Depodan çıkan şahaserler

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ‘ne bağlı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde üniversitenin hat koleksiyonu ilk kez sergileniyor. Aynı zamanda hat yazısından ilhamla ressamların yaptığı tablolar da sergide yer alıyor.

Ayşe Olgun Yeni Şafak
Hat Koleksiyonundan Seçmeler ve Türk Resminin Kaligrafik Eğilimleri sergisi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 140. Yılında uzun süredir kapalı olan MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin kapılarını üç farklı sergiyle açtı. Koleksiyonunda 12 bine aşkın eserin bulunduğu ve Türk sanatının hafızası olarak nitelendirilen müze resmi açılışını 20 Eylül 2022’de yapacak. Açılış gününe kadar ise müze deposundaki eserlerle sergilere ev sahipliği yapmaya devam edecek. 1937 yılında kurulan müze eski mekanındaki ilk ve son sergisine atıfla Serginin Sergisi 2’yle geçtiğimiz Şubat ayında kapılarını açtı. Mart ayında ise okulun ilk kurucusu Osman Hamdi Bey’in eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. Geçtiğimiz haftalarda ise Hat Koleksiyonundan Seçmeler ve Türk Resminin Kaligrafik Eğilimleri başlıklı üçüncü bir sergiyle bir kez daha sanatseverleri ağırlıyor.

  • Güzel Sanatlar Akademisi Hat koleksiyonundan örnekleri ve güzel yazı geleneğinin Türk resmine yansımasını gözler önüne seren sergi ilk kez kaligrafi ve resmi buluşturuyor. İki bölümden oluşan serginin ilk bölümünde 8 ünlü hattatın 49 eseri yer alıyor. Hat bölümündeki eserlerin yer aldığı bölümün küratörlüğünü Prof.Dr. Uğur Derman’ın yapıyor. Bu bölümde akademi hocalarından Emin Barın, Halim Özyazıcı, İsmail Hakkı Altunbenzer, Kamil Akdik, Macid Ayral, Necmettin Okyay, Nuri Korman ve Sami Efendi’nin tabloları yer alıyor. Hat sanatını günümüz ustalarıyla buluşturan isimler olarak her biri ayrıca kıymetli. Uğur Derman, Kubbealtı Yayınları arasında çıkan Ömrümün Bereketi adlı kitabın ilk cildinde sergide eserleri bulunan akademi hocalarının portrelerini kaleme almıştı. Buradan öğrendiğimize göre Hattat Halim Özyazıcı 1898 yılında İstanbul’un Haseki semtinde doğar. Babasının ve hocasının teşvikiyle güzel yazıya ilgi duyan Halim Efendi bir yıl Sanayi Nefise Mektebi’nde eğitim alır ancak daha sonra Şeyhülislam Hayri Efendi’nin gayretiyle Medrestül Hattatin’de talebe olur. Divan-ı Hümayin’de girev yapar. 1924 yılında Babıali Caddesi’nde dükkan açar. Bir yandan da Devlet Matbaası’nda hattatlığa devam eder. Harf İnkılabıyla birlikte dükkanını kapatınca işsiz kalır ve Silivrikapı tarafında aldığı bir arazide üzüm yetiştirmeye başlar. Uğur Derman’ın naklettiğine göre 20 dönümlük arazide kurduğu bağda 30 çeşit üzüm yetiştirmeyi başarmıştır. Burada bağ olmaz diyen komşuları bile hayretler içinde kalmıştır. Seneler ilerledikçe yazıya alaka artmış, tamir ve imar edilen camilerin süslenmesi gündeme gelince Halim Efendi yeniden hatırlanmış ve 1946 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ne hüsn-i hat hocası olarak tayin edilmiştir. Halim Efendi 1963 yılında emekliliğe ayrıncaya kadar pek çok öğrenci yetiştirmiştir. 1966 yılında elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden Halim Efendi’nin Şişli Cami’nin kubbesi, Beyoğlu’nda Ağa Camii’nin kuşak yazısı, Ankara’da Maltepe Camii, Fatih’te Balipaşa Camii kubbesi, Sultanahmet kapı kubbesi gibi sayısız eserde imzası bulunmaktadır. Kitapta ayrıca Halim Efendi’nin Sanayi Nefise’de çizdiği bir büst görseli de yer almaktadır.

SANAYİ NEFİSE MEZUNU HATTAT

1873 yılında İstanbul’da doğan İsmail Hakkı Altunbenzer de Özyazıcı gibi babasının teşvikiyle küçük yaşta hat sanatıyla tanışmıştır. O da Sanayi Nefise mektebinde sadece ömrünün son yıllarında hocalık değil talebelik de yapmış bir isimdir. Meşhur bir hattatın oğlu olarak dünyaya gelen Altunbenzer, babasının teşvikiyle Sanayi Nefise’de tahsil görür. O dönem okulun resim bölümündeki 20 öğrenciden birisidir. Resim arkadaşları arasında Şevket dağ gibi isimler bulunur. Ancak okulu bitirdikten sonra resimle ilgilenmeye vakit bulamasa da öğrencilik yıllarında yaptığı tablolar tablolar dikkat çekicidir. Bu tablolar oldukça başarılıdır. Uğur Derman’ın verdiği bilgiye göre Altunbenzer’in mezuniyeti için yaptığı Çemberlitaş’taki Vezir Hanı Tablosundaki imzası daha sonraki yıllarda sergilenirken üzerindeki imzası dönemin müdürü Burhan Toprak tarafından kazıtılarak çıkarılır. Sebebi de bu yazının artık o devirde okuyanının kalmamasıdır. Altunbenzer bu haksızlığa ses etmese de çok üzülür.

KİTAP OLARAK HAZIRLANACAK

  • Fotoğrafı bir dönem bir pulun üzerine basılan belki de tek hattat olan hattat Kamil Akdik ise hem hattat hem de iyi bir koleksiyonerdir. 1861 doğumlu olan Akdik, 1941 yılında vefat etmiştir. Yazı yazmayı sevdiği kadar yazı toplamaya da oldukça meraklıdır. Vefatına müteakip bu önemli koleksiyonu Topkapı Sarayı Müzesi’ne satılmıştır. Sergide en çok eseri bulunan isimlerden Necmeddin Okyay ise bilindiği gibi Uğur Derman’ın hat meşk ettiği isimlerden birisidir. Hoca öğrenci ilişkisi 20 yılda baba oğul ilişkisine dönüşmüştür. Üsküdar’da yaşayan Necmeddin Okyay’ın aynı zamanda bahçesinde güller yetiştirdiği bilinir. 1883 doğumlu olan Necmeddin Okyay, hat, ebru, ilmiye icazetleri almış aynı zamanda Sultan Aziz’in okçubaşı Seyfettin Beyle tanışarak onunla kemankeşlik çalışmalarına katılmıştır. 1964’de Medresetül Hattatin kadrosunda başlayan hocalığını buranın kapatılmasıyla 1925’te Hattat Mektebi, 1929’da ise Şark Tezyini Sanatlar Mektebi adını alarak sürdüren müesselelerde devam ettirmiştir.

1936 yılında ise Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde Türk Tezyini Sanatları şubesinde çalışmalarını yürüten Okyay 1948 yılında yaş haddinden emekliye ayrılır ve evinde talebe yetiştirmeye devam eder. Derman’ın verdiği bilgilere göre hocanın Mimar Sinan’da bulunan eserlerinin bir bölümü dolabıyla birlikte kaybolmuştur. Sergide görsel bir tadım olarak sunulan eserlerin tümü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Hat koleksiyonu adıyla Prof. Dr. Uğur Derman tarafından hazırlanacak ve bu kitap İslam Tarih, Sanat ve Kültür Merkezi (IRCICA) tarafından basılarak araştırmacılara sunulacak. Gönül ister ki güzel sanatlarda okumuş geleneksel sanatın usta isimlerinin bu kayıp eserleri gün yüzüne çıksın ve yine bu ustaların yaptığı modern resimler de bir sergiye ev sahipliği yapsın.

MODERN RESİMDE HAT ÇİZGİSİ

  • Türk resmiyle hat sanatı ülkemizde uzun yıllardır birbirine rakip olarak gösterilse de aslında bu sergi bu ezberi bir anlamda bozuyor. Serginin ikinci ayağında yer alan eserler hat sanatının Türk resmindeki izlerini en net şekilde ortaya koyuyor. Küratörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Ali Kayaalp’in yaptığı sergide Abidin Elderoğlu, Aliye Berger, Cemal Bingöl, Cihat Burak, Ergin İnan, Özdemir Altan, Sabri Fettah Berkel, Selim Turan ve Şemsettin Arel’in tabloları yer alıyor. Sergi biçim zenginliği; aynı kelime ve cümlenin değişik şekillerde yazılabilmesi; sanatta aranan ritim, sonsuzluk, yenilik kapılarını açık tutuşu nedeniyle yazının sanata dönüşümünü gözler önüne seriyor.

Ayasofya’da hat şöleni: “Albayrak Hat Takvimi Sergisi” sanatseverlerle buluştu

Hat ziyafeti Beyoğlu’nda: 2022 Albayrak Hat Takvimi sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuldu