştü Zorlu’nun hatıralarının yaşatıldığı adanın her metrekaresi, darbe ve darbecilerin gerçek yüzünü ortaya koyuyor

* 103 bin 750 metrekarelik alana sahip adadaki yapılar 5 yılda inşa edildi.

* Darbe yargılamalarına sahne olan spor salonu 27 Mayıs Müzesi’ne dönüştürüldü. Buradaki sanık sandalyeleri, mahkeme heyeti ve sanık avukatlarının yerleri o döneme benzetilerek birebir yapıldı. Aynı zamanda mahkeme heyetinin ve avukatların hareketli balmumu heykelleri konuldu.

* Dönemin gazete ve haberlerinden kesitlerin yer aldığı sergi açıldı.

* Salon içerisinde kurulan dev ekranda 27 Mayıs darbe öncesi ve sonrası film izletiliyor.

* Adadaki yapılardan bir diğeri de demokrasi tecrübesi ve insan hakları tarihinin aktarıldığı Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi oldu. Kütüphanesi ve sergi alanlarıyla birlikte ada, tam anlamıyla bir açık hava müzesi olarak tasarlandı.

TARİH KORUNUYOR

* Adada uluslararası alanda üst düzey katılımcıların da misafir edilebileceği dikkate alınarak 125 odalı kongre oteli, her türlü toplantıya ev sahipliği yapabilecek 500 kişilik kongre merkezinin yanı sıra cami, anıt ve park ve meydanlar da inşa edildi.

* Tarihi Bizans sarnıcı ve zindanları, şato yapısı, seyir terasları, engelliler için yatay asansör, tarihi subay gazinosu, iskele idare ve kriz yönetim yapısı, karşılama yapısı, helikopter pisti, restoran ve personel yatakhanesi ile yönetim binası da adadaki diğer yapılar.



FENER AYDINLATACAK
  • * Adanın en dikkat çekici yapısı ise 24 metre yüksekliğindeki taş yüzeyli Demokrasi Feneri. Fenerin ışığı yalnızca adadan değil komşu adalardan ve İstanbul’un yakın kıyılarından da görülebilecek. Demokrasiye olan saygıyı ve inancı canlı tutan, simgeleyen bir yapı olarak Demokrasi Feneri, ışığıyla önemli bir sembol olacak.
  • * İşletmeciliğini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) üstlendiği ada günübirlik ziyaretlere açılacak.
  • * Bir dönem Deniz Kuvvetleri tarafından eğitim üssü olarak kullanılan ve bu nedenle çok katlı beton binalara ev sahipliği yapan adanın yüzde 60’ı (inşaat alanının üç katı) peyzaj alanı olarak ayrıldı. Daha önemlisi iklim ve araziye uygun 40 bine yakın yeni ağaç ve bitki dikilirken adadaki mevcut nitelikli ağaçlar ve tescilli yapılar da korundu.

592 bavul 592 hikaye



Yassıada’da Menderes ve arkadaşlarının tutulduğu 2 katlı subay yatakhanesi binası restore edildi. Binanın alt katına Menderes’in atlattığı uçak kazası, alçıdan yapılan figürlerle sahnelendi. Adada yargılanan 592 vekil hakkında bilgi ekranları konuldu. Binanın ikinci katında ise Menderes ve arkadaşlarının kaldığı, sorgulandığı odalar aslına uygun olarak restore edildi. Odalara günleri temsilen balmumu heykeller monte edildi. Yassıada’da tutsak edilen 592 vekili temsilen 592 bavul da yürüme yollarının duvarlarına asıldı.

O satırlar şimdi ölümsüz


***


  • Demokrat Parti’lilerin Yassıada’da tutsak edildiği aylar boyunca yakınlarından gelen binlerce mektup, darbeci kadro tarafından alıkonuldu. Sansüre takılan ya da muhatabına bir şekilde ulaşamayan bu mektuplar için büyük bir anıt yapıldı. Mektuplarla örülmüş anıtla birlikte, esaret altındakilere aileleri tarafından yazılmış cümleler ve Yassıada mahkûmlarının yazıp yakınlarına hiç ulaştıramadığı satırlar ölümsüzleştirilmiş oldu.

#Demokrasi ve Özgürlükler Adası
#Recep Tayyip Erdoğan
#Devlet Bahçeli
#Adnan Menderes
#Yassıada
il y a 4 ans