Dünyanın gündeminde bir gıda krizi var. Bir çok uzman, kıtlık endişesini ortadan kaldırmak için farklı farklı yöntemler öneriyor. Çoğunun dile getirdiği tedbirlerin başında büyük baş hayvan etlerini tüketmemek geliyor. Kimi uzmanlar yenilebilir yeni gıda türleri hatta yapay et hakkında konuşuyorlar. Bazılarıysa geleneksel yöntemlerdeki israf önleyici tedbirleri hatırlamanın iyi bir yol olduğunu söylüyorlar. İnsan soyu yüzbinlerce yıldır farklı sebeplerden kıtlığın eşiğine geldi, yaşadı ve yine kurtuldu. Savaşlar, kuraklık ve diğer doğal felaketler, salgınlar gıda krizlerine yol açtı. Bütün bunların içindeyken beslenmede çığır açan bakış açıları, “olmaz” deneni yenir hale getiren maharetli eller hep oldular.
- Kemik tozları, kurutulmuş kabuklar, mısır koçanı, süpürge tohumundan un elde eden ustalar, etin bulunmadığı kuşatma koşullarında peynir altı suyunu yemeklere ilave eden, hurma çekirdeğini öğütüp ekmeğe çeviren subaylar Türk mutfak tarihinde iz bırakan lezzetleri imar ettiler. Kabağın, dolmalık biberin içlerinden, kavun çekirdeklerinden, karpuz, turunç, limon kabuklarından, kirazın, dutun yapraklarından, yerel otlardan bir çok ürün mutfağımızın damak tatları arasında listelenir hala. Elbette gelecekte de bizi böyle bir sorundan kurtaracak olan ilk şey israf etmeden tüketebilmektir.
YEMEĞİ ÇÖPE ATMA
Her yiyeceği ihtiyacımız kadar almak, ihtiyacımız kadar pişirmek ve tabağımıza yiyebileceğimiz kadar yemek koymak ilk adımımız olmalı. Artan ekmekleri değerlendirme üzerine de, besin saklama hakkında da onlarca eser ve tarif bulabilmek mümkün. Bir başka tedbir de kimyasal gübreler ve tarım ilaçlarıyla sağlığını yitiren toprağı iyileştirmek. Bunun için ülkemizde büyük bir çaba harcanıyor. Biz de geri dönüşümü mümkün olan atıkları ayırarak, yaş çöpleri de gıda ve temizlik atıkları olarak ayırabilmeli, gıda atıklarının toprağa dönmesine katkı sağlamalıyız. Suyu verimli ve tasarruflu kullanmalı, çevreyi temiz tutmaya özen göstermeliyiz. Bütün bunları elbirliğiyle başardığımızda, Anadolu toprakları bin yıllardır olduğu gibi bugün de bizi doyurmaya yetecektir. Bugün Türk Mutfağı’ndan eski ve yeni tasarruflu birkaç tarif ile yazımızı sonlandıralım istiyorum.
Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.
Kavun Kabuğu Kurusu Yemeği
- MALZEMELER:
- - 10 dilim kavun kabuğu kurusu
- - Yarım su bardağı nohut
- - 200 g. kuşbaşı koyun eti
- - 2 orta boy kuru soğan
- - 2 yemek kaşığı tereyağı
- - 2 yemek kaşığı salça
- - 1 çay kaşığı tuz
YAPILIŞI:
Nohutu akşamdan ıslatalım, haşlayalım. Kavun kabuklarını 10- 15 dakika haşlayıp kuşbaşı doğrayalım. Soğanı ince ince kıyalım ve tereyağında pembeleştirelim. Et ve salçayı ilave edip kavuralım. Kavun kabukları, nohut ve tuzu ekleyelim. Üzerine iki parmak eninde çıkacak kadar su ilave edip kısık ateşte pişirelim. *Yemek bu şekilde tüketilebildiği gibi üzerine sarımsaklı yoğurt ilave edilerek te servise alınabilir. Afiyet olsun.
Bulgur Kek
- MALZEMELER:
- - 4 su bardağı bulgur pilavı
- - Bir demet dereotu
- - 1 kase yoğurt
YAPILIŞI:
Dereotunu kıyalım ve bulgur pilavı ile karıştıralım. Silikon bir kek kalıbına iyice sıkıştırarak basalım. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 10 dakika pişirelim. Yoğurt ve tuzu çırpalım, bulgur kekin üzerinde gezdirelim. Afiyet olsun.
Yeşil Çorba
MALZEMELER:
- -Yarım demet dereotu sapı
- - Yarım demet maydanoz sapı
- - 1 adet kuru soğan
- - 1 kahve fincanı sıvıyağ
- - 3 yemek kaşığı krema
- - Bir fiske beyaz biber
- - Bir fiske kekik
- - 5 su bardağı su veya et suyu
- - 2 yemek kaşığı un
Soğanları ince ince kıyıp yağda pembeleşene kadar kavuralım. Unu ilave edip kavurmaya devam edelim. Maydanoz ve dereotu saplarını ince ince kıyalım ve tencereye ekleyelim. Su veya et suyunu ilave edip 15- 20 dakika kaynatalım. Pişen çorbayı blenderdan geçirelim. Tuz, baharat ve kremayı ekleyelim.
Afiyet olsun.