|

Korsan içimizde

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Doğu Akdeniz’de Türk gemisine yapılan baskını, korsanlığı yapan Almanya ve Yunanistan’dan fazla savundu. Kılıçdaroğlu, Ankara aramalara cevap vermediği için geminin “NATO’nun sessizlik kuralı” gereği aranmasının hukuki olduğunu iddia etti. Ancak CHP lideri, bu ihtilafta Türkiye düşmanlığı yapmakla kalmadı, uluslararası sözleşmeleri de çarpıttı.

Kıymet Sezer
00:00 - 3/12/2020 Perşembe
Güncelleme: 12:50 - 3/12/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Kemal Kılıçdaroğlu
Kemal Kılıçdaroğlu
Partisinin önceki gün yapılan Meclis grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, skandallarına bir yenisini ekledi.
Kılıçdaroğlu, Doğu Akdeniz’de Türk ticari gemisi Roseline A’ya Yunanistan komutasındaki Alman gemisinin
savundu.
  • Kılıçdaroğlu, Türk gemisine yönelik baskınla ilgili şu skandal ifadeleri kullandı:
    “Akdeniz’de bir gemimiz arandı, Yunan komutan, Almanya, İtalya aradılar. ‘Arama yapacağız’ diye Türkiye’ye bildiriyorlar. ‘Arama yapacağız, izin verin’ diye bildiriyorlar. Dört saat geçiyor, cevap yok. Dört saat geçiyor, cevap yok. Bunun üzerine Roma’daki büyükelçiliği arıyorlar. ‘Biz 4 saattir arıyoruz’. Yani bir saat de oradan geçiyor. Beşinci saatin sonunda NATO’nun bir “sessizlik yöntemi” diye bir kuralı var. Yani, cevap vermezseniz, kabul ediyor anlamına geliyor. Bunlar da iniyorlar gemiyi arıyorlar.”

NATO İLE İLGİSİ YOK

Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği NATO tezi yalanını korsan baskın yapan ülkeler bile akıl edemedi. NATO’nun “sessizlik kuralı”
, “Herhangi bir görüş/öneri/emir yayımlandığında bir mit verilerek ‘sessizlik’ ilan edilir. Bu, eğer bu süreye kadar aksi bir görüş yoksa; belirtilen görüşün/önerinin/emirin geçerli olacağı/yürürlüğe gireceği anlamını taşır”
şeklinde düzenleniyor. Ancak bu NATO’nun bir kuralı ve Yunanistan komutasındaki İrini Harekatı’nda görevli Alman askerlerin Türk bayraklı gemiye çıkarma yapması olayıyla hiçbir ilgisi bulunmuyor.


AKILLARINA DAHİ GELMEDİ

  • İrini Harekatı’nın bir NATO harekatı olmadığı da göz önüne alındığında
    NATO düzenlemelerini olayla bağlantılandırmanın “zorlama” bir savunma olacağı, böylesi bir yalan savunmayı Almanya’nın hatta Yunanistan’ın dahi gündeme getirmediğine
    işaret ediliyor.

4 SAAT SESSİZLİK DE YALAN

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dört saat sessiz kalması üzerine gemiye çıkıldığı şeklindeki sözleri de doğruyu yansıtmıyor.
Denizlerde Seyrüsefer Serbestisi’ne İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye ek olarak 2005 yılında yürürlüğe giren ek protokolün ilgili maddesine dayanarak yapılan aramanın yükümlülük doğurabilmesi, aynı protokole göre, Türkiye’nin bu kuralı tanımasına bağlı.
Ancak Ankara sıcak bakmadığı bu düzenlemeye onay vermedi. Bu yönüyle 4 saatlik bildirim süresi Türk bayraklı gemilere uygulanamayacağından gemiye hukuka uygun bir şekilde çıkabilmek için Türkiye’nin net onayı gerekiyor.

TÜRKİYE’NİN REDDİNE RAĞMEN ARADILAR

  • AB’nin
    “Türk tarafının olumsuz yanıtını resmi olarak ve gecikmeli bir şekilde bildirmesi üzerine aramanın durdurulduğu”
    beyanı da yalan. İrini Harekat Merkezi, gemiye çıkmak için Türkiye’nin Roma Büyükelçiliğinden izni saat 14.00 sularında istedi. Büyükelçilik, Türkiye’nin aramaya onay vermediğini saat 17.44’te Roma’daki Harekat Merkezi’ne resmi bir yazıyla bildirdi. Ancak bu bildirim göz ardı edilerek, gemiye saat 18.00’de çıkarma yapıldı.
#CHP
#Kılıçdaroğlu
#Doğu Akdeniz
#Türk gemisi
3 yıl önce