Logo... Yazarlar...

FEHMİ KORU


Yunanistan'la diyalog

K omşumuz Yunanistan'la ilişkilerde, hiç değilse 'arayış' denilebilecek bir düzelme çabası seziliyor. Yunanlı diplomatlar Ankara'ya geldiler, dışişleri bakanlığında ikili görüşmeler yapıldı; görüşmeler ardından Atina'da sürdürüldü. İki ülkenin politikacıları ve devlet adamları da, çeşitli uluslararası platformları kullanarak, biraraya geliyorlar. Bunlar iyi gelişmeler.

Anlaşılması güç olan, bu gelişmeleri başlatan bir açıklamayla ilgili tartışmalar... Yunan dışişleri bakanı Yorgo Papandreu, 'resmî söylem' tarafından "Müslüman azınlık" diye anılan Batı Trakya'da yaşayan Türkler'den, "Bağnazlığa son vermeliyiz" gerekçesiyle, adlı adınca söz etti. Öğreniyoruz ki, Yunan basını, Papandreu'nun, resmî söyleme aykırı olarak, "Türk azınlık" demesine karşı çıkıyor, bu açılıma alkış tutan Türk gazetelerini de kınıyor...

Bir ülkedeki insanların kimlikleri kendilerini algılama biçimleridir. Anlaşmalarla Yunan topraklarında kalmış insanların bir bölümü, hem ırk olarak, hem de kültür çevresi itibariyle Türk'tür. Türkiye Cumhuriyeti olarak küçülürken, Türkler, kendi milletlerine mensup çok unsuru başka ülkelerin topraklarında bırakmak zorunda kaldılar. Batı Trakya'daki Türkler, Lozan'da, 'koruması şartıyla' Türkiye tarafından Yunanistan'a bırakılmıştır. Yunanistan'ın onları uzun yıllardan beri başka türlü adlandırması bu temel gerçeği değiştirmez. İstanbul'daki Rumlar nasıl "Türkiye Cumhuriyeti'nin Rum vatandaşları" iseler, Batı Trakya'daki Türkler de, Yunan vatandaşı olmakla birlikte Türktürler.

Türkiye'nin Yunanistan'la olan sorunlarının çözümsüz halde kalması her iki ülkenin aleyhine çalışıyor. Bu açıdan, şimdilerde başlayan 'diyalog' ve 'çözüm arayışı' desteklenmesi gereken bir girişim. Türkiye aleyhine gruplara verdiği destek, özellikle Abdullah Öcalan'la ilişkisine yapılan suçüstü, Yunanistan açısından iyi olmadı. Diyalogu başlatan ve olumlu mesajlar veren Yunanistan, bunu, aleyhine oluşan dünya kamuoyuna yeniden şirin görünebilmek için başlatmış da olabilir. Sebep ne olursa olsun, iyi niyet arayışını sürdürmekte yarar var. Ege'de ve Kıbrıs'ta, bugünkü durumdan geriye gidişi amaçlamayan ve çağdışı şovenizmden arındırılmış bir diplomasiyle çözüm bulunabileceğini anladığında, Yunanistan, Türkiye'nin Batı'da önünü kesmeye çalışmasının da kendi çıkarlarına aykırı olduğunu daha iyi görecektir.

Uzun yıllar tabu bilinen "Batı Trakya'daki Türk azınlık" cümlesinin, şimdi, tepkileri de göze alarak rahatça telâffuz edilmesi, Kıbrıs ve Ege'deki çözümsüzlüğü ortadan kaldırabilecek bir yumuşamayla ilgiliyse sorun yok. Bir bağnazlığı geride bırakabilenler, süreç içerisinde, başka saplantılarından da vazgeçebilirler. Diyalog ve müzakereler, umarız, bu sonucu getirir.

Ancak, Yunanistan'ın, resmî söylem halini de almış 'Türk düşmanlığı' sebebiyle, ara sıra başkalarının pis işlerine taşeron olmakta mahzur görmediği de biliniyor. Öcalan'ı İmralı'ya getiren süreçte, Atina yönetimi, talihsiz roller üstlendi; şimdiki endişemiz, olumlu adım atma görüntüsüyle, dolaylı bir operasyonun parçası olmasıdır. Yunan basınıyla söz düellosuna girenler, "Yunanistan'da Türk azınlık" formulünü 'kazanım' sayıyorlar; oysa 'azınlık' kavramı Lozan'da din ile irtibatlandırılmıştı ve Türkiye'deki resmî tez, bu yüzden, yani Lozan'a dayanarak, "Kürtler azınlık değil" diyebiliyordu. Yunanistan'daki tavır değişikliği Türkiye'nin Kürt politikasını dolaylı yoldan etkileme amaçlı olmasın sakın?

Bu soruyu sormamızın sebebi Türkiye'nin resmî tezini doğru bulmamız değil elbette; sebep, Türkiye'nin doğrudan veya dolaylı zorlamalarla yönlendirilmesinden rahatsızlık duyuşumuzdur. Türkiye, önünü tıkayan, hak ve özgürlüklerin kısıtlı kullanımına yol açan, maddî ve mânevî kaynaklarını tüketen, çağdaş çizgiden uzaklaşmasına yol açan ciddi bir soruna, kendi değerler sistemi içerisinde, kendisi çözüm bulmalıdır.

Yunanistan'la gelişmeler, bakalım, ülkeye ne getirecek?


 


  3 Ağustos 1999 Salı
Geri



Uzun yıllar tabu bilinen "Batı Trakya'daki Türk azınlık" cümlesinin, şimdi, tepkileri de göze alarak rahatça telâffuz edilmesi, Kıbrıs ve Ege'deki çözümsüzlüğü ortadan kaldırabilecek bir yumuşamayla ilgiliyse sorun yok. Bir bağnazlığı geride bırakabilenler, süreç içerisinde, başka saplantılarından da vazgeçebilirler. Diyalog ve müzakereler, umarız, bu sonucu getirir.


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || YAZARLAR ||
|| LİNKLER || SERBEST KÜRSÜ ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED