Edebiyat tarihçiliğimizde 200 yıl

Elmas Karataş, Türk edebiyatı alanında iki önemli eserini okurla buluşturdu. Yeni Türk Edebiyatı Sahasında Yazılmış Edebiyat Tarihi Üzerine Bir Araştırma adlı doktora çalışmasında edebiyat tarihinin son 200 yılını ele alan Karataş, aynı zamanda Şahabeddin Süleyman’ın edebiyat tarihini de okurla buluşturdu.

Yakup Öztürk Yeni Şafak
Arşiv.

Dr. Elmas Karakaş, kitaplaştırdığı doktora tezinde Tanzimat’tan bugüne yazılan Türk edebiyatı tarihlerini inceliyor. Klasik dönem tezkireleri ile kendi tabiri olan geçiş dönemi eserleri söz konusu tarihlerin habercisi olarak ayrıca tahlil ediliyor. Üstelik esere dijital bir mecradan bilabedel ulaşmak mümkün.

Elmas Karakaş, lisans ve lisanüstü eğitimini Sakarya Üniversitesi’nde tamamladı. Aynı üniversitede Yeni Türk Edebiyatı Sahasında Yazılmış Edebiyat Tarihleri Üzerine Bir Araştırma başlıklı teziyle doktor unvanı aldı. Akademik çalışmalarını Aksaray Üniversitesi’nde sürdürüyor. Birkaç ay önce hem doktora tezini hem de Şahabeddin Süleyman’ın edebiyat tarihini okurla buluşturdu.

Türkiye’de edebiyat tarihi iddiası taşıyan Tanzimat metinlerinden günümüzde kaleme alınan kitaplara kadar geniş bir aralığı tetkik eden bu çalışma birkaç yönden yol açıcı görülüyor. Ortada araştırmacılara malzeme teşkil edecek bir döküm var. Kimler hangi gerekçelerle Türk edebiyatı tarihi ile meşgul olmuşlar? Bu, hem literatür merakını tatmin ediyor hem de bir eseri öncesi ve sonrasıyla yorumlamayı kolaylaştırıyor. Karakaş’ın çalışmasını bu nesnel taraf, tek başına değerli kılmaya yeterken yazar, malzeme tetkiki ile edebiyat ve tarih ilişkisini, bir edebiyat tarihi yazmanın imkânını, eldeki eserlerin arızalı cephelerini, mümkün bir edebiyat tarihinin hangi çerçeveyi hâiz olması gerektiğini ele alarak bu disipline yoğunlaşan okurla yeni bir çizgide buluşuyor. Bu uzun aralıkta edebiyat tarihleri parça parça incelenmişti. Kitap ya da makale hacminde telif ya da Latinize faaliyetlerle karşılaşmıştık. İlk defa bu eser günümüz de dahil olmak üzere Türk edebiyatı tarihçiliğini döküm, tespit ve tahlille iki kapak arasına taşıyor.

GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ

Yeni Türk Edebiyatı Sahasında Yazılmış Edebiyat Tarihleri Üzerine Bir Araştırma’nın asıl hareket noktası Abdülhalim Memduh’un edebiyat tarihi olsa da kitap, klasik Türk edebiyatı sahasında kısmen edebiyat tarihçiliğinin ilk hamleleri kabul edilen tezkirelerden başlıyor, geçiş dönemi eserleri ile devam ediyor. Tezkirelerin edebiyat tarihçiliği ile ilişkisi pek çok defa yazıldı. Bunların bir edebiyat tarihi sayılıp sayılamayacağı tartışması da sürüp gidiyor. Edebiyat tarihçiliği diğer modern türler gibi yeni bir muhayyile ve iddia istiyor. Tezkirecilik varlık sebebi itibarıyla bir edebiyat tarihi olmaya müsait değil. Ancak türe, klasik dönemde en yakın olan da o. Burada bizi asıl ilgilendiren “geçiş dönemi eserleri” adlandırması. Bu ifade Karakaş’a ait. Abdülhalim Memduh ile tezkireler arasında kalan dönemi geçiş dönemi diye tarif ediyor. Burada Ziya Paşa’nın Harabat’ı, Recaizade Ekrem’in Kudemadan Birkaç Şair’i, Mehmed Celal’in Edebiyat Numuneleri, Faik Reşad’ın Eslâf’ı gibi eserleri söz konusu döneme dahil ediyor. Bunların bazıları antoloji seviyesinde kalıyor. Bazısında ilmî bir dikkat yok. Bir kısmı da teracim-i ahval kitaplarından öteye geçemiyor. Karakaş, bu sebeplerden onları ne tezkire geleneğine terk ediyor ne de modern edebiyat tarihlerinden görüyor.

Elmas Karakaş’a edebiyat tarihleri dökümünde Agah Sırrı Levend rehberlik ediyor. Bunları çağdaş çalışmalar, kütüphane koleksiyonları, dijital mecralar, sahaflarda harcanan uzun mesailer zenginleştiriyor. Kronolojik sırayla 54 eserin tespiti böyle yapılmış. Karakaş, Rıza Nur’un 3 ciltlik yayımlanmamış edebiyat tarihinden de bahsediyor. Bu eserin yakın zamanda Ötüken Neşriyat’tan çıkacağını duyuralım.

ÜÇ DÖNEM ÜÇ İSİM

Kitap Abdülhalim Memduh, Köprülü ve Tanpınar’ı Türk edebiyatı tarihçiliğinin merkezine koyuyor. Bu, söz konusu isimlerin bir otorite olmaları iddiasının aksine ilk olma, yeni bir anlayış getirme, kronolojik öncelik gibi sebeplerle hatırlanmalarından kaynaklanıyor. Bunlar arasında gelip geçmiş onlarca edebiyat tarihçisinin eserleri mukayeseli olarak kısa kısa ele alınıyor.

Elmas Karakaş çalışmasının son bölümünü edebiyat tarihlerinin problemlerine ayırıyor. Yöntem, ölçüt, yaklaşım, üslup, kaynak ve dönemlendirme problemleri burada tartışılıyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında yeni eğitim modelinin dayatmasıyla birtakım edebiyat tarihi yazılmıştır. Ancak Karakaş’ın tespitiyle bu kadar eser arasında metot bakımından bir çeşitlilikten söz edemiyoruz. Bu eserlerin bazısı Köprülü çizgisini kabul ettiğini yazıyor ancak içeriğe bakıldığında bu çizgiden bir iz görmek mümkün olmuyor. Bu bölümde yöntemi bir mesele hâline getiren isimler olarak Gönensay ve Banarlı’nın adı geçiyor.

Yeni Türk Edebiyatı Sahasında Yazılmış Edebiyat Tarihleri Üzerine Bir Araştırma adlı bu esere ve Şahabeddin Süleyman’ın edebiyat tarihine ulaşmak ve dijital formatta eserlerin tamamını görmek için Elmas Karakaş’ın Academia sayfasına bakmak yeterli.