Logo... Yazarlar...

Kemal KAHRAMAN


Mutemet değişiyor

5.2'lik artçı şokun meydana geldiği gün, Adapazarı'ndaydık. Bulunduğum yerde kimse paniğe kapılıp dışarı çıkmadı. Güvenli görünen tek katlı bir yapının içindeydik. Dahası, insanlar alışmış görünüyordu.

Bir de yardımlaşma ruhuna alışmışlardı. Türkiye'nin, dünyanın her yerinden, bildikleri bilmedikleri insanlar onlara sürekli bir şeyler gönderiyordu.

İnsanlar doluydu. Yaşadıklarını anlatmak, açıklamak istiyorlardı. Kaybedecekleri bir şey kalmadığından mıdır nedir, konuşurken sağına soluna bakmıyorlardı.

Bir baba bize yaklaştı "Dört çocuğumu kaybettim" diyordu. "İlk günden beri bize vatandaş yardım etti, devlet nerede? Onlar sadece bize yapılan yardımları engelliyor. Bunları söyleyin, haberlere bakmayın, gerçek bu."

Kameralar karşısında heyecanla bir şeyler anlatmaya çalışan kadınlar gördük. Bizim insanımız anlatmaya bu kadar meraklı mıydı? Suskunluğuyla tanınmış değil miydi?

Bir çadır kente uğradık, Kızılay çadırlarını Kızılay'dan satın aldıklarını söylediler. Bir kuyruk gördük. Kanadalı askerler bir şeyler dağıtıyordu. Yaklaştık, naylon poşetlerde arıtılmış su dağıtıyorlardı. O devasa kamyona bunu yakıştıramadık. Çünkü yerli su şirketleri pet şişelerde kaynak suyu dağıtıyordu. Tankerler de ihtiyaç olan yere gidip kapları dolduruyordu. Neyse, "niyet halis olduktan sonra hepsi bir" dedik. Kuyruktaki yaşlı bir kadın, çekim yapılmasından rahatsız oldu. "Eğlence miyiz biz" dedi, "İnsanlar sokaklarda yatıyor." Bunlar onuruyla yaşayan, çalışıp kazanan insanlardı. Yardım görme pozisyonu onlar için kolay değildi. Sokaklarda, caddelerde, çeşitli yabancı dillerde karton kutular, poşetler, pet şişeler gördük. Çok çeşitli şirketlerin çadırları, ürünleri oradaydı. Özellikle belediyelerin ağırlığı çok belirgindi.

Adapazarı'ndaki bu manzaraları gördükçe, Milli Mücadele'nin nasıl kazanıldığını anlamak kolaylaşıyor. İnsanlar deprem karşısındaki zaaflarını görmüşlerdi ama aynı zamanda yardımlaş?manın, yani kendilerinin gücünü görmüşlerdi. Buna sivil inisiyatif, gönüllü kuruluş gibi adlar verebilirsiniz. Sonuçta, halkın onarıcı güçleri, yapıcı kan hücreleri gibi derhal harekete geçmiş, akan kanı pıhtılaştırmış ve yaraları onarmaya başlamıştı. Bunlar bir vücudun tabii tepkilerinden başka bir şey değildi. Millet bir vücut olduğunun farkına vardı. Ama bunun farkına varan sadece Türk ulusu değildi. Yardım için gelen yabancı kuruluşlar da karşılarında etkin bir muhatap olarak "sivil makamları" gördü ki bunun devletler geleneğinde yeni sahayı işaret ettiğini vurgulamak istiyorum.

Şimdiye kadar uluslararası ilişkilerde resmi makamlar kendilerine sadece resmi makamları muhatap almaktaydı. Mesela Birleşmiş Milletler, Suriye'deki insan hakları ihlalleriyle ilgili bilgi almak için resmi makamlara baş vuruyordu. Gayrıresmi raporların resmi ve geçerli bir kimliği olmuyordu. Resmi makamlar, yani hükümetler yegane mutemet durumundaydı. Oysa sağlıklı demokrasilerde hükümetlerin temsil kabiliyeti yüksek olduğundan, resmi makamlar aynı zamanda sivil makamlar anlamına geliyor. Her vatandaş, aynı zamanda resmi bir kişilik sayılabiliyor. Sorunlu "demokrasilerde" ise temsil kabiliyeti alabildiğine düşebiliyor, o zaman resmi ve sivil ayrılığı belirginleşiyor.

Deprem felaketinde bu durumun farkında olan bazı ülkeler, gönüllü kuruluşlar aracılığıyla yardım etmekte ısrar edince, vazgeçmek zorunda kaldı. Veya getirdikleri yardımları Kızılay'a "kaptırdığını" açıkladı.

Gönüllü kuruluşlar bu felakette gösterdikleri performansla hem halkın özgüvenini artırdı, hem de uluslararası platformlara kendini tanıttı.

Bundan böyle Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde sivil unsurlar "mutemet" olarak önemli bir rol üstlenecektir. Hazırlıklar buna göre yapılmalı, gönüllü kuruluşlar dünya haritasına bakmaya alışmalıdır.
 


  3 Eylül 1999 Cuma
Geri



Bir baba bize yaklaştı "Dört çocuğumu kaybettim" diyordu. "İlk günden beri bize vatandaş yardım etti, devlet nerede? Onlar sadece bize yapılan yardımları engelliyor. Bunları söyleyin, haberlere bakmayın, gerçek bu."


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || YAZARLAR ||
|| LİNKLER || SERBEST KÜRSÜ ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj || ABONE OL ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED