Logo... Yazarlar...

Fatma Karabıyık BARBAROSOĞLU


Yurt yapmak

Ş ehirlerde ev sahibi olanların sayısı az olup, kirada oturmak ne kadar normal ise, köyde evi olmamak da o kadar olağan dışıdır. Ancak yangın, sel ya da depremde evini yitirmişlerin evi yoktur. Onun dışında evsiz olmak olmaz.

Esasında Anadolu'nun pek çok yerinde olduğu gibi bizim tarihi yazılmamış köyümüzde de ev'in adı yurttur. Yurdu olmayanın ocağı tütmeyeceğine göre ne yapıp edip insanın başının üstüne bir çadır kurması şarttır. Köylerde ilk ve ortaçağın en önemli özelliği olan mülk sahibi olma anlayışı geçerlidir. Kapitalist dünyanın hemen bütün tüketim kalıpları köylerde geçerliliğini sürdürse de mülk sahibi olmak yine de köyde yaşayanlar için en önemli itibar kaynaklarındandır. Köyde yaşamak önce kendi sahibi olduğun toprağa bağlanmaktan geçer. Sonra köyün ortak kullanım alanlarına bağlanmaktan. Bu bakımdan köyde sukün herkesin bir mesken sahibi olmasına bağlıdır. Evi olmayan köye ait olamaz, dışlanır.

Dışardan göçlerin çoğaldığı, mülk sahibi olmanın yerine para sahibi olma anlayışının geçtiği dönemlerde herkese bir yurt düşmez. Köyler hiçbir zaman dışardan göç almadığına göre "yurt"u olmayanlar ya çok fakirlerdir ya da yangın ve sel, deprem gibi tabi afetler sonucunda yurdunu yitirenlerdir. Yurtsuz kalmak hiçbir yere ait olmamak demektir. Hiçbir yere ait olmayan adamdan korkulur. Köyün güvenliği herkesin yurt sahibi olmasından geçer. Bu hem başının üstünde bir hane bulunanların maddi güvenidir, hem de "yurtsuz"u yurtlandırarak huzur bulun vicdanın güvenidir.

Yurtsuz kalmak, savaş, deprem, sel gibi topluca uğranılan bir talihsizlik değilse eğer ne yapıp edilir evsiz kalanların başının üstüne yeni bir ev kondurulur. Evsiz kalanlara "sen hele bir başla" denir. "Yurt yapanla düğün kuranın Allah yardımcısıdır."

Yurt yapana yardım etmek o kadar önemlidir ki, Cuma günü hayvan koşmak (çalıştırmak) günah sayıldığı halde bunun tek istisnası yurt yapana yardımdır. Diğer günler kendisine çalışan köylü, Cuma günü hayvanlarını yurt yapmakta olan için koşup kimisi dağdan ağaç getirir kimisi taş taşır. Haftada bir gün ile ev biter mi? Bitmez elbet. Gün boyu kendi tarlasında, bağında çalışmış olanlar, gün indikten sonra ev yapanın yanına gelir. O yorgunluğun üstüne başkasının işinde ne kadar çalışılabilir? Üstelik bu çalışma karşılıksız bir çalışma ise... Eğlenceye dönüştürülmüş bir çalışma ile aşılır bu güçlük. Gecenin karanlığında, yapılmakta olan evin üstüne mertek atıp; atılan merteklerin üstünü toprak ile örtmek için bütün köyün gençleri toplanır. Gün boyu çalışmış gençler yorgundur elbet. Fakat bir gurup çalışır öteki gurup güreş tutar; karşılıklı mani okurlar, derken kendilerine meleklerin de yardım ettiği inancı ile gece henüz yarı olmamışken, yapılmakta olan ev çadır hükmünde ortaya çıkaverir. Bundan sonrasını hane sahibi yavaş yavaş eline imkan geçtikçe tamamlar.

Gençler yorgunluklarını yeni bir yorgunluk ile taçlandırırken; köyün kadınları bir yandan börek açar, bir yandan tavuk pişirir ve gecenin bir vaktine bu bileği gibi yüreği sağlam, gözü pek başı dik gençlerine şölen hazırlanmış olur.

Diğer bütün işleri kişi aile imkanları ile aşabilse de yapılmakta olan evin merteklenmesi ve merteklerin üzerinin toprak ile örtülmesi için olabildiğince fazla insan gücüne ihtiyaç vardır.

Bütün bu anlatılanlar köylerde paranın hükmünün geçmediği yıllara ait. Emeğin karşılığı para olduğunda bir yandan Allah rızası için iş tutma anlayışı ortadan kalkıyor diğer taraftan dayanışma.

Şimdi evler nasıl mı yapılıyor? Ahşap evler yavaş yavaş ortadan kalktığı ve yeni yapılan evlerin hepsi "betonarme" olduğu için "varsa paran pulun konar tarlana yurdun" hükmünde yeni evler yapılıyor. Ama artık evlere yurt denmiyor.
 


  3 Eylül 1999 Cuma
Geri



Yurt yapana yardım etmek o kadar önemlidir ki, Cuma günü hayvan koşmak (çalıştırmak) günah sayıldığı halde bunun tek istisnası yurt yapana yardımdır. Diğer günler kendisine çalışan köylü, Cuma günü hayvanlarını yurt yapmakta olan için koşup kimisi dağdan ağaç getirir kimisi taş taşır. Haftada bir gün ile ev biter mi? Bitmez elbet. Gün boyu kendi tarlasında, bağında çalışmış olanlar, gün indikten sonra ev yapanın yanına gelir.


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || YAZARLAR ||
|| LİNKLER || SERBEST KÜRSÜ ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj || ABONE OL ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED