Cuma namazı saat kaçta? 18 Kasım İstanbul, Ankara, İzmir Cuma namazı saatleri

Cuma namazı saatleri, 18 Kasım tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her il için ayrı ayrı olarak yayınlanıyor. Bir cuma gününe daha ulaşan İslam alemi, bugün de ibadetlerini yerine getirmeye çalışacak. Peki 18 Kasım Cuma namazı saat kaçta kılınacak? İşte Diyanet illere göre namaz saatleri...

Haber Merkezi Yeni Şafak
Cuma namazı

Cuma namazı saati, il il yayımlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından illerin cuma vakti erişime sunuluyor. Öğle ezanı ile camilerde yerini alacak İslam alemi, yaşadıkları ilin cuma namazı saatini sorguluyor. Peki, İstanbul, Ankara ve İzmir'de cuma kaçta?

CUMA NAMAZI SAAT KAÇTA?

Yaşadıkları illerdeki cuma namazı saatlerini öğrenmek isteyen vatandaşlar Diyanet’in resmi sayfasından cuma vakitlerine ulaşabilirler.

  • İSTANBUL 12:54
  • ANKARA 12:39
  • İZMİR 13:02
  • ADANA 12:29
  • BURSA 12:54
  • ANTALYA 12:47
  • DİYARBAKIR 12.09
  • ESKİŞEHİR 12:48

18 KASIM CUMA NAMAZI SAATİ İÇİN TIKLAYINIZ

CUMA NAMAZI KILINIŞI

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır.

Cuma namazı kılınırken ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar. Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır. İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır. Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur. Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır.

CUMA NAMAZINI KİMLER KILABİLİR?

Bir kimsenin cuma namazı kılmakla yükümlü olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:

a) Müslüman, akıllı ve bulûğ çağına gelmiş olmak.

b) Sağlıklı olmak: Cuma namazına gidemeyecek kadar kötürüm, felçli, engelli, özürlü ve hasta kimseler ile bunlara zorunlu olarak bakmak durumda olanlar, cuma namazına gittiği takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkanlar, yürüyemeyecek derecede yaşlı kimseler cuma namazı kılmakla yükümlü değillerdir. Görme engelliler camiye gelebiliyorlarsa veya kendilerini camiye götürebilecek refakatçileri varsa cuma namazı kılmakla yükümlüdürler. (bk. Müslim, Mesâcid, 255; Ebu Dâvûd, Salât, 46)

c) Mukim olmak: Bir insana cuma namazının farz olabilmesi için, cuma namazı kılınan yerde ikamet ediyor olması gerekir. Dolayısıyla dinen yolcu sayılan kimselere (seferî) cuma namazı farz değildir. Bir insanın dinen misafir sayılabilmesi için Hanefî bilginlere göre 90 km uzaklıkta bir yere 15 günden az kalmak üzere gitmesi gerekir. Şafiîlere göre giriş ve çıkış günleri hariç üç gün kalmak üzere 90 km uzaklıkta bir yere giden kimse misafir sayılır.

d) Erkek olmak: “Cuma namazı kılmak, her Müslümana farzdır. Ancak dört grup insana; köle, kadın, çocuk ve hastaya farz değildir.” (Ebu Dâvûd, Salât, 215) anlamındaki hadis, cuma namazı kılmakla kimlerin yükümlü olduğunu ifade etmektedir. Cuma namazının farz kılındığı zamandan günümüze kadar uygulama bu şekilde olmuştur. Müçtehit imamlar ve daha sonraki bilginler dahil bütün Müslümanlar, cuma namazının erkeklere farz olup kadınlara farz olmadığı konusunda ittifak etmişlerdir. Bununla birlikte kadınlar, camiye gelip cuma namazı kılabilirler. Cuma namazının kadınlara farz kılınmamış olması, onlar hakkında bir mahrumiyet değil bir muafiyettir. Ancak günümüzde kadınların cuma günü camiye gitmeleri, yapılan vaazı ve okunan hutbeyi dinlemeleri ve cuma namazı kılmaları daha isabetli olur. Nitekim Hz. Muhammed (S.A.V);

“Camiye gitmek istediklerinde kadınlarınıza engel olmayın.” (Müslim, Mesâcid, 135-36) buyurmuştur. Hz. Muhammed (S.A.V) ve sahabe zamanında hanımlar, cuma namazına ve günlük namazlara katılıyorlardı.

Esaret altında bulunanlar, tutuklular ve mahkûmlar da cuma namazı kılmakla yükümlü değildirler. Ancak bulundukları yerde mescid bulunması halinde mahpuslar cuma namazı kılarlar.

Kendilerine cuma namazı farz olmayan kimseler, cuma namazı kılarlarsa namazları sahih olur ve artık o gün ayrıca öğle namazı kılmazlar.

Cuma hutbesi: İman ve istikamet