Maskeli tiyatro İstanbul’da

Türkiye’nin tek maske tiyatrosu olan Sersemler Evi, yıllar sonra yeniden İstanbul’da sahnelenecek. Bir süredir Erzurum Devlet Tiyatrosu (DT) tarafından sahneye taşınan oyunda konuşma yok, sadece maske ve beden dili var. 13 yıl aradan sonra yeniden seyirciyle buluşan maske tiyatrosuyla ilgili oyuncusu Oğuzhan Vartolioğlu, “Maske cansız bir maddeyken oyuncunun bedeni ve seyircinin hayal gücüyle ruh kazanıyor” diyor.

Halime Kirazlı Yeni Şafak
Sersemler Evi

Erzurum Devlet Tiyatrosu çatısında oynanan Sersemler Evi, 2004 yılındaki ilk sahnesinden sonra bu akşam İstanbul’da yeniden perde açacak. Atatürk Kültür Merkezi’nde iki akşam üst üste gösterilecek oyun, ülkemizdeki tek maske tiyatrosu. Daha önce 2007 ve 2009 yılları arasında yine Toby Jon Wilsher’ın yazdığı Kral Dairesi ve Şeytan Ayrıntıda Gizlidir maske tiyatroları Erzurum’da seyirciyle buluşmuştu. Wilsher’ın yazıp yönettiği Sersemler Evi, 13 yıl aradan sonra yeniden 2021-2022 sezonunda Erzurum DT’de sahnelendi.

MASKELERİ OYUNCULAR HAZIRLIYOR

Yaklaşık 2 saatlik oyunda oyuncular ne bir söz kullanıyor ne bir mimik. Sadece maskeleri ve beden dilini görüyoruz sahnede. Seyirciyi meraklandıran yapımı, oyuncuların nasıl hazırlandığını Erzurum DT müdürü ve oyuncusu Sezai Yılmaz anlattı. Yılmaz, Türkiye’de maske tiyatrosunu yaygınlaştırmak için daha fazla oynamak gerektiğine dikkat çekiyor: “Seyirci ‘Hiç söz yok, oyunu nasıl anlayacağım’ diye merak ediyor. Oyun akarken, söze ihtiyaç kalmadığını görüyor. Bu tür oyunları oynayıp, izleyip, görsel zekamızı bu yönde geliştirdikçe biz de yazabileceğiz. Maske tiyatrosunda oyuncular metinlerini doğaçlama oluşturuyor. Hatta sanatçı arkadaşlarımız maskelerini Erzurum DT çatısı altındaki atölyelerde yapıyor.”

Wilsher’ın 90’lı yıllarda İngiltere’de sahneye koyduğu oyunu, bu sene Erzurum DT yeniden sahnelemiş. Güncel espriler ve Erzurum yöresine özgü müzikler eşliğinde sunulan Sersemler Evi’ne Erzurumlu öğrenci hikâyesinin nasıl dahil olduğunu şu sözlerle anlatıyor Yılmaz: “Yönetmenle sohbetimiz sırasında böyle bir fikir gelişti. Önceki oyunda öğrenci Türk’tü ve genel bir memleket kavramı yoktu. Toby, ‘Madem Erzurum’da oynuyoruz, ana karakterlerden öğrenciyi gurbete giden Erzurumlu yapalım’ dedi. Fikir üzerine yoğunlaşıp, çalışmalarımızı yaptık. Öğrenci, konservatuvar okumak için Erzurum’dan Hollanda’ya gidiyor. Orada memleket hasretiyle nasıl yaşadığını ve açtığı Erzurum türküsüyle neler hissettiğini göreceğiz.”

İZLEDİ, ETKİLENDİ, OYUNCUSU OLDU

Tiyatro oyuncusu Oğuzhan Vartolioğlu, Wilsher’ın oyununu ilk kez lise öğrencisiyken izlemiş ve maske tiyatrosuna ilgisi artmış. Yönetmenin oyununda yer alacağı belli olunca ise çok heyecanlanmış: “Maske oyunculuğunu deneyimlemeyi çok istiyordum. Yüksek lisans tezimi de maske tiyatrosu üzerine hazırlamıştım. O nedenle biraz hazırlıklıydım. Provalara saatinden önce gidip maskelerle zaman geçirdim. Yabancı bir yönetmenle çalışma konusunda endişelerimiz oldu ama provaların başlamasıyla keyif almaya başladık.”

Maske tiyatrosunun oyunculuğuna çok şey kattığını dile getiren Vartolioğlu, “Oyuncuların sahnede iki anlatım silahı var; ses ve mimikler. Maske, ses ve mimiksel anlatımı kapatıp, anlamı bedene yüklüyor. Bir süre sonra karakteriniz ortaya çıkıyor ve seyirciyle bütünleşiyorsunuz. Seyirci sizi anlamaya başladığında inanılmaz bir haz alıyorsunuz. Maske cansız bir maddeyken oyuncunun bedeni ve seyircinin hayal gücüyle ruh kazanıyor” diyor.

Tiyatro tırıyla Anadolu yollarında

Küfürsüz tiyatro mümkün