Yakın geçmişteki oyunlara baktığımız zaman oyun sektörünün, teknolojiyle eşzamanlı olarak geliştiğini görüyoruz. 15-20 sene öncesinde ataride Mario oynarken, şimdilerde ultra çözünürlüklü ve devasa boyutlu oyunlarda dünyayı kurtarıyoruz. Örneğin geçtiğimiz aylarda piyasaya çıkan Call of Duty'nin son oyunu Black Ops 3 üst düzey grafik kalitesine sahip.
Tabii oyun kalitesindeki bu artışın bir de karşılığı olması gerekiyor. Konsol oyunları seviyorsanız, yeni çıkan oyunları oynayabilmek için yeni oyun konsolu satın almanız gerekiyor. Oyunlarınızı bilgisayar üzerinden oynamaktan hoşlanıyorsanız sisteminizi oyunlara göre güncellemeniz gerekiyor.
Konsol örneği üzerinden devam edecek olursak; Tomb Raider 2013 Play Station 3 için üretilmişti. Fakat bu oyunun son serisini yani Rise of Tomb Raider'ı oynamak için Play Station 4 almanız gerek. Çünkü PS3 platformu için üretilmeyecek. Aynı durum bilgisayarlar için de geçerli elbette. İyi bir bütçe ayırıp satın aldığınız ekran kartı, 2-3 sene sonra çıkacak oyunları istediğiniz görüntü ayarlarında oynatmayabiliyor.
Diğer taraftan oyun sektöründeki bu gelişmeler cebimize de fazlasıyla yansıyor. Piyasaya yeni çıkan popüler oyunların fiyatlarına kısaca bir göz atalım:
Peki, bu ateş pahası fiyatlar tüm dünyada mı böyle yoksa Türkiye'ye mi özel? Tabii ki Türk Lirasının, Euro ve Dolar kuru karşısında son yıllarda değer kaybetmesinin, fiyatlar üzerinde etkisi var. Sonuçta oynadığımız oyunları çoğu ABD ve Avrupa ülkelerinde üretiliyor. Kendi oyunumuzu kendimiz üretseydik elbette sonuçlar daha farklı olabilir.
Fakat tüm bu etkenlerin dışında her şeye rağmen oyunların ülkemizde yüksek fiyatlı satıldığını söyleyebiliriz.
, bu konuyla alakalı güzel bir çalışma yapmış. Avrupa ülkelerinde geçerli olan asgari ücret ile en pahalı oyunlar kıyaslanmış ve böylece o ülkede yaşayan insanların oyunları satın alabilme gücü araştırılmış.
Listede gördüğümüz üzere Avrupa'nın en pahalı oyunlarını satın alan ülkesiyiz. Asgari ücrete oranlandığında ise sondan 2. sırada yer alıyoruz. Kısacası Türkiye'de oyun satın almak bir lüks desek yanlış olmaz.
Elbette bunlar orijinal oyun fiyatları. Fiyatlar ateş pahası olunca da insanlar kaçış yolunu illegal yollardan çok daha düşük fiyatlara satın alarak veya internetten 'crackli' halini ücretsiz indirerek arıyor. Fiyatların bu boyutlarda olmasıyla, insanları orijinale yönlendirme çabası da boşa gidiyor haliyle.
Euro ve dolar kuru dibi görmedikçe veya dünyaca ünlü oyunlarla kıyaslanabilecek yerli yapım oyunlarımızı üretemediğimiz sürece ortada bir çözüm yolu görünmüyor. Fakat bazı yöntemlerle satın almak istediğimiz oyunları daha düşük fiyatlarla alabiliriz.
Evet, yukarıdaki görselde de gördüğümüz üzere
oyunlar, Steam ve Origin'e göre çok daha indirimli oluyor. Örneğin Steam üzerinde 179 TL'ye satılan bir oyun G2A üzerinden 100-110 liraya satılabiliyor. Bu açıdan G2A iyi bir alternatif.
Bir başka alternatif ise Steam ve Origin üzerindeki indirimleri takip etmek. Şöyle ki; ilgilendiğimiz oyunları bir listeye alarak, o oyunlar indirime girdiğinde bize e-posta ile bilgilendirme gelmesini sağlayabiliriz. Diğer taraftan ABD'de alışveriş çılgınlığı olarak bilinen Kara Cuma'da fiyatlar büyük oranda indirime giriyor. Bu özel indirim günlerini takip ederek oyunları çok daha ucuza satın alabiliriz.
Çözümlerden bir tanesi de, müzik piyasasında oturtulan fiyatlandırma sisteminin oyun platformlarına da gelmesi. Örneğin Apple Müzik ve Spotify, yurt dışında 10 avroya sunduğu hizmeti, Türkiye'de 10 liraya sunuyor. Aynı sistem oyun platformlarına da gelirse, yani örneğin Avrupa'da 59 avroya satılan bir oyun, ülkemizde 59 liraya satılırsa o zaman tüm oyun fiyatlarının ciddi oranda düştüğünü göreceğiz.
Küçük bir hatırlatma:
Fiyatlar ne olursa olsun korsan oyun, film, müzik vb. uzak durmak gerekiyor. Korsancılığın, bir tür hırsızlık olduğunu unutmayalım.