Körfez-İran ilişkilerinde normalleşme

Körfez ülkeleri ile İran arasındaki yakınlaşma son dönemde gittikçe hızlanıyor. Normalleşme müzakereleri devam ederken Kuveyt 6 yılın ardından İran’a büyük elçi göndererek ilişkileri normalleştirdi. Temmuz ayında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Danışmanı Enver Gargaş da İran ile ilişkilerin kısa süre içinde normalleşeceğini, Abu Dabi’nin Tahran’a büyük elçi gönderme sürecinde olduğunu duyurmuştu. Benzer şekilde Suudi Arabistan da İran ile Irak’ta bir süredir normalleşme müzakerelerini yürütüyor. Dolayısıyla Körfez’de İran ile normalleşme noktasında bir örüntüden söz etmek mümkün.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Arşiv

Mehmet Rakipoğlu

Araştırma Görevlisi – Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü

Körfez ülkeleri ile İran arasındaki yakınlaşma son dönemde gittikçe hızlanıyor. Normalleşme müzakereleri devam ederken Kuveyt 6 yılın ardından İran’a büyük elçi göndererek ilişkileri normalleştirdi. Temmuz ayında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Danışmanı Enver Gargaş da İran ile ilişkilerin kısa süre içinde normalleşeceğini, Abu Dabi’nin Tahran’a büyük elçi gönderme sürecinde olduğunu duyurmuştu. Benzer şekilde Suudi Arabistan da İran ile Irak’ta bir süredir normalleşme müzakerelerini yürütüyor. Dolayısıyla Körfez’de İran ile normalleşme noktasında bir örüntüden söz etmek mümkün.

TAHRAN - ABU DABİ HATTI

İlişkilerin kopma noktasına gelmesi 2016 yılına tekabül ediyor. Suudi Arabistan’daki Şii azınlığın önde gelen isimlerinden olan Nimr el-Nimr’in asılması Körfez-İran ilişkilerinde derin bir çatlak oluşturdu. Nitekim Suudi Arabistan’ı protesto etmek isteyen İranlılar krallığın diplomatik temsilciliklerini bastı, binalar tarumar edildi ve yakıldı. Bu durum Körfez’de İran karşıtlığı noktasında bir sinerji oluşturmuştu. Örneğin BAE 2016’da Tahran büyük elçisini ülkeye çağırdı ve diplomatik temsili maslahatgüzar seviyesine düşürdü. Dahası Suudi Arabistan ile dayanışma gösteren Abu Dabi, BAE’de bulunan İranlı diplomatların sayısının azaltılmasını Tahran’dan talep etti.

Değişen bölgesel jeopolitik BAE’nin de İran ile ilişkilerini gözden geçirmesine neden oldu ve 18 Temmuz’da İranlı kaynakların aktardığına göre 6 yılın ardından BAE’nin de İran ile ilişkileri normalleşeceği aktarılıyor. BAE ulusal güvenlik danışmanı Tahnun bin Zayid’in Ekim 2019’da Tahran’a yaptığı ziyaret bu normalleşmenin ciddiye alındığını kanıtlıyor. Benzer şekilde Aralık 2021’de Tahnun bin Zayid Tahran’a giderek İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile görüştü ve ilişkilerin normalleşmesi noktasında ciddi adımlar atıldı. İran Dışişleri Bakanı da Mayıs 2022’de BAE’ye giderek Tahran-Abu Dabi hattında ilişkilerin normalleşeceğinin sinyallerini verdi. BAE’nin İran ile normalleşmesi Biden’ın Suudi Arabistan’da katıldığı zirve ve İsrail ile normalleşmeye rağmen yapılıyor olması da Abu Dabi’nin dış politikada stratejik otonomi arayışını ortaya koyuyor.

KUVEYT KÖRFEZ’DEN BAĞIMSIZ HAREKET EDİYOR

İran ile normalleşme kararı alarak Körfez’de hızlı davranan ülke ise Kuveyt oldu. Bu anlamda 13 Ağustos 2022 tarihinde Kuveyt Bedir Abdullah el-Muneyh’i İran büyükelçisi olarak atadı. Kuveyt’in Birleşik Krallık elçiliğinde, Kuveyt’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde geçici üye olduğu 2018-2019 yıllarında Kuveyt’in BM misyonunda büyük elçi yardımcılığı yaptı. Dolayısıyla Kuveyt, İran’a diplomatik anlamda tecrübeli bir ismi atayarak uzun vadeli bir yatırım yapıyor. Nitekim İran-Kuveyt ilişkilerindeki problemler sadece Suudi Arabistan faktöründen kaynaklı değil. Başta Araş/Dorra doğal gaz sahası olmak üzere birçok noktada sınır anlaşmazlıkları var. Hatta İran Mart 2022’de Kuveyt- Suudi Arabistan arasında imzalanan anlaşmanın hak ihlalleri barındırdığını ve bundan dolayı geçersiz olduğunu duyurmuştu. Dolayısıyla Kuveyt İran ile ilişkilerindeki geleneksel sorunları çözmek de istiyor. Bundan dolayı bölgesel istikrarı sağlamak adına başta Körfez krizi (Haziran 2017) ve Körfez-Lübnan krizi (Ekim 2021) olmak üzere İran ile ilintili problemlerde arabuluculuk rolü üstlendi. İran ile ilişkileri Körfez konsensüsünden bağımsız yürütmek isteyen Kuveyt Ağustos 2021’de önemli bir adım attı. Bu anlamda Kuveyt dışişleri bakanı, İran’ın muhafazakar Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin göreve başlama törenine katıldı ve Kuveyt Emiri’nden bir mesaj götürdü. Yapılan ikili görüşmelerde bölge ülkeleri arasında yeni bir dönemin başladığı vurgulandı. Bu anlamda Kuveyt İsrail ile normalleşme noktasında farklılaştığı gibi İran ile normalleşme noktasında da Körfez’den farklılaşıyor. Nükleer anlaşmanın sonucuna bakmaksızın İran ile normalleşmek isteyen Kuveyt, bölgesel istikrarın sağlanmasını talep ediyor.

SON HALKA SUUDİ ARABİSTAN

İran-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesi adına Nisan 2021’den beri Irak’ta görüşmeler yürütülüyor. Irak başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin bu noktada bireysel girişimleri de süreci hızlandırdı. Nitekim el-Kazimi Haziran 2022’de Riyad ve Tahran’a giderek güvenlik odaklı diyalog sürecini siyasal bir zemine taşımaya çalıştı. Son zamanlarda güvenlik bürokrasisinin de Umman’da görüştüğü biliniyor. Mayıs 2022’de Suudi Arabistan tarafı İran’ın Riyad’daki büyükelçiliğini kullanmasını, ancak yalnızca Cidde merkezli İslam İş birliği Teşkilatı ile ilgili işler için kabul ettiği ifade edildi. İran ise karşılıklı büyük elçiliklerin açılmasını talep ediyor.

Kuveyt ile normalleşen, BAE ile normalleşmeye yakın olan İran’ın, Körfez’deki diplomatik angajmanının artacağı ve ABD ile nükleer anlaşmaya yakın olduğu hesaba katılırsa Suudi Arabistan’ın da İran ile normalleşme sürecini hızlandıracağı tahmini yapılabilir. Fakat Suudileri normalleşme noktasında tereddütlü kılan en az iki nokta var. Bunlardan ilki görüşmelerin başladığı Irak’taki Şii grupların güçlenmesi ve tehdidin billurlaşması. İkincisi de her ne kadar ateşkes 2 ay daha uzatılsa da Yemen’de İran destekli Husilerin Körfez güvenliğine oluşturduğu tehdidin devam etmesi. Son kertede Körfez-İran ilişkilerinde ciddi bir hareketlilik söz konusu ve bu durum bölgesel iş birliğinin ve istikrarın lehine doğru eviriliyor.