Hayat Cadılar dansa davet ediyor

Cadılar dansa davet ediyor

British Council’in yeni dijital sergisi “Cadılarla Dans Etmek” erişime açıldı. Sergi, 1920’lerden bugüne edebiyat başta olmak üzere sanatın birçok dalında bir güç temsili olarak karşımıza çıkan “cadılar” eşliğinde tekinsiz ormanlara doğru bir yolculuk…

Abone Ol Google News
Seray Şahinler Demir Yeni Şafak
Cadılar dansa davet ediyor
Paula Rego›nun1989 tarihli çalışması.

Tarih boyunca ismine mitolojide, halk hikayelerinde, sosyo-kültürel yazında sıkça rastladığımız “cadı”lar bir figür olarak, çoğu zaman ya büyülerin nasıl yapılması gerektiğini bilen ve uygulayan veya erkek tahakkümüne direnen bağımsız bir kadın otoritesinin sembolü olarak tanımlanıyor… Ve edebiyat başta olmak üzere sanatın birçok dalında bir güç temsili olarak karşımıza çıkıyor. Bugün hala daha “cadı” kelimesi birçok alanda kullanımı yaygın olan bir figür. Şimdi… İngiltere’nin karanlık ve kasvetli ormanlarına doğru, cadılar eşliğinde gizemli bir yolculuğa hazır mısınız?

British Council’in zaman ve mekandan bağımsız bir sanat deneyimi sunan ‘Duvarları Olmayan Müze’ dijital sanat platformunun yeni sergisi “Cadılarla Dans Etmek” erişime açıldı. Bir cadı/kadın olmanın güç sembolü olarak değerlendirilmesine odaklanan ‘Cadılarla Dans Etmek’, özellikle İngiliz edebiyatının kadınların hak ve eşitlik arayışlarına öncülük eden eserlerinden ilham alıyor.

ORMANIN SESİNE KULAK VERİN

Sergi, British Council Koleksiyonu’ndan seçilen Batı sanat tarihi yazımında kadınların gizli rollerinin ve gizlenmiş, üstü örtülmüş izlerinin altını çizen eserlerle, Türkiye’deki güncel sanatçıların işlerinden oluşuyor. Mine Kaplangı küratörlüğündeki sergi dört bölüme ayrılıyor. Her bölüm, cadı kavramının çevresinde dolaşan temalarla tamamlanmış. Mitler ve Hikayeler sergi konseptine kendini en yakın hissettiren bölüm… Virginia Woolf’un ‘Kadınlar yüzyıllardır, erkeklerin görüntüsünü gerçek boyutlarının iki katı büyüklüğünde gösterebilen büyülü bir güce sahip birer ayna işlevi görmüşlerdi” sözüyle izleyiciyi selamlayan bu bölüm gece uyumadan önce kapının ardındaki karanlıkta ne olduğunu merak ettiren tüm hikâyelere, romanlara, masallara ve gece ormanda yürürken duyabileceğiniz tekerlemelere adanmış. Sir Peter Blake, Fatma Bucak, CANAN, PaulaRego gibi sanatçıların temaya uygun eserler seçilmiş. Ritüeller ve Semboller ise neredeyse unutulmak üzere ya da unutulmuş olanları hatırlamak adına ritüellerin gücüne ithaf ediliyor. Bu bölümdeki yapıtlar ise oldukça ilginç. “Portreler” bölümü sırlarını ve büyülerini beraberinde taşıyan, türlü zorlukları aşmak için kazanlar kaynatan farklı zaman dilimlerinden portreleri içeriyor. Burada Gerald Leslie Brockhurst, Madame Yevonde, Grayson Perry’nin işlerini görebiliyoruz. Aşinalar ve Doğa ise ormanların sesine kulak verdiğimizde doğayla işbirliği yaptığımızda ne olur sorusuna yanıt arıyor.

DÖRT ODADA BİR YÜZYIL

Dört farklı odaya yayılan gizemli bir yolculuk niteliğindeki sergide 1920’lerden bugüne uzanan farklı disiplinlerdeki eserleri online olarak gezebiliyorsunuz. Proje hakkında bilgi veren küratör Mine Kaplangı, serginin parçası olan eserlerin temsil ettikleri dönemleri, şahit oldukları olayları, izledikleri detayları ve sanatçıların konu üzerinde yaptıkları çalışmaları kapsadığını söylüyor. Kaplangı’ya göre izleyiciler cadılık kavramı ve tarihi, aynı zamanda kadını bir güç sembolü olarak ele alan cadıların sanat ve edebiyattaki temsilleri üzerinden koleksiyonu gezilebilir.

Görünenin ötesinde…

Serginin önemli bir özelliği ise, fiziksel bir mekan olarak kurgulanmayan sergi alanında görme ve işitme engelli kullanıcılar için özel bir pratiğin hazırlanması. Tıkladığınız her eser hakkındaki kapsamlı bilgi, işaret dili ve eser betimlemesine ulaşabiliyorsunuz. Sergiye https://exhibitions.britishcou... adresinden gezebilir, eserler ve sanatçılar hakkında detaylı bilgiye erişebilirsiniz.