Logo... Yazarlar...

Ahmet RIDVAN

Çevik Bir Paşa

U lusal Güvenlik İşleri Yahudi Enstitüsü" (JİNSA) tarafından, Çevik Bir Paşa'ya "liderlik" ödülü verileceği haberini gazetelerden okumuşsunuzdur. Musevi gazetesi Şalom dahil bazı çevreler, Çevik Bir Paşa'ya liderlik imajı giydirmek için elbirliğiyle çalışıyorlar.

Anlaşıldığı kadarıyla Çevik Paşa, emekli olduğu sıralarda Evren Paşa gibi Marmaris'e yerleşeceğinden, 28 Şubat'ın sona erişinden vs. söz ederek, "kûşe-i uzlete" çekilmeyi düşündüğünü ihsas ettiren tutumlar sergilemekten geri kalmıyordu. İşte görüyorsunuz ki bu mümkün olmayacak.

Hatıra yazmak mı!..

Paşanın emekli olmaması yolunda, ordu içi teâmülleri bile zorlamaya kalkışan bazı çevrelerin gayretleri de sonuç vermeyince, 28 Şubat'ın bu parlak generali, ister istemez sivil hayatın yeknesaklığına ayak uydurmaktan başka çare kalmadığını idrak eder hale gelmişti. Bu psikoloji sayın paşada o kadar hakimdi ki; CHP genel başkanlığı tekliflerini reddediyor, son derece anlamlı bulduğu geçmiş hayatını "hatıralar" biçiminde yazmaya karar veriyordu. Yani paşa için, istikbale dönük plan ve programlar yapmak yerine, eski hayatını kaleme almak daha bir mânâlı gelmeye başlamıştı. Bu psikolojinin emekli bir asker için ne anlama geldiğini her halde takdir edersiniz.

Fakat öyle gözüküyor ki Çevik Bir Paşa'nın hatıralarını kolay kolay okuma imkânı bulamayacağız. Hatıralar konusunda Sabah gazetesi ile anlaşma yapıldığı şeklindeki şâyialar eğer doğruysa, içimizdeki bir his, bize bunun kolay kolay gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Eski düşmanlar dost olacak gibi

Neden derseniz, emekli olduğu sıralarda paşaya hâkim olan psikoloji gün gün değişiyorda ondan!.. İşte görüyorsunuz değerli paşamız, emekli psikolojisini yavaş yavaş üzerinden atıyor, nekahetteki hastalar gibi hayatı yeniden kucaklamaya hazırlanıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, buna biz ziyadesiyle seviniyoruz. Çünkü siyasî hayatımız olsun, fikir hayatımız olsun daha bir renklenecek, hareketlenecek de ondan. Meselâ geçen gün, malûm çevrelerin üzerinde ihtimamla titrediği Işık Üniversitesi'nde, yüksek seviyeli bir açılış dersi vermişler. Bu konuşma o kadar muhtevalı imiş ki, eski muhaliflerinin ağzı dahi bir karış açık kalmış(!) Anlata anlata bitiremiyorlar. Fakat şahsen biz bu nakillerden asla tatmine eremedik. Keşke Sabah'ı geride bırakacak derecede yeni muhabbet izharlarına soyunan Doğan Grubu gazetelerinden biri, bu konuşmayı tam metin olarak yayınlamış olsalardı!.. Fakat bu ihtiyaç el'an ortada. Bu hizmeti, yaldızlı kalın kapaklar içinde kendileride gerçekleştirebilirler. Şöyle güzel bir kitap nasıl olur dersiniz?

Değerli paşa emeklilik psikolojisini içselleştirdiği halde, öyle anlaşılıyor ki bazı çevreler onu rahat bırakmayacaklar. Yok "Ulusal Güvenlik İşleri Yahudi Enstitüsü JİNSA", yok Işık Üniversitesi, yok ileri geri bazı sermaye ve medya çevreleri!.. Nitekim bunun son örneğine şahit olmakta gecikmedik. Mesut Yılmaz'ın 28 Şubat'a ilişkin açıklamalarını tekzip vazifesini de paşamız üstlenmiş. Bu konuda paşa kendisi mi konuşmaya karar verdi dersiniz? Hayır, biz aksi kanaatteyiz. Bir çevre, Paşa hazretlerini özellikle piyasaya sürmek gayretinde. Hangi televizyon, hangi gazete varın siz karar verin buna.

Sanıyorum Recai Bey de, paşanın konuşmasından hayli mutlu olmalıdır. Yaptığı konuşmaları Mesut Yılmaz'a yakıştıramayan Recai Bey, Ordudan tekzip beklemiyor muydu? Bizdeki siyasetçilerin, muhatabını zora sokmak nâmına başvurdukları bu tarz eleştirilerin, doğrudan doğruya siyaseti tahrip ettiğini, kendi bindikleri dalı kesmekle sonuçlandığını bilmem kime anlatmalı? Buyurun işte!.. Recai Bey'in muradı hasıl olmadı mı?

JİNSA'nın tercihi ve Karadayı

Orası öyle de, şu iki sorunun cevabını bize kim verecek? Tabiî hem Recai Bey'in, hem M.Yılmaz'ın, hem de sayın Karadayı'nın düşünmesi!..

1. Çevik Paşa 28 Şubat döneminin sözcüsü olduğunu söylüyor. Sayın Paşanın sözcülük görevi halen devam ediyor mu dersiniz? Eğer böyleyse ona göre davranalım. Yok değilse, niçin o dönemin asıl yetkilileri değil de Çevik Bir Paşa meydana atılıyor? Bu bir!..

2. Çevik Bir Paşa geçen dönemin sözcüsü ise, mûsevi kuruluşu JİNSA'nın liderlik ödülü niçin kendilerine verilmek isteniyor? Bu tavır sayın Karadayı'ya, Teoman Koman'a, Güven Erkaya'ya karşı JİNSA'nın bir istiskali değil de nedir?

Her ne ise, biz Çevik Bir Paşa'nın meydanı siyasetteki hazırlığından son derece memnunuz. Bu meydan geniş, fakat kimleri sıkboğaz etmiyor ki!..


 

aridvan@yenisafak.com

  20 Ekim 1999 Çarşamba

Geri



Değerli paşa emeklilik psikolojisini içselleştirdiği halde, öyle anlaşılıyor ki bazı çevreler onu rahat bırakmayacaklar. Yok "Ulusal Güvenlik İşleri Yahudi Enstitüsü JİNSA", yok Işık Üniversitesi, yok ileri geri bazı sermaye ve medya çevreleri!.. Nitekim bunun son örneğine şahit olmakta gecikmedik. Mesut Yılmaz'ın 28 Şubat'a ilişkin açıklamalarını tekzip vazifesini de paşamız üstlenmiş. Bu konuda paşa kendisi mi konuşmaya karar verdi dersiniz? Hayır, biz aksi kanaatteyiz. Bir çevre, Paşa hazretlerini özellikle piyasaya sürmek gayretinde. Hangi televizyon, hangi gazete varın siz karar verin buna.


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || KÜLTÜR ||
|| YAZARLAR || LİNKLER ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj || ABONE OL ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED